'Meryem Kadınlar' sınır tanımıyor!
Bereketli Çukurova tarlalarından birindeyiz. Gün artık akşama dönmüş olsa da sıcaklık kavurucu etkisinden bir şey kaybetmemiş. Tarladan dönen kadınlarda ise bezginlikten çok neşe var. Arapça-Türkçe karışık birbirlerine takılıyorlar. Hepsinin yüzünde güller açıyor, herkes kendi dilinde “Hoş geldiniz” diyor. Burası, Adana Büyükşehir Belediyesi ile Uluslararası Çalışma Örgütü’nün ortaklığında geliştirilen kocaman bir işletme aslında. 60 dönüm arazi, ailelerine gelecek çizen bu kadınların hayata tutunmaları için 360 derece tasarlanan bu kooperatife ayrılmış durumda. Kadınlar ziraat mühendisleri başta olmak üzere uzmanların rehberliğinde tarımı, ürünleri kurutmayı, paketlemeyi ve daha birçok şeyi öğreniyor. Meryem Kadın Kooperatifi’nin yorgun kadınları ise yüzlerindeki mutluluğu, “Suriye’de artık bir evim yok. Çocuklarım burada büyüdü, evlendi. Türk akrabalarım oldu. Artık evim burada. Meslek öğreniyorum, para kazanıyorum” diye açıklıyorlar.
‘Köylü köyünde doymalı’
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, mali açıdan geçirdikleri kötü günlere rağmen sosyal kalkınma projelerini altyapı ve diğer işlerle aynı anda yürüttüklerini söylüyor. Karalar'a göre, en iyi yerel kalkınma modeli "Köylüyü köyünde doyurmak". “4 milyar lira borcun yanı sıra alınan kredilerden dolayı da her ay 60 milyon lira açık veren bir belediye devraldık. Hemen her alanda tasarruf ettik. Neyse ki şimdi mali disiplini sağladık. Daha gidecek çok yolumuz var” diyor.
Halka tarımı hatırlattık
Karalar’ın ajandasında tarımsal kalkınmayı destekleyen, özellikle de kadını bu alanda öne çıkaran projeleri artırmak var. Tarımın az para ile çok kişiyi doyurduğunu belirten Adana Büyükşehir Belediye Başkanı, “Kadınlara yönelik iki modelle önemli yol kat ettik. Onlara sertifikalı meslek erbabı yaparken az da olsa para kazanmalarına önayak olan bir model kurduk. Önü açık bu modellerin yanı sıra köylüye ve üreticiye de ciddi destekler sağlanmış durumda” diye anlatıyor yapılanları.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Birleşmiş Milletler, Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ve Dünya Bankası ile ortaklaşa geliştirilen projelerin, hem ekonomik hem de sosyal entegrasyon anlamında önemli olduğunun altını çizen Zeydan Karalar, çalışmaları şöyle anlattı: “Payhane modelimizde yeme-içme sektörüne yönelik eğitim alan kadınlar aynı zamanda bir kafe de işletiyor. Belediye personeli yemeğini burada yiyor. Halka açık olan bu kafenin geliri her hafta iki kişiye paylaştırılıyor. Öte yandan Meryem Kadın Kooperatifi ile de tarladan paketlemeye üretim modeliyle kadınlar kazanıyor. Şimdi sırada yerli tohum üretimi ve kentin yaklaşık 30 yerine kurulacak halk büfeleri var. Bu büfelerde kadınların ürettikleri Adanalılar ile buluşacak. Ayrıca salça fabrikası kurmak için de çalışmalara başladık.”