Acil müdahale çağrıları artıyor
Türkiye’de son 50 yılın en kurak kışı yaşandı. Sosyal ve ekonomik sonuçlarını görmeye başladık bile. Şiddetli kuraklıktan dolayı birçok bölgede su kıtlığı yaşanıyor. Ekim alanları daralırken, pek çok bölge yaz sürecine, azalan yeraltı sularının yaratacağı risk ortamında giriyor.
Bu açıdan, 30'uncu yılını idrak ettiğimiz Dünya Su Günü'nün hepimiz için ayrı bir önem oluşturduğu ifade edilebilir.
Dünya genelinde 1993'ten bu yana kutlanan Su Günü'nün 2023 yılına ilişkin teması, “Ortaklıklar ve iş birlikleri yoluyla değişimi hızlandırmak” olarak belirlendi. Küresel ısınma ve iklim krizinin etkilerinin giderek arttığı dünyada gelecek nesillere daha sürdürülebilir bir dünya bırakmak için suyun korunması büyük önem taşıyor. Bu doğrultuda hem yurt içinden hem de uluslararası kuruluşlardan suyun korunması ve kuraklığın önüne geçmek için acil müdahale çağrıları her geçen gün artıyor. Bu krizle mücadele etmek için, kamu ve özel sektör kuruluşları arasında iş birliğinin artırılması şart. Su kaynaklarının korunması ve etkin kullanımı, yerel tohum ve bitki çeşitliliğinin artırılmasının yanı sıra teknolojik yenilikler ve su yönetimi politikalarının geliştirilmesi gibi toplumsal bilinci arttırıcı adımların biran önce atılması büyük önem taşıyor.
844 milyon insan içme suyuna erişemiyor
Yaşanan dramatik tabloyu rakamlarla ifade etmemiz gere
Dünyada ve Türkiye’de etkisini iyice hissettiren küresel ısınma temiz suya ulaşmayı zorlaştırıyor. Sürdürülebilir bir yaşam için su kaynaklarında tasarruf ve koruma için acil müdahale çağrıları her geçen gün artıyor.
kirse; 80 ülkede kritik seviyede su sıkıntısı var. 844 milyon insan içme suyuna erişemiyor. 4 milyar insan da yılda en az bir ay şiddetli su kıtlığı yaşıyor. Yapılan incelemeler 2050 yılına kadar her dört kişiden en az birinin, kronik veya tekrarlayan tatlı su kıtlığından etkilenen bir ülkede yaşayacağını ortaya koyuyor.