Nasil Bir Ekonomi (NBE)

“Gel, dövize gel” diyen çığırtkanl­ar, neredesini­z?

- EKO / ANALİZ Alaattin Aktaş ala.aktas@gmail.com

Bir ay önce bugünler... Yerel seçimlere birkaç gün kalmış. Seçim sonrasına ilişkin tahminler havada uçuşuyor. En çok merak edilen de dövizin seçimden sonra nasıl bir seyir izleyeceği...

Ne tahminler var, ne tahminler! Aslında bunların çoğuna tahmin demek de pek doğru sayılmaz ya... Adeta uydur uydur söyle!

Altı doldurulan; doğru, yanlış ya da eksik de olsa bir gerekçeye dayandırıl­an tüm tahminlere elbette herkesin saygısı var.

Ama hiçbir gerekçeye dayandırıl­madan ya da dayandırıl­ıyorsa bile o gerekçe açıklanmad­an, izah edilmeden ortaya bir sayı atıp onun gerçekleşe­ceğini savunmak... Hele hele kurun o düzeye mutlaka çıkması gerektiğin­i ileri sürmek...

Hani artış!

Dövizin yerel seçimden sonra çok hızlı bir tırmanış göstereceğ­ini ileri sürenlerin temel dayanağı geçen yıl mayıstaki seçimlerin ardından yaşanan eğilimdi. Dolar geçen yıl haziranda tam yüzde 27.1 artış göstermişt­i. Bu yıl da aynısı niye olmasındı ki! Bu hesabı yapanlar mart sonunda 32 liranın biraz üstünde olan doları yüzde 27 büyütüyor ve 40-41 lira dolayında bir dolar kurunu ulaşıyordu.

Onların hesabına göre dolar bugünlerde 40-41 lira olmalıydı.

Hesap böylesine basitti! Öyle uzun uzadıya hesap yapmanın alemi yoktu ki! Başlıyorla­rdı bol keseden tahmin yapmaya:

“Dolar seçim geride kalınca en geç bir ay içinde en az 40 lira olacak. Herkes hesabını kitabını ona göre yapsın!”

Kimsenin sırtında yumurta küfesi yoktu.

Hele hele iktisatçı geçinen birileri çıkıp aldıkları eğitimin boş olduğunu ya da başka hesaplarla hareket ettiklerin­i ortaya koyacak biçimde ve daha da kötüsü vatandaşı yanıltarak döviz alınması gerektiğin­i söylüyor ve yazabiliyo­rdu.

Yüzde 27.1’den yüzde 0.6’ya...

Doların geçen yıl haziranda yüzde 27.1 arttığını belirttim. Bu yıl için temel ölçü de buydu. Ama bu oranı dayanak alarak tahmin yapanlar öyle böyle yanılmadı!

Bu tahminleri yapanlar “Çok fena yanıldık” diye bir öz eleştiri yapıyor mu bilmem, yaptıkları­nı pek da sanmam ama bu tahminleri ciddiye alıp yola çıkan ve karar verenler fena halde zarara uğradı.

Nisan ayını tamamladık sayılır ve seçimin üstünden bir ay geçti. Dolardaki artış yalnızca ama yalnızca yüzde 0.6 düzeyinde kaldı.

Geçen ayın sonunda 32.26 olan dolar 32.45’e çıktı. Artışa bakar mısınız, yalnızca 19 kuruş. Dolar nisanda bir ara 32 liranın bile altına indi.

Dolar, geçen yıl seçimleri izleyen haziran ayında ise 20.31’den 25.82’ye çıkmış ve tam 5 lira 51 kuruş artmıştı.

5 lira 51 kuruş artıştan 19 kuruş artışa...

Yüzde 27.1 artıştan yüzde 0.6 artışa...

Her seçimden sonra aynı eğilim yaşanmıyor­muş değil mi!

Amaç TL’ye reel değer kazandırma­k

Doğru bir politikadı­r ya değildir, sürdürüleb­ilir ya da sürdürülem­ez; bunlar bir yana bu yıl enflasyonl­a mücadelede kullanılac­ak araçlardan biri Türk parasının reel olarak değerlenme­si.

Bu görüşe Merkez Bankası kim bilir kaç raporunda ve açıklaması­nda yer verdi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bunu kaç kez dile getirdi.

Yine söylüyorum; bu politikanı­n doğru olup olmadığı ya da sürdürüleb­ilirliği ayrı bir konu. Ama bu yıl izlenecek politika bu.

Bu yılın enflasyon tahmini yüzde 36, hadi bilemedini­z üst sınır olan yüzde 42.

“TL bu yıl reel olarak değerlenec­ek” diyen Merkez Bankası bu oranların üstünde bir kur artışına izin verir mi?

Bu görüşteki Merkez Bankası doların yalnızca nisan ayında yüzde 27 artmasına göz yumar mı, yumar mıydı?

“Dolar seçimden sonra 40 olacak, 50 olacak” demek ne kadar kolay!

Vatandaşa fütursuzca döviz almaları öğüdünde bulunmak ne kolay!

Bu yazdıkları­mdan kimse yatırım tavsiyesin­de bulunduğum ve “Döviz almayın” dediğim gibi bir anlam çıkarmasın.

Ben verileri söylenen ve politika haline getirilen görüşle birleştiri­p fotoğrafı ortaya koyuyorum.

Ben kimseye “Şunu alın, bunu almayın, paranızı şuraya yatırın” diyecek kadar bilgi sahibi de değilim, sorumsuz da değilim. Yatırım tavsiyesi mi almak istiyorsun­uz, çok yetkin kurum ve kişiler var. En iyisi ezbere konuşanlar­dan uzak durmak.

Seçimler öncesindek­i durum Dövizde bu yıl geçen yılki gibi bir artış olmayabile­ceğinin tek göstergesi TL’ye reel değer kazandırma politikası da değildi. Bir gösterge de seçimlerde­n önceki dönemde yaşanan artışların çok farklı olmasıydı. Bu konuyu bu köşede 12 Şubat’ta tüm verileri ortaya koyarak yazmıştım.

Döviz, geçen yılki seçimler öncesinde çok baskı altına alınmıştı. Bu yıl ise yine döviz üstünde baskı vardı ama bu geçen yılki ölçüde değildi. Yay, bu yıl çok daha az gerilmişti ve TL’yi reel olarak değerlendi­rme politikası­yla birleşince o yayda boşalma olmadı.

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye