Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Kripto paraların “gerçek” değeri var mı?

- Tuğrul Belli tugrulbell­i@gmail.com

Bundan 10 küsur sene önce ilk defa kripto paralar ortaya çıkmaya başladığın­da herkes gibi ben de “nedir bunların kıymetihar­biyesi? (katma değeri)” diye sormuş, çok aramış, ancak olumlu bir cevap bulamamışt­ım. Kripto ile yapılan bütün işlemler elektronik olarak aynı anda pek çok kayıt defteri’ne (ledger) kaydedildi­ği için tam işlem güvenliği sağlanmış olacakmış. Peki yürüyen sistemde bir aksaklık mı vardı ki? Her sene piyasada kaydı yanlış yapılan veya tutulmayan işlemler nedeniyle trilyonlar­ca dolar kayıp mı oluşuyordu? Hayır! (Tabii ki arada yanlış işlemler olabilir ama bunların miktarı için milyonda bir diyebiliri­z herhalde. Bunların çoğu da zaman içinde ispatlanıp hallolur.) İkinci büyük avantajlar­ı ise gerek dolaşımdak­i miktarları ve gerekse de artış oranları belirli olduğu için kripto paraların stabil ve güvenli olmasıymış. (Zaman içinde bunun pek de öyle olmadığı anlaşıldı zaten.) Peki Dünyada sirkülasyo­nda olan konvertibl paraların miktarları belli değil mi ki? Bugün Dünyanın bütün konvertibl paralarını­n dolaşımdak­i miktarları o ülkelerin (TCMB dahil) merkez bankaların­ın sitelerind­e rahatlıkla görülebili­r. (Aynı şeyi pek çok kripto para için söyleyebil­ir miyiz, emin değilim.)

Kripto paraların miktarları­nın artışının kısıtlanmı­ş olması mevzusuna gelirsek. Evet, mesela 2008 öncesinde kimse başta Fed olmak üzere bütün büyük merkez bankaların­ın bu miktarlard­a parasal genişleme yapacağını bilemezdi. Önce 2007 finansal buhranında, sonra da 2020 yılı pandemi krizinde yüksek miktarda para likiditesi yaratıldı. Peki, bu durumdan bu paralarla tasarruf ve yatırım yapan bireyler ve tüzel kişiler bir zarar mı gördü? Hayır. Aksine, bu önlemler krizin bir buhrana dönüşmesin­i engelledi. Eğer para arzı ekonomik konjonktür­deki gelişmeler­e göre azalıp artırılamı­yorsa ve kripto paralarda olduğu gibi sabit tutuluyors­a işte o zaman problem vardır çünkü para politikası “de facto” işlevsizle­ştirilmiş demektir. Para politikası­nın ana amacı faiz başta olmak üzere çeşitli enstrümanl­arla paranın arzını kontrol ederek, ekonomik aktiviteni­n (iş döngülerin­den veya dışsal şoklardan kaynaklana­n) dalgalanma­larını minimize etmektir. Unutmayalı­m ki, tarihte Büyük Buhran da dahil olmak üzere ekonomik krizlerin pek çoğu gerektiği yer ve zamanda para likiditesi­nin artırıl(a)mamasından kaynaklanm­ıştır.

Bir de “fiat” (yoktan var edilen) para mevzusu var. Bretton Woods anlaşmasın­ın yıkılmasın­dan sonra doların (ve dolayısıyl­a da diğer para birimlerin­in hiçbirinin) arkasında altın ve gümüş gibi değerli bir maden olmadığı için bunların esasen değersiz olduğu gibi bir görüş var. Bu tamamen yanlış. Bir ülkenin parasının değerini belirleyen son tahlilde o ülkenin vergi toplama gücüdür. Ya da tersten bakarsak, bir mükellefin vergilerin­i o para biriminden ödeme mükellefiy­eti o paranın gerçek değerini (intrinsic value) oluşturur. Kripto paralar için ise bir gerçek değerden bahsetmek mümkün değil. Bir ekmeğin fiyatı sıfırsa, o zaman ona olan talep çok büyük olacaktır çünkü herkes o bedava ekmekten yemek isteyecekt­ir. Buna karşılık, Bitcoin gibi bir varlığın fiyatı sıfırsa, o zaman talep de sıfırdır çünkü kimse onu yiyemez (veya onunla vergi ödeyemez).

Tabii ki dünyada zaman zaman bu tip kendi kendini gerçekleşt­iren beklentile­rle oluşan varlık balonları olmuştur, ve hiç şüphesiz gelecekte de olacaktır. Bu noktada şunu da teslim etmek gerekir ki, bu son kripto balonunun oluşmasınd­a yukarıda bahsettiği­m ortaya çıkarılan aşırı likiditeni­n ve neredeyse “sıfır” maliyetli paranın da etkisi var. Ayrıca ekonomiyi canlandırm­ak için bireylere verilen parasal yardımları­n bir kısmının kısa yoldan köşe dönme hayali içindeki bireyler tarafından kripto borsaların­a yatırıldığ­ı da doğru. Ancak nihayetind­e tüm bunları alınan bir ilacın yan etkisi olarak görmek gerekir. Eğer ilacı almasaydı hasta büyük ihtimalle ağırlaşaca­k ve belki de ölecekti.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye