TL'ye geçiş sinyalleri güçleniyor...
Ali Ağaoğlu ve Hakan Güldağ, bu hafta Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun kararı sonrasında piyasadaki gelişmeleri ve reel sektörün tepkilerini ele aldı.
Güldağ: Merkez Bankası faizi sabit bıraktı. İç talepteki dirence vurgu var. Mart ayı enflasyonunun beklendiği gibi gelmediğine bir vurgu var. Tabii bunun ötesinde mevduat faizini de yukarıda tutabilmek adına atılan adımlar var. Zira, kredi faiziyle mevduat faizi makası çok açık.
Ağaoğlu: Merkez Bankası'nın bir önceki açıklamasında 'faiz artırımının sonuna geldik' teması vardı. Onun çok gerekli olmadığı anlaşıldı. Son açıklamada iki defa gerektiğinde parasal sıkılaştırmaya gidebiliriz, enflasyonda beklemediğimiz gelişmeler olursa, şeklinde vurgular var. Bence kıymetli ve önemli.
Güldağ: Öte yandan, hayli yükselen kredi faizleri şirketleri gerginleştiriyor. Zaten ciddi bir kâr baskısı altındalar. İşler yavaşlıyor ve karşılıksız çek sayısının ikiye katlandığı bir ortamda nakit akışını yönetmek zorlaşıyor. Sanıyorum, Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç'ın son açıklamaları, pek çok reel sektör temsilcisinin duygularına tercüman oldu. Faizi artırıyoruz ama yüksek enflasyon da devam ediyor. Bu tablonun olumluya doğru daha hızlı değişmesi bekleniyor.
Ağaoğlu: "Faiz arttırdık, enflasyon düşmüyor, ne işe yaradı bu" diyorsak, hayır, öyle değil. Bu politikanın gecikmeli etkisi var. Sayın Şimşek'in Uludağ Ekonomi Zirvesi'ndeki açıklamalarına katılıyorum. Dezenflasyon zaman alır. Maliye tarafında ek adımlar atacağız diyor. Önemli bunlar...
Güldağ: Önemli ama epeydir duyuyoruz. Sen diyordun, "ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz" diye.
Ağaoğlu: Aynı yere geleceğim. Ainesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. Ortada bir zaman meselesi varken, neden bu kadar bekliyoruz?
Güldağ: Mesela, kamuda tasarruf için yılın ikinci yarısı deniliyor.
Ağaoğlu: Tasarruf dediğimiz şey önünde sonunda bizim ödeyeceğimiz faiz rakamının aşağı inmesine katkı sağlayacak bir konu. Hem bütçe dengesine katkı sağlayacak, hem piyasadaki beklentilerin düzelmesine katkı sağlayacak. Merkez Bankası'nın üzerine düşen yükü de hafifletecek.
Güldağ: TCMB daha faiz artırmalı tartışmasının da önüne geçilir...
Ağaoğlu: Faizde yeni artış yapmak zorunda kalırsa aslında hayatımızı daha fazla zorlayacak. 3-4 ay sonunda bir baz etkisinden dolayı enflasyonda düşüşü göreceğiz. Ama esas Merkez Bankası'nın vurguladığı iç taleple ilgili kısım büyük oranda törpüleniyor şu anda.
Güldağ: Kredi faizleri 60-65 aralığında ama işin maliyetine bakınca, yok BSMV, yok komisyonlar, maliyet 80'in üzerine çıkıyor. Para ateş pahası. Kredi limitleri de sınırlandı. Böyle giderse, arzu edilenin de ötesinde bir 'sert iniş' olabilir ekonomik faaliyette.
Ağaoğlu: Aynı zamanda tüketim malı ithalatında da azalma göreceğiz diyor Merkez. İkna olmak için görmeliyiz de. Reel sektörün, "Bu kadar bedel ödüyorsak karşılığında bir şey görmeliyiz" serzenişine karşı, biraz Bakan Şimşek'e destek veren bir yaklaşımdayım. Sabır gerekiyor hakikaten. Hiç kolay değil.
Güldağ: Kabul edelim ki, Kemal Derviş'in programı dahil, iş dünyası tarafından bu kadar desteklenen bir başka isim ve program görmedik. Hem sözlü, hem de pratikte. Vergi gelirlerindeki artış yüzde 106. Ama zaman geçtikçe, artık sonuç arzulanıyor. Çünkü, direnme gücü azalıyor. Onu da görmemiz lazım. Çünkü, ülkemizin tecrübeli sanayicileri olarak biliyorlar ki, uzayan işler tavsar. Tavsadıkça da sorunlar, birikir ve büyür. Çözülmeyen sorunlar da sonunda kriz olup çıkar.
