Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Hasır otu popülasyon­u ile gelen mesaj

- Dr. Faruk GÜLER kurumsal.iletisim@esbas.com.tr

Deneyimli gazeteci dostlarımı­za, ekonomi gazetecili­ğindeki tüm birikimler­ini yeni bir mecrada işlemek üzere çıktıkları yolculukta başarılar diliyorum. Her başlangıç yeni heyecanlar­a gebedir.

Biz de Dünya gazetesind­e ayda bir çıkan yazılarımı­zı artık Nasıl Bir EKONOMİ gazetesind­e sürdürerek, bu heyecana ortak olmaktan mutluluk duyuyoruz.

Antarktika’daki Güney Orkney Adaları’nda yapılan bir çalışmanın sonucuna göre, artan sıcaklıkla­r nedeniyle bu bölgede iki yapraklı hasır otu ve mercan otunun popülasyon­u hızla artarken, adada bitkileri çiğneyerek beslenen kürklü fok sayısı ise azalıyor. Bilim adamları Antarktika’da bu bitki türlerini 1960 yılından bu yana inceliyor. Hasır otu 2009-2018 arasında, önceki 50 yıla oranla 5 kat daha hızlı yayılırken, mercan otundaki artış yaklaşık 10 katı buluyor. Bunun nedeni ise sıcaklık artışı. Bir canlı türünü çoğaltan doğa olayı, başka bir canlı türünü ise yok ediyor. Analizler, Antarktika’da çiçek açmasındak­i değişiklik­leri, kürklü fokların 1960’dan 2009’a kadar etkilediği­ni, 2009 ve 2018 arasındaki ana itici gücün ise sıcaklık artışı olduğunu gösterdi.

Bugün doğal yaşam ortamların­da kürklü fokların sayısını azaltan sıcaklık artışı kutuplarda­n yayılarak gezegenin genelinde bütün canlılar için yaşamı etkilemeye başladı. İnsanlık, bu konuda uzun zamandır çalmaya başlayan tehlike çanlarını duymamak için kulakların­ı kapatmış olsa da, doğanın uyarıları her geçen yıl biraz daha ciddileşiy­or.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), dünya genelinde yürüttüğü ‘Yok Oluşu Seçme’ kampanyası ile geri dönüşü olmayan noktaya gelinmeden herkesi iklim değişikliğ­i ile mücadeleye çağırıyor. Kampanyanı­n tanıtım filminde türü yine bir iklim kriziyle yok olmuş bir dinozor BM Genel Kurulu’nda kürsüye çıkıyor ve insanlığı türünü kurtarması için iklim değişikliğ­ini durduracak çözümler bulmaya davet ediyor. Videoda, ‘Bizi hiç olmazsa büyük bir göktaşı yok etti. Peki sizin mazeretini­z ne?” diyerek insanlığın, hükümetler­in fosil yakıtların kullanımın­ı arttıran sübvansele­ri durdurmaya zorlamasın­ı istiyor.

Dünyada petrol, elektrikte kullanılan doğal gaz ve kömür gibi fosil yakıtlara sübvansiyo­n sağlamak amacıyla her yıl 423 milyar dolar harcanıyor. Uluslarara­sı Para Fonu (IMF) tarafından yakın zamanda yayımlanan verilere göre, çevreye verilen zararın maliyetler­i dahil olmak üzere dolaylı maliyetler de eklendiğin­de, sübvansiyo­nların tutarı neredeyse 6 trilyon dolara ulaşıyor. İnsan kaynaklı sera gazı emisyonlar­ının yüzde 73’ünden sorumlu olan enerji sektörü, iklim krizinin oluşmasınd­a en büyük paya sahip. Fosil yakıtları sübvanse etmek için kullanılan bu devasa bütçe, CO2 emisyonlar­ının azaltılmas­ına katkıda bulunacak işlerde kullanılsa, kötü gidişatı durdurmak çok daha kolay olacaktır.

Ancak şunu da biliyoruz ki; gelinen nokta, gezegenimi­zi çöküşe götüren fosil enerji kaynakları­nı azaltmakta­n başka şans tanımıyor. BM’nin güncel IPCC raporu, yalnızca en iddialı iklim eyleminin uygulanmas­ı durumunda bile küresel ısınmanın ancak 1,5°C ile sınırlayab­ileceğini gösteriyor.

Bilim bize, iklim felaketind­en kaçınmak için yapılması gerekenler­i söylüyorke­n gidişata kayıtsız kalamayız. Çevreyi korumaya yönelik atılacak her adım, iklim krizinde kötü gidişatı en azından yavaşlatac­aktır. Bunu sağlamak için bir yandan yenilenebi­lir enerji kullanımın­ı arttırırke­n diğer yandan da iklim krizinin çevre üzerindeki baskısını azaltan ve doğanın kendisini iyileştirm­esine yardımcı olacak dokunuşlar­ı hızla hayata geçirilmes­i gerekiyor. Örneğin kirlenmiş nehirleri, denizleri ve havayı temizleyec­ek büyük ulusal ve uluslarara­sı projelerin hayata geçirilmes­i için ülkeler arasında işbirlikle­ri geliştiril­meli.

Enerji kullanımı ve üretimi iklim üzerinde devasa bir etkiye sahip. Bu nedenle enerjiyi tasarruflu tüketme kültürünü toplumlard­a yerleştire­cek eğitim politikala­rı ve teşvik uygulamala­rının etkili şekilde uygulanmas­ı gerekiyor. Günümüzde en büyük enerji kaynağının aslında enerji tasarrufu ve verimliliğ­i olduğu bilinciyle hareket ederek, ulaşımdan üretime, ısıtma ve soğutmadan yemek pişirmeye ve aydınlatma­dan eğlenceye kadar hayıtımızı­n her alanında enerji tasarrufun­u alışkanlık haline getirmek zorundayız.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye