İsrail, almamaya çalışırken biz de ‘satmayalım’ dedik
savaşı ne zaman biter, nasıl sonuçlanır kestirmek zor ancak Türkiye’de iç siyaseti derinden etkilediği kesin. 31 Mart seçimlerinden önce “Hükümet, Gazze’de katliam yapan İsrail’e ihracatı neden yasaklamıyor” şeklindeki söylemler, iktidarı ciddi şekilde yıprattı. Havalimanlarında sivil uçuşlar için uçaklara sağlanan ‘jet yakıt temini ve bunların ihraç kaydı’ bile sosyal medyada siyasetin gündemini belirledi. Türkiye, İsrail’e ‘silah ve savaşa yardımcı’ herhangi bir ürün de satmıyordu. Gazze dışındaki Filistinlilere ulaşacak bütün ürünlerin de İsrail’e ihracı gerekiyordu ve sonunda bu da gözardı edildi. Ayrıca, Türkiye’nin herhangi bir ülkeye ticaret ambargosu uygulaması ancak uluslararası hukuka uygunlukla mümkün olabilirdi. İşte böyle bir ortamda, seçimden sonra İsrail’e ihraç edilen bazı ürünlere kısıtlamalar getirildi. 2024’ün ilk çeyreğinde Türkiye’nin İsrail’e ihracatında zaten sert düşüşler yaşanıyordu. Çünkü İsrail de kendisine karşı sert dış politika eylemlerinde bulunan Türkiye’den ürün almak istemiyordu. İki tarafta da halk hem boykot hem ambargo söylemlerine karşılık veriyordu. Böylece, İsrail bizden ithalatını mümkün olduğunca azaltmaya çalışırken biz de İsrail’e bazı ürünleri satmama kararı almış olduk. Bu arada, İsrail’e zeytin ve zeytinyağı ihracatının yüzde 213,6 artarak üç ayda 14,3 milyon dolara ulaşması ilginç. Ayrıca fındık ve mamulleri ihracatının yüzde 51,9 yükselerek 5,1 milyon dolara, kuru meyve sebze mamullerinin de yüzde 43,9 artışla 9,1 milyon dolara çıkması dikkat çekse de miktarlar çok düşük.