Ankara’nın atık suyu İstanbul’u tehdit etmeyecek
Önemli bir çevre tehdidi olarak Ankara’nın arıtılamayarak Sakarya nehrine karışan atık sularının Ömerli Barajı’na gelerek İstanbul halkı için risk oluşturması artık önlenebilecek. İBB’nin oluşturduğu risk nedeniyle yıllar önce su alımını kestiği Ömerli kaynağı yeniden İstanbulluların hizmetine güvenle sunulabilecek. Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) başkanlığına rekor farkla yeniden seçilen Mansur Yavaş’ın meclis çoğunluğuna sahip olamaması nedeniyle gerçekleştirememekten en fazla yakındığı projeydi “Tatlar Atıksu Arıtma Tesisi Kapasite Artırım ve Modernizasyon Projesi”. Yavaş’tan taşıdığı riskleri defalarca dinlediğimiz, seçim kampanyası boyunca “yeni dönemdeki ilk icraatım olacak” dediği proje geçen hafta ABB Meclisinden oybirliği ile geçti. Proje Cumhurbaşkanlığı Yatırım Programı’na alınmasına rağmen, 30 milyon insanın sağlığını ilgilendiren proje için yurt dışından bulunan kredi, ABB Meclisi’nde AK Parti ve MHP’li üyelerin oylarıyla 2023 yılının temmuz ayında reddedilmişti. Mansur Yavaş tarafından veto edilen kararın tekrar görüşülmesi ise 10 aydır erteleniyordu. Böylece
ASKİ’nin iyileştirme projesi için uygun koşullarla Dünya Bankası Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ve Fransız Kalkınma Ajansı’ndan (AFD) sağlanan 360 milyon TL kredi nihayet kullanılabilecek. ABB sahip olduğu kredi notuyla uluslararası kuruluşlardan düşük faizle uzun vadeli borçlanabiliyor. Tesisin 2025 itibariyle İleri Biyolojik Arıtma tesisi haline getirilmesi bekleniyor.
Gıda yönünden tüm alanı, içme suyu açısından İstanbul’u etkiliyor
Tatlar tesisi günlük 765 bin metreküp su arıtırken, gelen su günlük 1 milyon 50 bin metreküpü aşmış bulunuyor. Arıtılamayan yaklaşık 285 bin metreküp kirli suyun Ankara Çayına bırakıldığı kaydediliyor. Ankara Çayı ise Porsuk çayı aracılığıyla Sakarya nehrine ve İstanbul’a içme suyu sağlayan Ömerli Barajına akıyor. Bütün bu süreç içinde tarımsal sulama da yapılıyor. 2014 yılından bu yana Çevre Bakanlığı ve Ankara Valiliği’nin projenin derhal yapılması uyarıları ise acı bir Türkiye gerçeği olarak kayıtlarda bulunuyor. Geçmişte bu projeye ayrılan kaynakların başka amaçlarla kullanıldığı tahmin ediliyor.