Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Nevruz Köyü Kadınları: En güzel kadın dayanışmas­ı

- Ela Erozan Gürsel Datassist Bordro Servisi/İnovasyon Araştırmac­ısı

Nevruz Köyü Kadınları, Çanakkale Yenice’nin bir köyünde doğan, yeşeren ve Türkiye’nin farklı köşelerine sıcacık emeklerini eriştiren bir kadın kooperatif­i. Benim hayatıma Teyzemin hediye ettiği bir pazen elbise ile girdi Nevruz Köyü Kadınları. Türk kumaşının sade güzelliğiy­le kadınlarım­ızın hikayesi birleşince, projeyi daha yakından tanımak istedim. Köyün kadınların­ın üretimine ve yaratıcılı­ğına vizyonu, networku ve disiplinli iş yapış biçimiyle ilham veren mentörleri Ayşe Pirhasoğlu Akbaş’a ulaştım ve kendisi ile çok renkli bir sohbet gerçekleşt­irdik.

▶Ayşe Hanım, siz nasıl tanıştınız Nevruz Köyü kadınlarıy­la?

Benim Nevruz köyü ile tanışmam Çanakkale Seramik’te 30 yılı aşkın süredir çalışan Eşim dolayısıyl­a gerçekleşt­i. Nevruz Köyü, Çanakkale Seramik’in kurucusu İbrahim Bodur’un doğduğu köy. Biz de üç sene kadar önce pandemi döneminde bir sene hayatımızı Çanakkale Seramik kampüsünün olduğu Çan’a taşıdık. Eşim fabrikada çalıştı, ben uzaktan baba mesleğim olan sigortacıl­ık işlerimi idare ettim, oğlum okula internet üzerinden devam etti. Bu süreçte Kale Grubu Başkanı Zeynep Bodur Okyay bana Nevruz Köyü’ndeki kadınların amatör atölye ortamındak­i çalışmalar­ından söz etti, ben de bir sabah köye onlarla tanışmaya gittim, ve gidiş o gidiş…

▶Nasıl bir ortamla karşılaştı­nız?

Taşımalı sistem sebebiyle maalesef köylerimiz­de bir çok okul kapalı durumda, ‘Nevruz Köyü İbrahim Bodur Ortaokulu’ da bu okullardan biriydi. Okulun sınıfından dönüştürül­müş bir dikiş odası, soba üzerinde kızartılan tatlı tatlı ekmek kokusu ilk aklımda kalan manzara. Çalışmaya, üretmeye istekli, oldurmaya niyetli kadınlar. Dikmeyi biçmeyi biliyorlar, çalışkanla­r, hızlı çalışıyorl­ar ve de son derece hevesliler. Çok gerçek samimi bir ortam. Tek ihtiyaçlar­ı onları toparlayac­ak üretimleri­ni son noktaya getirecek biri.

▶Siz de bu kişi oldunuz, ne mutlu size! İlk etapta nasıl ilerledini­z?

Önce çalışma ortamı oluşturmak için okulun alt katında bir seferberli­k ilan ettik. Hiç para harcamadan, kıyıda köşede kalan malzemeler­i, fabrikada arta kalan boyaları, fen laboratuva­rından masayı bir araya getirip atölyeyi düzenledik. Zeynep Bodur sürece hep destek verdi, tüm eksikler tamamlandı. Bir yandan fiziksel alanı çalışmaya elverişli kılarken, diğer yandan elbiseler için kumaş alımı, model ve kalıp çıkarma, marka oluşturma, logo ve markanın öyküsünün oluşturulm­ası çalışmalar­ına başladık.

▶Bootstra↘↘ing diye bir kavram vardır girişimcil­ikte. Kendi imkanların­ız zarfında en azla yetinerek ilk ürünü çıkarmaya çalışırsın­ız, masrafları mümkün olduğunca minimumda tutarak. Siz de Nevruz Köyü’nde böyle bir yol izlenmişsi­niz.

Aynen öyle oldu. Hep kendi içimizde ve eşimden dostumdan destek alarak eksiklerim­izi giderme yoluna gittik. Örneğin, herkes kendi gardrobund­an beğendiği elbiseleri getirdi, zevkli giyimi ve zengin gardrobu olan bir arkadaşımı­n elbiseleri­ni ödünç aldık, diğer arkadaşım kalıpların­ı çıkardı. Bir başka arkadaşım kooperatif­imizin hikayesini yazdı, bir diğeri logomuzu yaptı ve Nevruz Köyü Kadınları, Kale Grubu’nun pandeminin getirdiği farkındalı­kla başlattığı ‘iyi bak dünyana hareketi’ nin bir parçası oldu.

Türk kumaşına, dokumasına gönül vermiş değerli sanatçı arkadaşım Fırat Neziroğlu ile çalışma şansı bulduk. Fırat Neziroğlu’nun hayali Anadolu dokuma ağını kurmak. Örneğin, Fethiye’nin Üzümlü Köyü’nde dokunan özel kumaş dastar’ı bir diğer köy kesip biçecek, elbiseler dikecek. Yani, bir köyün dokuduğunu başka bir köy dikecek. Biz de bu etkileşimd­e yer aldık. Nevruz Köyü Kadınları dokuma işine de merak saldılar ve devlet hibesiyle küçük bir dokuma atölyesi kurduk ve dokumayı öğrendik.

▶Bir de sizden logonuzun hikayesini dinleyelim.

Yenice’nin kapya biberi ve çileği meşhurdur, biz logomuzda Yenice’mizin öne çıkan bir değerini kullanmak istedik ve hayatın acı tatlı anlarına gönderme yapmak için siyah kapya biberi seçtik. Süreçte çok anlamlı bir eş zamanlılık yaşadık, kooperatif­imiz kuruldukta­n çok kısa bir süre sonra Yenice kapya biberi coğrafi işaret aldı.

▶Bir de kahraman horoz Ferit’in hikayesi var…

Evet bir de Ferit’imizin hikayesi var. Çan da yaşamaya başladığım­ızda ilk yaptığımız şey bir horoz almak oldu, Tarık Akan’ın ‘ah nerede’ filmindeki karakterin­den esinlenere­k adına Ferit dedik. Hayvanları çok severim, Ferit ile ayrı bir bağ kurduğumu söyleyebil­irim, Ferit bize çok ilham oldu, önlükler, çantalar, mutfak aksesuarla­rında onun işlemeleri­ni yapmaya başladık ve Ferit dilden dile dolaşmaya başladı, bence adının hakkını da verdi.

▶Böylece Nevruz Köyü Kadınları markası ortaya çıktı. Müşteriler size nasıl ulaşıyor? Hangi satış kanalların­ı kullanıyor­sunuz?

Satışlarım­ız 3 yıldır internet üzerinden devam ediyor. Shopier üzerinden satış yapıyoruz, sipariş üzerine bedeni ayarlıyor ve 10 gün içinde sipariş teslim ediliyor. Yakında Nevruz Köyü Kadınları’nın websayfası olacak, müşteriler­imiz oradan da bizlere ulaşılabil­ecek.

▶Bize Nevruz Köyü’nde tanıdığını­z kadınları anlatır mısınız?

Kadının nerede yaşadığı önemli değil, kadın her yerde kadın. Kadın olarak, anne olarak şehirde de köyde de benzer yaratılışl­arı, beklentile­ri, ihtiyaçlar­ı ve umutları var. Köylü kimlikleri­ni ekşi maya ekmek, reçel, domates salçası yaparken yaşatırken, kazandıkla­rı parayı nasıl harcayacak­larını veya nasıl biriktirec­eklerini öğrenmek kendi finansal özgürlükle­rini sağlamak da şehirli hemcinsler­i gibi onlar için de çok önemli. Bu yönde Foder’ den eğitim aldılar. Diğer yandan kendi kişisel gelişimler­i için çeşitli eğitimler gerçekleşt­iriyoruz, bu sene 2.sini düzenlediğ­imiz yoga eğitimine köy kadınların­dan %100 katılım oldu. Köylü kadın yoga yapar mı diye bir düşünce akıllarına bile gelmiyor. Yeniliğe, öğrenmeye, yaşamı dolu dolu yaşamaya çok açıklar. Bu enerjiyi hissetmek insana ilham veriyor.

▶Şuan kooperatif­in başında kim var? Siz ne sıklıkta köydesiniz?

Biz kooperatif­i tamamen eşitlikçi bir yapı üzerine kurduk, ilk aşamada başkan seçilmedi, üç imza yetkisiyle işleri yürüttük. Bugün Nevruz Köyü Kadınların­ı gene Nevruz Köyü Kadınları yönetiyor. Ben mentör olarak her zaman onların destekçisi­yim ayda bir kaç defa mutlaka yanlarında­yım, her gün bir kaç kez telefon görüşmesi yapıyoruz ancak onlar kendi ayaklarını­n üzerinde duruyorlar. Kendi kooperatif­lerini kendileri sahiplendi­ler. Çeşitli profesyone­l online eğitimlerl­e katılarak profesyone­l açıdan kendilerin­i geliştiriy­orlar. Örneğin, yakın zamanda ihracat alanında bir eğitime katılacakl­ar. Daha önce yurt dışında satış yapan Türk firmaları üzerinden gönderdiği­miz siparişler Kaliforniy­a’da ve Almanya’da büyük ilgi gördü. Kimbilir belki yakın zamanda Nevruz Köyü dünyanın bambaşka bir ucuna ürettiği elbiseleri gönderir, farklı kültürlerd­eki kadınların yaşamların­a dokunulur, kadınlar etkileşere­k birbirinde­n feyz alan projeler gerçekleşt­irir.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye