ABD’liler de başka ülkelerde yaşamak istiyor
Popülist siyasetin uzun süredir gündemindeki ‘imkânı olan ülkeden gitmek istiyor polemiği’ kolay kolay bitmez. Üstelik son yıllarda yaşananlarla mesele iyice küreselleşti ve bu konuda gelişmiş ülkelerin durumu da pek parlak değil. Yeni varyantlarıyla tehdidini sürdüren COVID-19 Salgını yüzünden, başka bir ülkeden vatandaşlık almak isteyen ABD’lilerin sayısı 2020’de bir önceki yıla göre yüzde 235, Kanadalıların yüzde 75, İngilizlerin ise yüzde 38 artmış. Bu rakamları veren kişi dünya genelinde ‘devletlere vatandaşlık kanunları konusunda, bireylere de başka bir ülkeye yerleşme ya da vatandaşlık edinme şartlarıyla ilgili danışmanlık’ hizmeti veren Henley and Partners Türkiye Direktörü Burak Demirel. Herkes sadece birkaç güçlü ülkenin pasaportunun işe yarayacağını ve her yere vizesiz girme imkânı sağladığını düşünse de Burak Demirel’in söylediğine göre öyle ülkeler var ki adlarını bile duymamış olabilirsiniz ama pasaportunu taşıyanlara, AB ve İngiltere dâhil 157 ülkenin kapısı açılabiliyor. Karayipler’de iki adacıktan ibaret 54 bin nüfuslu Saint Kitss and Nevis ülkesinin vatandaşı olursanız AB Shengen Bölgesi ve İngiltere’yle birlikte 157 ülkeye vizesiz girebiliyorsunuz. Antigua ve Barbuda, Grenada, St. Lucia ve Dominika gibi diğer Karayip ülkelerinden de yatırım yoluyla vatandaşlık alabiliyorsunuz. Bu ülkelerin pasaportları da Saint Kitss and Nevis gibi güçlü pasaportlara sahip. İçlerinde Rusya ve Çin’e de vizesiz girme imkânı veren ülkeler var. Çin ile ticaret yapmak isteyen birçok iş adamı buralardan ikinci vatandaşlıklarını alıp vizesiz yolculuk yapıyor. Avrupa’da da Malta, Avusturya, Monetenegro (Karadağ) ve Kuzey Makedonya’dan yatırım yoluyla çok da zorlanmadan vatandaşlık elde etmek mümkün.
Bölge ya da proje şartlı vatandaşlık verilebilir
Bazı ülkelerde o ülkenin yatırım fonlarına 100 bin dolar hibe etmenin vatandaşlık sağladığını belirten Burak Demirel’e devletlere nasıl bir danışmanlık verildiğini soruyorum. Çünkü Türkiye’de de mütekabiliyet yasasının çıkmasından sonra belirli limitlerin üzerinde gayrimenkul alımı, yine limit şartına bağlı sermayesi olan şirket kurmak veya belirli miktarda tasarrufu belirli vadeyle Türkiye’de tutmak gibi ön şartlarla yabancılara Türkiye vatandaşlığı veriliyor. Bu da yine popülist siyasetin en çok istismar ettiği konular arasında. Tartışma başlatan temel slogan ise ‘ülkeyi yabancılara peşkeş çekiyorsunuz’ şeklinde. Burak Demirel, vatandaşlık alma ya da verme meselesinin ‘şeffaf ve iyi yönetilmesi halinde kazan kazan ilkesini çalıştırdığını’ belirtiyor ve devam ediyor: “Henley and Partners olarak Türkiye hariç 15 ülkeye ‘kime nasıl vatandaşlık verirseniz daha çok yatırım çekersiniz’ temelinde danışmanlık veriyor. Türkiye’deki sistem de yeniden ele alınabilir. Türkiye’de her yerden gayrimenkul alımı ya da her yerde yatırıma vatandaşlık verilebiliyor. Oysaki Türkiye büyük bir projesine ya da kalkınmasını istediği bir bölgesine yatırım şartıyla da vatandaşlık verebilir. Vatandaşlık vermek istemiyorsa golden visa ile sadece oturma verebilir veya ‘ sadece Leeds sertifakalı projelerden gayrimenkul alanlara’ vatandaşlık ya da oturum verebilir.”