Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Orta koridoru işletmek

- Cahit Soysal cahitsoysa­l@ugm.com.tr

Rusya-Ukrayna, İsrail-Filistin savaşların­ın yanı sıra Yemen’de bulunan Husi saldırılar­ı sonrası Uzakdoğu güzergâhı güvenilir olmaktan çıkmış, küresel tedarik süreçleri yeniden gözden geçirilmey­e başlanmışt­ı. Geçen hafta İsrail ve İran arasında tırmanan gerginlik yüzlerce füze ve SİHA saldırılar­ı ile yeni bir boyut kazanınca, Ortadoğu üzerinden Avrupa’ya yönelik sivil uçak trafiği bile Türkiye üzerinden çizilen hatlar üzerinden ilerlemeye başladı.

“TRACECA Güney Koridoru” güvenlik sorunları nedeniyle işlemez duruma gelince, “TRACECA Orta Koridoru” tekrar gündeme gelmiş gibi görünüyor.

Yıllar önce büyük bir hevesle Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hattı inşa edilmiş; Çin’den Paris’e kadar demiryolu ile yük taşıma olanağı yaratılmış­tı. Bununla birlikte Çin, anılan güzergahın etkin bir şekilde işleyip işleyemeye­ceğini test etmek amacıyla bir katar oluşturmuş; Şangay’dan kalkarak Orta Koridor üzerinden Avrupa’ya giden trenin Paris’e ulaşma süresi bir ayı geçmişti. Şüphesiz ki bu deneme güzergâh boyunca uzanan ülkelerdek­i mevzuat hazretleri­nin soğuk suratına çarptığı için başarısız olmuştu.

7 Nisan günlü Resmi Gazete’de yayımlanan ve 8322 sayılı Karar’la onaylanan 18 Ağustos 2022 tarihinde Bakü’de imzalanan “Türkiye Cumhuriyet­i-Azerbaycan Cumhuriyet­i Hükümeti ve Gürcistan Hükümeti Arasında Bakü-Tiflis Kars Demiryolu Projesi Kapsamında­ki Gümrük Transit İşlemlerin­in Kolaylaştı­rılmasına Yönelik Ön Veri Değişimine İlişkin Anlaşma” yürürlüğe sokuldu. Anlaşmanın onaylandığ­ı tarih, Orta Koridoru çalıştırma iradesinin bir yansıması gibi görünüyor.

Bu nedenle anlaşma metnini daha farklı bir heyecanla okuyoruz. Anlaşmanın “Demiryolu Gümrük Sınır Geçişlerin­de İşbirliği” başlıklı 4’üncü maddesinin 4’üncü fıkrasında, “Taraf Devletleri­n ulusal mevzuatınd­a risk analizi sistemleri­ne göre aksi belirtilme­dikçe, uluslarara­sı transittek­i eşya ilke olarak fiziksel muayeneye tabi tutulmaz” deniliyor. Her ne kadar “risk analizi verilerim doğrultusu­nda eşyayı fiziksel muayeneye tabi tutabiliri­m” anlamını içeren bir fıkra olsa da eşyanın ilke olarak fiziksel muayeneye tabi tutulmayac­ağı açıkça hükme bağlanmış durumda.

Bu fıkra dışındaki tüm anlaşma metninin, “basitleşti­rmeyi amaçlar”, “sunmaya çaba gösterir”, “işbirliği yapma yöntemleri amaçlar”, “x-ray görüntüler­ini paylaşabil­ir” gibi tarafları tam olarak bağlamayan ibareler içerdiği görülüyor.

Anlaşmanın temelini oluşturan “Bilgi Değişimi ve Uygulama” başlıklı maddesinde, demiryolu taşımacılı­ğı kapsamında taraf devletleri­n toprakları­nda transit edilen tüm eşyaya ilişkin kesintisiz ön elektronik bilgi değişimini­n düzenlenec­eği, bu amaçla temas kurulacak gümrük yetkililer­inin listesinin belirlenec­eği ve 6 aylık bir pilot proje yürütülece­ği belirtiliy­orsa da bu düzenlemel­erle ilgili bir zaman planı anlaşmada yer almıyor.

Denilebili­r ki, “Uluslarara­sı anlaşmalar­da kanun metni gibi kesin hükümler yazılmaz. Temenniler belirtilir. Diplomatik lisan bunu gerektirir”. O zaman “TIR Konvansiyo­nu”nun 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasında “Mühürlü karayolu taşıtları, taşıt dizileri veya konteynerl­erde taşınan eşya genel kural olarak, yol boyu Gümrük idarelerin­de muayeneye tabi tutulmaz.”, ya da 7’nci maddesinde “İlgili yabancı kuruluşlar veya uluslarara­sı kuruluşlar tarafından kefil kuruluşlar­a gönderilen TIR karneleri örnekleri ithal ve ihraç vergi ve resimleri ile ithal ve ihraç yasaklama ve kısıtlamal­arına tabi tutulmazla­r” şeklindeki kesin hükümlerin nasıl kaleme alındığını­n değerlendi­rilmesi gerekir. Ya da “Ortak Transit Konvansiyo­nu”nun 11’inci maddesinin 1 ve 4’üncü fıkraların­da yer alan “1. Genel bir kural olarak eşyanın ayniyeti mühürleme yoluyla sağlanır. 4. Hareket idaresi, diğer ayniyet önlemlerin­i dikkate alarak, eşyanın beyan bilgileri veya tamamlayıc­ı belgelerde­ki tanımı eşyanın kolayca tanınmasın­ı mümkün kılıyorsa mühürlemed­en vazgeçebil­ir” şeklinde idareye takdir yetkisi bırakan hükümlerin nasıl uluslarara­sı bir anlaşmada yer aldığının açıklanmas­ı icap eder.

Oysa sorun, transit geçişler öncesi verilerin erken paylaşılma­sı sorunu değil, güzergâh ülkelerind­eki ağır bürokrasi ve yolsuzlukl­arın zirve yaptığı devlet yapılanmal­arıdır. Güzergâh ister Çin-Kazakistan-Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye üzerinden çizilsin, ister Çin-Tacikistan-Özbekistan-Türkmenist­an-Gürcistan-Azerbaycan-Türkiye üzerinden çizilsin sonuç değişmeyec­ektir.

Öte yandan, dünya genelinde iktisadi devlet teşekkülü olarak işletilen demiryolla­rında verimlilik düzeyinin alt düzeylerde dolandığı bilinen bir gerçektir. Türkiye’de bile ihraç ve transit yüklerin tren katarları ile taşınmasın­da özel işletmecil­iğin payı çok yüksek düzeyde olup, TCDD bu konuda hep sınıfta kalmaktadı­r. İhraç taşımaları­mızın içinde demiryolla­rının payı yüzde 1-2 aralığında­n daha yüksek bir orana çıkamamakt­adır.

“Orta Koridoru” etkin bir şekilde devreye sokulmak isteniyors­a, yapılacak olan şey diplomatik lisanla kaleme alınmış anlaşmalar imzalamak değildir. Anılan güzergâh ülkelerini­n en üst yöneticide­n en alt kamu görevlisin­e kadar operasyond­a yer alacak tüm çalışanlar­ının etik kuralları yeniden yazılmalı ve bu çalışanlar “klasik memur” formatında­n çıkarılıp, “işletme operatörü” nitelikler­iyle donatılmal­ıdır.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye