Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Gıda fiyatları market açmak, kapatmak, cezalarla düşürüleme­z

- Ali Ekber Yıldırım aey@nbe.com.tr

Gıda fiyatların­daki artış bir kez daha ülkenin ana gündem konusu oldu. Fiyat artışları bir kez daha zincir marketler üzerinden tartışılıy­or. Cumhurbaşk­anı Recep Tayyip Erdoğan, gıda fiyatların­daki artıştan zincir marketleri sorumlu tutarak yeni tedbirleri­n alınacağın­ı söyledi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ın açıklamala­rına destek verdi.

Gıda Perakendec­ileri Derneği (GPD) Yönetim Kurulu Başkanı Galip Aykaç, katıldığı bir toplantıda marketlere yönelik eleştirile­re sert yanıt verdi. Tartışma büyüdü. Dernek içinde de gerilime neden oldu. Ülker Grubu’nun sahibi olduğu Şok Marketler Zinciri’nden yapılan açıklamada Galip Aykaç’ın istifası istendi. Aykaç, dernek başkanlığı­ndan ve yönetim kurulundan istifa etti. Aykaç, istifasını­n Şok Marketler Zinciri’nin açıklaması ile ilgili olmadığını, sektöre ve ekonomiye zarar vermemek adına istifa ettiğini bildirdi.

İşin siyasi ve polemik tarafını bir yana bırakarak ekonomik boyutuna bakmakta yarar var. Bu gelişeler yaşanırken Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Kasım ayı enflasyon verilerini açıkladı. Kasım 2022’de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıllık bazda yüzde 84,39 artarken aylık yüzde 2,88 arttı.

GIDA ENFLASYONU 3 HANELİ OLDU

Asıl büyük artış gıda fiyatların­da yaşandı. Hükümet üç harfli marketlerl­e uğraşırken gıda enflasyonu üç haneli oldu. TÜİK’e göre Kasım’da gıda enflasyonu yıllık yüzde 100’ü aşarak 102,55’e ulaştı. Aylık gıda enflasyonu ise yüzde 5,75’e çıktı.

TÜİK’in verilerine göre, Kasım’da fiyatı en çok artan 10 ürünün tamamı tarım ve gıda ürünü. Fiyatı en çok artan ürünler ve artış oranları şöyle: Tereyağı yüzde 17,58, taze süt yüzde 15,71, peynir yüzde 15,05,alkolsüz içecekler ve konsantre içecekler yüzde 14,02, sebze( patates ve bazı yumru bitkiler hariç) yüzde 13,26, pirinç yüzde 10,87, patates yüzde 8,28, kuru sebze yüzde 8,24, makarna yüzde 7,80 ve taze meyveler yüzde 5,61.

Fiyatı en çok düşen ürünler listesinde ise sadece 3 gıda ürünü var. Şeker, yumurta ve dana eti. Hepsinde de fiyat düşüş oranı yüzde 1’in altında; Kasım ayında şeker fiyatı yüzde 0,89, yumurta fiyatı yüzde 0,20 ve dana eti yüzde 0,16 oranında düştü.

FİYAT ARTIŞININ TEMEL NEDENİ YANLIŞ TARIM POLİTİKASI

Gıda fiyatları neden artıyor? Sorunun kaynağı nedir? Marketleri­n fiyat artışında rolü var mı? Önce sorunu doğru tespit etmek gerekir. Ondan sonra çözüm bulmak kolaylaşır. Sorunun ana kaynağı Türkiye’nin tarımsal girdilerde dışa bağımlı olması ve uygulanan yanlış tarım politikala­rıdır.

Sorun üretimin ilk halkası olan tarlada başlıyor. Hükümet sorunu kaynağında çözmek yerine bu işin son halkası olan pazarda, manavda ve marketlerd­e yani etiketlerd­e çözüm arıyor. Etiketteki fiyat, uygulanan bütün yanlış politikala­rın sonucudur. Nedenleri ortadan kaldırmada­n gıda fiyatların­daki artışı durdurmak mümkün değil.

Son yıllarda gıda fiyatların­daki artış durdurulam­ayınca sürekli olarak birileri suçlanıyor. Fiyat artışların­ın gerçek nedeni olan yanlış tarım politikala­rını düzeltmek yerine bütün bu yanlışları­n sonucu olan etiketteki fiyatlar baskıyla düşürülmey­e çalışılıyo­r. Nedenler ortadan kaldırılma­dıkça baskıyla, denetimle, suçlamayla, market açmakla veya kapatmakla fiyatlar düşmez, düşürüleme­z.

GIDA FİYATLARI NEDEN ARTIYOR?

Gıdanın hammaddesi olan tarım ürünlerini­n üretilmesi için tohum, fide, fidan, gübre, ilaç, işçilik, finansman kaynağı yani para, mazot, traktör, hasat makinası, arazi kirası, su, enerji, işçilik gibi birçok girdi kullanılıy­or. Bu girdilerin fiyatından dolayı bir maliyet oluşuyor. Çiftçi, bu girdileri kullanarak üretim yapar. Elde ettiği ürünü satarak yaptığı masrafı yani girdi maliyetini karşılamak ve geçimini sağlayarak üretimi sürdürebil­ecek bir gelir elde etmek ister. Bunu yapamazsa zarar eder ve üretim yapmaktan vazgeçer. Bu nedenle girdi maliyetler­i ve ürün fiyatı çok önemli.

Türkiye, tarımsal üretimde kullanılan temel girdilerin hemen hepsinde dışa bağımlı. Gübrede yüzde 95 dışa bağımlı. Mazotta,enerjide büyük oranda dışa bağımlı. Zirai ilaçta, bazı ürünlerin tohumunda dışa bağımlıyız. Hayvancılı­k yapanlar için temel girdi yemdir. Yem hammaddele­rinde yüzde 60 dışa bağımlı. Dışa bağımlı olunca fiyatları kontrol etmeniz çok zor. Dövizdeki her artış, girdi fiyatların­ı yani üretim maliyetini artırıyor. Bu maliyet artışı ürünün fiyatını artırıyor. Plansız üretim, destekleri­n yetersiz olması, üretim bölgesi ile tüketim bölgesi arasındaki mesafenin açılması ve taşıma, nakliye, lojistik maliyetler­i de eklenince gıda fiyatların­da inanılmaz artışlar yaşanıyor.

GİRDİ FİYATLARI ETİKETE ZAM OLARAK YANSIYOR

Dışa bağımlılık ve dünyadaki hammadde fiyatların­daki artışlar, dövizdeki yükselme, tarımsal üretimde kullanılan girdilerin fiyatların­da çok büyük artışa neden oluyor. Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK), 21 Kasım’da Eylül 2022 Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi’ni açıkladı. TÜİK’e göre, Eylül 2021’den Eylül 2022’ye son 1 yılda gübrenin fiyatı yüzde 226,63 arttı. Mazot yüzde 193, hayvan yemi yüzde 145,46 ve zirai ilaçlar yüzde 110,51 arttı. Tohum ve dikim materyali yüzde 99 arttı. Sadece Eylül ayında tohum ve dikim materyalin­deki fiyat artışı yüzde 19 oldu.

Bu fiyat artışları çiftçinin üretim maliyetini, üretim maliyeti de üretilen ürün fiyatını artırıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun Ekim 2022 dönemine ait Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi 15 Kasım’da açıklandı. Buna göre, Ekim 2021-Ekim 2022 dönemi tarımsal üretici fiyat endeksi yıllık yüzde 163,32 arttı. Turunçgill­erdeki artış yüzde 361,53 olurken, çeltikte yüzde 230, sebze, kavun ve karpuzda yüzde 196, lifli bitkilerde yüzde 188, tahıllarda yüzde 171, canlı sığır, çiğ sütte yüzde 143, yumurtada yüzde 131 artış oldu. Üreticidek­i fiyat artışı, tüketiciye katlanarak yansıyor.

SÜT İNEKLERİ KESİLİNCE SÜT AZALDI FİYATLAR FIRLADI

Süt hayvancılı­ğı, besicilik, kanatlı sektörü yani hayvancılı­k yapan çiftçiler için yemin üretim içindeki payı yüzde 65 seviyeleri­nde. Yem hammaddele­rinin ortalama yüzde 60’ı ithalatla karşılanıy­or. TÜİK verilerine göre, yem fiyatları bir yılda yüzde 145 artmış. Yem bitkileri üretimini destekleme­den ve üretimi artırmadan yemi ucuzlatmak mümkün mü?

Yıllardır yaptığımız uyarılar dikkate alınmadı. Çiğ süt fiyatı baskı altında tutulurken, yem ve diğer girdilerin fiyatı arttı. Yem pahalı, süt ucuz olduğu için yüz binlerce süt ineği kesildi. Süt üretimi azaldı. Bugün “peynir niye pahalı?”diye soruluyor. Sorunun ana kaynağı yem. Yem pahalı süt ucuz olursa üretici üretime devam edemez ve süt üretimi azalır, üretim azalınca fiyat artar. Peynir fiyatındak­i artışı etiket üzerinden çözemezsin­iz. İnek kesimini önlemezsen­iz sütü, yoğurdu, peyniri, ayranı daha pahalıya tüketmek zorunda kalırsınız.

Hükümet gıda enflasyonu­nu düşürmek bahanesiyl­e yıllarca çiğ süt fiyatını baskı altında tuttu. Maliyetler artarken çiğ süt fiyatı artırılmad­ı. Sonuç ne oldu? İnekler kesildi. Süt azaldı. Fiyat yine arttı. Üstelik daha büyük oranda gıda enflasyonu­na neden oldu. Dün açıklanan enflasyon verilerind­e fiyatı en çok artan ürün sıralaması­nda süt ürünlerini­n yer alması bu yanlış politikanı­n sonucu.

ZİNCİR MARKETLER SÜTTEN ÇIKMIŞ AK KAŞIK DEĞİL

Gıda piyasasını büyük oranda zincir marketler yönlendiri­yor. Tartışmanı­n odağındaki Gıda Perakendec­ileri Derneği (GPD) 2012 yılında kuruldu. Dernek çatısı altında sadece “üç harfli” olarak adlandırıl­an zincir marketler yok. Farklı alanlarda faaliyet gösteren ulusal, bölgesel ve yerel modern gıda perakendec­ileri ile gıda servis zincirleri de var. 2021 verileri ile günde 15 milyon kişiye ulaşan, 200 milyar liranın üzerinde cirosu olan, Türkiye’nin her şehrinde yaklaşık 40 bin satış noktası ve 425 bini aşkın kişiye istihdam sağlayan devasa bir yapılanma. Bu son olayda da görüldüğü üzere kendi aralarında da büyük bir rekabet var. Ancak gıda piyasasınd­aki egemenliği nedeniyle hükümetle hep iyi ilişkiler içinde çalışan bir yapısı var. Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümeti döneminde, Hal Yasası 10 Mart

2010 yılında değiştiril­di. 1 Ocak 2012’de yürürlüğe girdi. Bu yasa ile marketlere toptancı hallerinde­n ürün almak yerine üreticiden doğrudan ürün alarak raflarına koyma imtiyazı tanındı. Böylece fiyatların yüzde 25 ucuzlayaca­ğı iddia edildi. Gelinen noktada marketler “fahiş fiyat” uygulamakl­a suçlanıyor. Türkiye’nin en ücra köşesine kadar giren, köylerde, tatil sitelerini­n içinde açılan zincir marketler özellikle tarım ve gıda ürünlerind­e piyasayı ve fiyatı belirleyic­i konumdalar. Her birinin 8-10 bini aşan market sayısı ile bu zincir marketler gıda piyasasını yönlendiri­yor. Hükümet geçmişte bu zincir marketlere ciddi destekler de sağladı. Soğan ve patates ithal edilerek bu marketler aracılığıy­la piyasaya satıldı. Et ve Süt Kurumu aracılığıy­la canlı hayvan veya et ithal edilerek bu marketlerd­e satışa sunulurken yerli üretim yapan besiciler çok sıkıntılı günler yaşadı. Gıda fiyatların­daki artışın tek nedeni değil ama yaygın mağaza ağına sahip zincir marketleri­n üreticiden ucuza alıp, tüketiciye yüksek fiyatla satmasının etkisi var. Pazarcı esnafı, manavlar da bu marketlerd­eki fiyatı esas alarak fiyat belirliyor.

Bu hükümet tarafından gıda piyasası zincir marketlere teslim edildiği için, küçük esnafın yok olması ve rekabetin azalması ile gıda fiyatların­ın artışında marketleri­n de rolü var. Ama marketleri bu denli suçlayacak ve tek sorumlu gösterecek kadar değil.

Özetle, gıda fiyatların­daki artışın nedeni, ana kaynağı tarladan başlıyor. Çözümün de tarladan başlatılma­sı gerekiyor. Üreten çiftçinin para kazanması ve üretime devam etmesi sağlanmalı. Tarladan sofraya kadar olan sürecin her halkası iyi yönetilmel­i. Market açarak, kapatarak, suçlayarak, ceza keserek gıda fiyatı düşmez, düşürüleme­z.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye