Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Terfi kararını verecek yöneticin algoritmay­sa…

- Ela Erozan Gürsel Datassist Bordro Servisi/İnovasyon Araştırmac­ısı

“Zeynep, bu haftayı harika geçirdin. Satışların %70 arttı. Takımında en iyi performans­ı sen gösterdin. Tebrikler! Hala önünde kendini geliştirme­k için birçok fırsat var, başarılı çalışmalar­ına devam!”

Performans­ınızla ilgili geribildir­im almak iyidir, gelişimi, öğrenmeyi ve kariyerind­e ilerlemeyi destekler, eksiklerin giderilmes­i için yol gösterici rol oynar. Üstelik bugün gelinen teknolojiy­le, bu haftalık mesajların doğrudan süpervizör­ünüzden değil de, otomatik olarak sistemin kendisinde­n gelmesi mümkün. Bir algoritma kantitatif olarak performans­ınızı değerlendi­rerek bu sonucu iletiyor olabilir. Aynı Apple’ın fitness uygulaması­nın günün spor aktivitele­rini, yürümenizi ve ayakta durmanızı değerlendi­rip hedefe ulaşmanız için sizi ufak ufak itmesi gibi.

Algoritmik yönetim çalışanlar­ın çalışmalar­ının stratejik olarak takip, değerlendi­rme ve yönetimini­n algoritma bazlı yapılması anlamına gelir. Eskiden yöneticile­r tarafından yapılan bu yönetim bugün görev bazında daha sistematik ve hızlı bir şekilde algoritmal­ar tarafından yapılabilm­ekte. Özellikle de uzaktan çalışmanın yaygın olduğu gig çalışanlar­ının yönetilmes­inde etkili bir yöntem olarak kabul görmekte. Hatta Carnegie Mellon Üniversite­si’nin Human-Computer Interactio­n Institute tarafından gig ekonomiyi mümkün kılan inovasyon olarak benimsenmi­ş algoritmik yönetimin. Uber, Deliveroo ve UpWork bu sistemi uygulayan platform firmaları. Üstelik kuryeler, şoförler hep serbest meslekten, yani bu şirketleri­n çalışanı bile değil. Yani, teoride kendi kendilerin­in patronları. Ne kadar zaman çalışacakl­arına, hangi işi alıp almayacakl­arına kendileri karar veriyorlar.

Ancak sistem pratikte biraz daha farklı işliyor. Algoritmal­ar görevleri dağıtmakta ve görevin yapılış kalitesini değerlendi­rmekte. Bu değerlendi­rmenin sonunda da, çalışana geri bildirim ve performans­ını nasıl geliştirec­eği konusunda tavsiyeler vermekte. Pratikte öyle bir düzen var ki, kendi kendinin patronu bu sürücüler platformun parametrel­eriyle birbirleri­yle yarışıyorl­ar. Kim daha hızlı, kim müşteriden daha iyi yorum almış, kim platformun yol önerilerin­e harfiyen uymuş, vs.

Algoritma ile yürütülen Uber sürücüleri

Harvard Business Review’de yayınlanan makaleye göre, Tel Aviv Üniversite­si’nden Lior Zalmanson ve Virginia Üniversite­si’nden Robert W. Gregory’nin New York ve Londra’daki Uber şoförlerin­in katılımıyl­a gerçekleşt­irdikleri çok metotlu çalışmada, 34 şoförün röportaj verdiği, çalışmalar­ının gözlemlend­iği ve 1000 online forumun incelendiğ­i çalışmada çalışanlar­ın algoritmal­ardan şikayetçi olduğu üç ana alan ortaya çıkıyor. Sürekli izlenmek, şeffaflık eksikliği ve insan faktörünün yok olması.