Ağaoğlu: Katılıyorum. Somut adım atılması lazım. Hakikaten işlerin ortaya konması lazım artık.
Güldağ: Hemen tüm kesimler destekledi Şimşek'i. 'Benden para istemeyin' dedi, yine destek gördü. Sanayici, "Kebapla, börekle diyet olmaz" dedi. Ama beklentiler karşılanmadı henüz. Dışarıdan para meselesi de öyle... Hiç gelmiyor değil elbette ama baştaki beklentilerin epey altında kaldı. Rezervler de bir iniyor bir çıkıyor testere dişi gibi...
Ağaoğlu: Net hata noksan da bize para girişi olduğunda bunun kaynağını çok sorgulamadık ve onun cazibesine kapıldık. Şimdi net hata noksan üzerinden çıkıyor görünüyor. En azından Türkiye'nin gri listeden çıkma çabalarıyla birlikte bu çıkışlar kısmen arttı. Pek beklenmedik bazı çıkışlar da oldu. Safraların atıldığı düşüncesiyle şimdilik bunu çok olumsuz algılamıyorum.
Güldağ: Haziran itibariyle gri listeden çıkmamız bekleniyor.
Ağaoğlu: Eğer başarılırsa hem enflasyon hem rezervler konusunda yılın ikinci yarısında etkin gelişmeler olacağını düşünüyorum.
Güldağ: Bir de KKM'den kurtulma meselesi kritik görünen...
Ağaoğlu: Merkez, Kur Korumalı Mevduat'tan TL'ye dönüşteki faiz oranını politika faizinin yüzde 60'ına çıkardı. Yani yüzde 30'a yükseltti. TL mevduattaki zorunlu karşılıklara verdiği faizi ise politika faizinin yüzde 80'ine yükseltti. Yani yüzde 40'a çıkardı. Burada bankalara mesaj var. Bir; KKM'den çıkın. İki, TL mevduata öncelik verin. 'Siz faizleri yükseltin, ben sizin faiz maliyetlerinizi düşüreyim' diyor.
Güldağ: Zorunlu karşılıklara faiz vererek, bankaların maliyetini düşürücü adımlar atıyor.
Ağaoğlu: KKM'den TL'ye geçiş için teşvik edici değil ama bankaların müşterilerini yönlendirmesi için bankalara mesaj ki, bankalar da bunu yapmaya başladı. Kur korumalı mevduata TL'na döndüklerinde cazip faiz veriyor. Dönmemekte ısrar eden varsa, onlara mecburen maliyet etkisinden dolayı kötü fiyat vermeye başlıyor.
Güldağ: O zaman KKM hızla azalır. Yakında görür müyüz?
Ağaoğlu: TL faizinden önemli bir kayıp yaşamaya başladıklarını hissedince insanlar görürüz. Doğrusu bu his yavaş yavaş oluşmaya da başladı. Özellikle bayramdan önce bir döviz satışı vardı. TL ihtiyacından dolayı. Ama aynı zamanda TL'ye geçip bayram süresince de faiz kaybetmek istemeyenler vardı. Bunlar şimdilik küçük. Fakat ikna sürecinin ortalarına doğru biraz daha farklı bir resim ortaya çıkacaktır.
Güldağ: TCMB de son adımlarıyla bu eğilimi güçlendirmek istiyor anlaşılan. Geçen Kapalıçarşı'daydık. Altına talep hala canlı. Ama dövize talepte bir yavaşlama gözleniyor. TL'ye geçiş için bir zemin oluşuyor.
Ağaoğlu: Gerek yurt içi, gerek yurt dışı, eş dosttan gelen telefonlar bile bir şey söylüyor: TL'ye geçsek mi? Artık vakti geldi mi? Önemli bir fırsat kaçırıyor muyuz? gibi sohbetler arttı son dönemde. Çok genele yayılmış olmadığı için derin bir yorum yapmak için henüz erken.
Güldağ: Her zaman bir eğilimin öncüleri vardır. TL'nin dövize karşı reel değer kazanacağı görüşü güç kazanmaya başladı. Büyük şirketler dövizle borçlanmaya ağırlık verdi. Tabii bunda TL finansmana ulaşımın hem zor hem çok pahalı olmasının etkisi yüksek. Ve yabancı para ile borçlanma kırılganlıkları ister istemez artıracaktır da... Ama bu riske rağmen dövizle borçlanmaya yönelim bize birşey söylüyor. TL varlıkların finansal sistem içindeki payının artması beklenir.
Ağaoğlu: Döviz belli oranda yükselecektir. Ama TL'de görülebilecek faizin, kurdaki yükselişten daha fazla olacağına, bunun bir fırsat maliyetinin ortaya çıkacağına yönelik hesap kitap yapanlar artıyor.