Mali Kural, borç idaresi: Geçmişte taslaklar hazırlanan ancak bugün uzak bir hayal gibi…
Ekonomiyi takip eden bilim insanları, daha önce kamuda görev yapmış, şimdi akademide ya da özel sektörde çalışan deneyimli insanlar, yapısal reformları gündeme taşımaya çalışıyor. Reform talebi bu kez somut taleplerle iş dünyası tarafından dillendirilmeye başlandı.
“Rasyonele dönüş” biraz geniş düşünüldüğünde sadece akılcı değil, bilime ve kurallara dayalı, hatta idari ve siyasi bir çerçeveyi işaret ediyor. OVP, başta Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere ekonomi yönetimi tarafından rasyonelleşmenin ekonomik programı olarak sunulsa da çok sayıda kişi yapısal reform içermediği için eksik olarak değerlendiriyor.
Mali kural 2010’da taslak olarak ortaya konuldu. Türkiye’nin potansiyel büyümesi yüzde 5 olarak kabul edildi ve büyüme eğer bunun altındaysa kamu bütçe açığının bir miktar yukarı çekilerek büyümenin desteklenmesi, yüzde 5’in üzerindeyse kamu tasarrufunun (harcanabilir gelir) artırılması, bütçe açığının daraltılması mekanizması önerildi. 2010’da, küresel krizden iyi bir programla çıkış, yüksek büyüme ortamı, siyasi güçlülüğün olduğu her şey iyi giderken dahi sözde kalan bu taslak gün yüzü göremeden çöpe gitti. Mali kuraldan önce yine kamu bürokrasisi borç idaresini gündeme getirmişti. Borç idaresi de hazine biriminin bir miktar özerkleşmesi, sağlıklı bir büyüme ve kamu maliyesi için yapılabilecek borçlanmanın hükümete bildirilmesi, hükümetin de gelir idaresi ve borç idaresinden gelen bu rakamlar kadar bütçe oluşturmasını içeriyor. Tanımı basit ama uygulaması zor!
Her ikisi de ileri düzeyde “yapısal reform” aslında. Elbette ideolojik olarak çok daha farklı öneriler, eleştiriler var ama bu iki yapısal reform hakim ekonomik düzenin gereklilikleri arasında.
Gelelim ana bağlama: Ekonomik zorluktan negatif etkilenmesi muhtemel kesimler neden “kural” istiyor? Kural talebi örtülü olarak “sözlerin yeterli olmadığı” anlamına geliyor. İş dünyası ve kariyerinin bu bölümünü “devletin temeli olan” hukuk, yargının iyileştirilmesi için çabaya harcayan (Daha İyi Yargı Derneği, Mehmet Gün) çok sayıda kişi, bilim insanı hukuk-yargı alanındaki reform için çalışıyor. İş dünyasından çok sayıda kişi ekonominin ve kamu yönetiminin kurallı hale getirilmesi, yasamayürütme-yargı-sivil toplum dengesinin yeniden tesis edilmesini bütün güncel ekonomik sorunların önüne koymuş durumda.
Rasyonelleşme, Ortodoks para politikası, zamanlı faiz artırımı, kamu tasarrufu, israfın, yolsuzluğun önlenmesi, suç ekonomisi ve suçlularla mücadele… Hepsi güncel olarak gündemde ama bunların kök nedeni “kuralsızlık” aşırı güçlü idare sorunu devam ediyor. Bütün bunlar kurallı, dengeli bir yapı olmadan pamuk ipliğine bağlı olduğu için de taleplerin şekli, boyutu ve yönü değişiyor.