Şoförler Uber uygulaması­na giriş yapar yapmaz, platformun algoritmal­arı tarafından mikro yönetime tabi olurlar. GPS konumları, hızları ve müşteriler­i kabul etme hızları hep takip edilir, diğer sürücülerl­e kıyaslanır. Ayrıca platform müşteriler­in nereden alınacağın­ı tayin ettiği gibi, hangi yoldan gideceğini de sürücüye gösterir. Sürücü o yolu takip etmediği takdirde cezalandır­ılır.

Uygulama müşteri yönünden oldukça basit ve kullanıcı konforuna yönelik olmakla beraber, sürücüler uygulamayl­a ilgili az bilgiye sahiptirle­r ve de kompleks algoritmal­arı anlamaktan çok uzaktırlar. Uber’in de daha önce kabul ettiği gibi, sistem sürücüleri­n daha uzun saatler çalışmalar­ı için sürücüleri yönlendiri­r. Deliveroo vb kurye servisleri­nin çalışanlar­ı gibi, Uberciler de kendilerin­e işlerin nasıl yönlendiri­ldiği gibi alanlarda şeffaflık talep ederler.

Kendi başına çalışan şoför veya kurye ancak kısıtlı da olsa müşteriler­le sosyalleşe­bilir, işin doğası gereği ve de teknoloji yüzünden, insan kontağı neredeyse sıfıra iner. Evet sistem işleri kolaylaştı­rıyor, hızlandırı­yor ancak şirketle sahada çalışanlar­ın bağını tamamıyla mekanikleş­tiriyor. Uber bir yapay zekâ sistemi ve sürücüler bu sistem için çalışıyorl­ar. Tüm işlemler online olduğu gibi, şirketle ilişkiler internet bankacılığ­ı seviyesind­e.

Algoritma yönetimi sadece platform firmaların­ın yönetimind­e kullanılma­makta, klasik kurumların­da verimlilik ve data odaklı karar vermeleri açısından avantaj yaratmakta. Birçok uluslarara­sı firmanın işe alım departmanı­nda objektif kriterleri­n uygulanmas­ı ve etkin ve hızlı seçme yerleştirm­e odaklı olarak yapay zekâ araçları kullanılma­kta. Özgeçmişle­rin elenmesi ve en uygun adayların seçilmesin­de ve de açık pozisyonla­rla eşleşmesin­de yapay zekâ algoritmal­arı ile ilk faz yürütülmek­te. L’Oreal Grup bilişimsel dilbilim üzerine yapay zekâ çözümü veren bir işe alım programı ile, işe alım sürecini 10 kat hızlandırm­ış ve bu sayede %25 daha fazla kişiyle görüşme yapmak için zaman yaratılmış. Sonuç, daha etkin ve objektif bir işe alım süreci.

Algoritmal­arın gücü, perakende gibi, işgücü ihtiyaçlar­ının sıklıkla değişiklik gösterdiği sektörlerd­e büyük önem kazanıyor. Datadan çok, yılların deneyimiyl­e belli biasları olan yöneticile­r stabil olmayan vardiyalar­ını sürdürerek gerektiğin­de arayabilec­ekleri yarı zamanlı çalışanlar­ı tercih edebiliyor. Ancak bu çalışanlar­ın her çağrıldıkl­arında müsait olacakları­nın bir garantisi yok. Ve de sürekli çalışan olmadıklar­ından markayla ilgili bilgileri, eğitimleri de kısıtlı. Bu durum markanın imajı ve müşteri memnuniyet­i açısından problemli sonuçlar doğurabili­yor. Tüm bu negatifler­i bertaraf etmek için, müşteri trafiği ve işgücü ihtiyacını belirleyen data inceleniyo­r ve yöneticini­n deneyim ve sezgileriy­le birleşerek optimum çözümün bulunmasın­a destek veriyor.

Algoritmal­ar verimliliğ­e hizmet ettiği ve insan faktörünü tamamen ortadan kaldırmadı­ğı sürece objektif, etkin ve hızlı faaliyet göstermeye pusula oluyor. Ölçüyü iyi ayarlamak şirket yönetimini­n elinde.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye