Para ve yatırımlar yönünü arıyor
Son bir yıldır gözümüz kulağımız dolarda. Öyle ki bankalardaki toplam mevduatların yarıdan fazlası Amerikan Doları'nda duruyor. Dolar adeta ikinci para gibi işlem görüyor. Bunun en büyük nedeni de vatandaşın milli paraya olan güvensizliğidir. Asıl sorulması gereken soru doların neden yükseldiği değil, Türk Lirası’nın neden dünyanın en değersiz para birimleri arasında olduğudur. Türkiye’nin güven endeksinin düşük olması, uluslararası piyasalarda bir yıldır dolaşan dövizin ülkemize gelmemesine neden oldu. Hatta var olan yabancı yatırımcı da Türkiye’deki sermayesini geri çekmeye devam ediyor. Borsa İstanbul’dan giden yabancıların dışında reel sektörde de son olarak Honda’nın yatırımını kapatma kararını doğru okumak gerekir. Honda’da pekala üretim hattını elektrikli araç için revize edebilirdi. Onun yerine komple ülkeden çekilmeye karar verdi. Diyebilirsiniz gidenler olacağı gibi gelenler de olacak. Özellikle hizmet sektöründe iyi bir tüketim pazarı olduğumuz için uzak doğudan şirketler Türkiye’de üretim yapmaya başlıyor.
Bu durum da bizi rehavete sürüklememelidir. Asıl olan imalat sanayinin üretimini katma değerli bir şekilde yapmasıdır. Yücel Boru örneğini de bu yüzden verdim. Bugün Çin’den bile düşük olan işçilik maliyetleri ile üretim yapan Türkiye, üretimdeki teknolojik alt yapısını güçlendirmezse, coğrafi konumundan kaynaklanan avantajı yetmeyecektir.
O yüzden de para ve yatırım ikilisine dikkat çekmek istedim. Son 20 yıldır hep büyüme rakamlarıyla övünüyoruz. Ama büyümeyi konuşurken kalkınmadan bahsetmiyoruz. Tüketerek ve borçlanarak gerçekleşen büyüme sağlıklı bir büyüme değildir. O yüzden ülkedeki kaliteli ve karma değerli üretime vurgu yapıyorum. Çünkü bu beraberinde kalkınmayı ve büyümeyi getirir. Kırılgan ekonomiler arasından sizi çıkaracak olan da budur.
İşte o zaman paranız yabancı paralar karşısında değerli olur. Yani paranızın değerli olmasını istiyorsanız, önce ürünlerinizin değerli olmasını sağlayacaksınız. Bunu da yüksek teknolojiye entegre olan değerli bir iş gücü ile başarabilirsiniz.
Türk parasını değerli kılmak ve vatandaşın tasarrufunu yabancı bir ülke para binde değerlendirmesini engellemek için sadece faiz artırmak yetmez. Ya da döviz bürolarına para yatıran vatandaşın kimlik bilgilerini almanız komik olur.
Türk parasının değersiz olması kadar çok değerli olması da doğru değildir. Vatandaş yatırımına istediği şekilde değerlendirebilir. Ama Türk Lirası da alternatifleri arasında olmalıdır. Bugün 260 milyar dolara yakın para bankalarda yatıyor. Vatandaşın yastık altında tuttuğu doları ise bilen yok.
Bu işlerle uğraşan Merkez Bankası ise bir yandan sıkı para politikası izleyeceğini söylerken faiz indirmesi ve indirmeye devam edeceği tahmini eylemle söylemin geliştiğini gösteriyor.
Yine suçu FED’ e atmak sorunu çözmez. Belli ki dolar yükselmeye devam edecek. Olan maalesef finansal risklerini yönetmeyen sanayiciye ve artan maliyet enflasyonu yüzümden yapılan zamlarla vatandaşa olacak.