Tüketim kaynaklı enflasyonun üretim kaynaklı enflasyona dönüşmesi
Seçim sonrası alınacak sıkılaştırma önlemlerinin ne olacağı hâlen merakla bekleniyor. Bunlar içinde toplumun en çok endişelendiği konu ise kredi kartlarına yönelik getirilmesi planlanan sınırlamalar. Gerçi bunların bir kısmı seçim öncesinde taksitli nakit avans uygulamasında, taksit sayısının düşürülmesi ve buna bir üst sınır getirilerek hayata geçirilmişti. Kredi kartı ile ilgili önümüzdeki dönemde atılacak adımlara ilişkin ipuçları ise kamu bankalarından bir tanesinin müşterilerine mesaj yoluyla yaptıkları uyarılardan anlıyoruz.
Gazeteci Fuat Uğur bir kamu bankasının seçim öncesi müşterilerine mesaj göndererek, kredi kartı ile yapılan işlemlerde satış sonrası taksitlendirme uygulamasının kaldırılacağı yönünde uyarılarda bulunduğunu yazdı. Ardından da Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bu bankayı arayarak henüz kesinleşmeyen bir uygulama için mesaj gönderilmesine sert tepki gösterdiği yazıldı.
Bankaların özellikle müşterilerini gerek arayarak, gerekse mesajlar yoluyla kredi kartı limitinin herhangi bir yeni gelir belgesine dayanmadan artırılması yönünde tekliflerde bulunması dikkat çekiyor. Bu uyarılardan da kart limitlerine bir sınırlama getirileceği beklentisinin hiç de uzak olmadığı ortaya çıkıyor.
Ancak tüketimi enflasyonun bir sebebi olarak gören ve bunun kısıtlanması için önlemler alan ekonomi yönetiminin unuttuğu bir nokta var. Kredi kartını ( borçlanarak) en çok kullanan kesim aynı zamanda enflasyonist ortamdan da en çok etkilenen dar ve sabit gelirliler. Bunların tüketimlerinin kısılması belki enflasyonun kısmen de olsa durulmasına yol açacaktır ama işin üretim boyutunun nasıl etkileneceğinin hesaplanıp hesaplanmadığı bilinmiyor.
Ama bilinen bir şey var ki sanayi üretimi çok iyi sinyaller vermiyor. Özellikle geçen yıl Ekim ayından bu yana yıllıklandırılmış sanayi üretimi yüzde 2’ler civarında seyrediyor. Yanı sıra teşvik belgesine bağlanan yatırımların yüksek enflasyona rağmen önceki yılın altında kalması üretim yönüyle işlerin çok iyi gitmediğinin bir göstergesi. Şimdi tüketimi kısarak üretimde kısılmanın önünün dolaylı olarak açılması, önümüzdeki dönemde bu kez üretim kaynaklı enflasyon riskinin de ortaya çıkması olasılığını artırıyor. Yani bugün tüketim kaynaklı yaşanan enflasyon, yarın arz azalışına bağlı olarak üretim kaynaklı enflasyona dönüşebilir. Bu da 2024 yılı hedeflerinden uzaklaşılmasıyla sınırlı kalmayabilir.