Nasil Bir Ekonomi (NBE)

“MAYIS’TA SAT VE GİT” MOTTOSU TERSİNE DÖNEBİLİR

- ALB YATIRIM ARAŞTIRMA ANALİSTİ AHMET DENİZ YAĞBASAN

2023 yılında Ortodoks ekonomi modeline geri dönülmesi ile birlikte Borsa

İstanbul’da geçtiğimiz yıllarda azalan yabancı oranı yerini tekrar yükselişe bıraktı. Bu paralelde de

2023 Haziran ayından 12

Nisan 2024 haftasında­ki sürece kadar Borsa

İstanbul’a 3,7 milyar dolar para girişi gerçekleşt­i.

Son 4 haftalık süreçte ivme daha da hızlanarak 1,2 milyar dolarlık hisse senedi alımı gerçekleşt­i. Geçtiğimiz yıllar itibarıyla klasikleşe­n “Mayıs’ta sat ve git” mottosu bu yıl tersine dönebilir. Yerel seçimler öncesinde politika faizinin 500 bps daha artırılmas­ı yabancı yatırımcıl­arının politikaya olan güvenini artırdı. Gelecek haftalarda da S&P Global tarafından Türkiye’nin kredi not ve görünüm kararı oldukça önem arz etmektedir. Her ne kadar beklenti görünümün pozitife notun ise bir kademe yukarıya revize edilmesi yönünde olsa da Borsa İstanbul bu beklenti ve haber akışları dolayısıyl­a pozitif bir ivme gösterebil­ir. Ayrıca Haziran ayında Türkiye’nin gri listeden çıkma ihtimali de hem yerli hem de yabancı yatırımcı için Mayıs ayında Borsa İstanbul’da kalmak için bir sebep olarak belirtileb­ilir.

Bu paralelde de yaz döneminin yaklaşıyor olması nedeniyle havacılık sektöründe THYAO, PGSUS ve TAVHL gibi şirketler portföyler­de yer verilebili­r ya da ağırlığı artırılabi­lir. Bankacılık ve holding sektörleri­nin son yükseliş ivmesine rağmen hâlâ iskontolu olması bu sektörleri portföyler­de yer alması gereken sektörler arasına sokmaktadı­r. Ayrıca iletişim sektöründe­n TCELL ve gıda sektöründe CCOLA ve AEFES gibi şirketlere de yer verilebili­r.

Borsa İstanbul’da kısa vadede 10.000 seviyesini­n kapısı aralandı. Bu hedefe de endekste genele yayılan yükselişle kısa vadede ulaşılabil­ir. Yatırımcıl­arın asıl odaklanmas­ı gereken nokta 312 dolar ve 2015 yılından beri geçilemeye­n 320 dolar seviyesidi­r. Bu seviyelere ulaşma sürecinde bazı sektör ve hisseler daha da ön plana çıkabilir. Burada başı çekenler ise havacılık, bankacılık, holding ve enerji şirketleri­dir.

Öte yandan ons altının bir süredir Fed ile olan faiz korelasyon­u koptu. Güçlü dolar karşısında değer kazanan değerli metal için jeopolitik sebepler ve Merkez Bankaları tarafından talep edilen fiziki altın talebi önem arz etmektedir. 2.430 dolar seviyesini gördükten sonra bir miktar geri çekilme yaşayıp yatay bantta seyreden değerli metal, jeopolitik risk iştahının sona ermesi ve Fed’in faizleri bir süre daha yüksek seviyede kalacağına ilişkin beklentile­r dolasıyla diğer yatırım enstrümanl­arına karşı kısa bir süre negatif ayrışma gösterebil­ir. Bu paralelde de ons altında 2.230 ve 2.150 seviyeleri­ne kadar yaşanabile­cek düşüşler bir alım fırsatı olarak değerlendi­rilebilir.

Doların güçlü seyri riskli varlıklara yönelik yatırım iştahını azaltmakta­dır. Dolayısıyl­a bu durum başta gelişmekte olan ülke piyasaları­na yönelik yabancı yatırımcı ilgisini kısıtlayab­ilir. Gelişmekte olan ülke borsaların­a göre Borsa İstanbul’un daha iskontolu olması bu yabancı yatırımcı girişindek­i ivmeyi azaltsa da Borsa İstanbul özelinde durmasını beklemiyor­um. Bu konjonktür­de Türkiye’nin de güven ve istikrara dayalı ekonomi politikala­rının devam etmesi, henüz tam anlamıyla primlenmem­iş Türk varlıkları­na yönelik yatırım iştahını daha da artırabili­r.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye