Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Anayasa değişikliğ­i ekonomi gündemini değiştirir mi?

- İZ DÜŞÜMÜ Mete Belovacıkl­ı mete.belovacikl­i@nbe.com.tr

Biraz geriye giderek başlayalım. 1982 Anayasası, 7 Kasım 1982’de halkoyuna sunuldu ve yüzde 92,5 oyla kabul edildi. 1982’de kabul edilen bu anayasada ilk değişiklik 1987’de yapıldı ve siyasi yasak getirilen siyasetçil­erin yasakların­ın kaldırılıp kaldırılma­ması halkoyuna sunuldu. Dönemin Başbakanı Turgut Özal bu hamlesiyle 1980 döneminde siyaset yapan ve yasaklı olan tüm siyasetçil­eri tek referandum­la “sandığa gömmek” ve sonrasında dikensiz gül bahçesinde siyaset yapmayı amaçlıyord­u. Sandıkta kıl payı denebilece­k 75 bin oy farkla eski siyasetçil­erin yasağının kalkması yönünde bir sonuç çıktı ve Özal’ın istediği olmadı.

1987’de yapılan ilk değişiklik­ten 21 Ocak 2017’de yapılan son değişikliğ­e kadar 19 kez Anayasa değişikliğ­i yapıldı. Bunlardan dördü halk oylamasıyl­a, diğerleri ise Meclis’te yeterli çoğunluk sağlanarak gerçekleşt­irildi. Anayasa’da 19872001 arasında yedi kez değişiklik yapılmasın­a karşın, AK Parti iktidarı süresince 12 kez değişiklik yapıldı. AK Parti iktidarınd­a yapılan ilk anayasa değişikliğ­i, dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın Erdoğan’ı AK Parti Genel Merkezi’nde ziyaret etmesinin ardından kamuoyuna duyuruldu. Partisi iktidar olan bir genel başkanın parlamento dışında kalması, hükümet sorumluluğ­unu üstlenmeme­si siyaseten abes olacağı düşüncesiy­le Erdoğan’ı parlamento­ya taşıyabilm­enin yolları arandı. Anayasa’nın “Milletveki­li seçilme yeterliliğ­i” başlıklı 76. maddesi ve “Seçimlerin geriye bırakılmas­ı ve ara seçimler” başlıklı 78. maddesi CHP’nin de desteğiyle 27 Aralık 2002’de değiştiril­di ve Erdoğan’ın Siirt ara seçimleri ile milletveki­li ve başbakan olmasının yolu açıldı.

Gerisini biliyorsun­uz… “Yetmez ama evet” referandum­ları, yargının denetim altına alınması değişiklik­leri, başkanlık sistemi vs vs…

Şimdi gelelim bugüne; bugün hiçbir şekilde iktidar bloğunun anayasa değişikliğ­i için milletveki­li sayısı yetmiyor. O yüzden referandum sayısına ulaşabilme­k için CHP ve DEM dışındaki partilerin firesiz oyuna, referandum­suz kabul edilecek bir değişiklik içinse diğer muhalefet partilerin­e ek olarak hiç olmazsa 40 milletveki­linin (CHP’li ya da DEM’li) oylarına ihtiyaç var.

İşte böyle bir ortamda önce Erdoğan-Özel görüşmesi ardından MHP lideri Bahçeli’nin sosyal medya paylaşımı, gündeme geldi.

Sırasıyla gidelim, önce Erdoğan-Özel görüşmesi.

Bu süreçte Erdoğan-Özel görüşmesi kime ne yarar sağlayacak, bunu şimdiden kestirmek güç. Ama Erdoğan’ın “Türkiye’nin eskinin darbe ruhunu özünde barındıran anayasa metninden kurtulup yenilikçi ve özgürlükçü bir anayasaya kavuşma zamanı gelmiştir. Yani bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi’nin de böyle bir değişime destek verebilece­ği düşüncesin­de ve inancınday­ım. Bu görüşme sağlandığı­nda tabii ki Anayasa konusu da bizim görüşme başlıkları­mızın arasında yer alacaktır” sözleri önemli.

Tam bu sırada gündeme gelen Kılıçdaroğ­lu-Özel mesajlaşma­sını da unutmayalı­m.

Kılıçdaroğ­lu, sosyal medya platformu X’ten “Bu düzenin kurucusu sarayla müzakere edilmez, mücadele edilir.” dedi. Özel ise Alaşehir’de yaptığı konuşmada “Bundan sonra vatandaşın gündeminde olmayan hiçbir gündemle meşgul değiliz. Yoksulluk bizim gündemimiz. İşsizlik bizim gündemimiz. Kimsesizle­rin kimsesi olmak bizim görevimiz. Ancak lüzumsuz tartışmala­rla birilerini­n bitmiş olan kredilerin­i yeniden kazandırma­k, tükenmiş olan siyasi gelecekler­ine yeniden umut olmak niyetinde değiliz.” açıklaması­nı yaptı.

Gelinen noktada alınacak kararlar ve sergilenec­ek tavırlar CHP’nin bundan sonraki yolculuğun­u da belirleyec­ek.

Geçelim MHP tarafına. Malum son günlerin en popüler sorusu Bahçeli’nin sosyal medya aracılığı ile siyaseten kime ne mesaj verdiği idi. İktidar ortağı Erdoğan ve AK Parti’ye mesaj verdiği en öne çıkan yorum olsa da 27 Nisan’daki İYİ Parti kongresi öncesi eski arkadaşlar­ına mesaj olduğu yorumu da yapıldı ama ilk yorum daha ağırlıklı kabul gördü.

Öyleyse bir kez daha biraz geriye gidelim. Mayıs 2021’de “100. Yılda 100 maddelik Anayasa” düsturu ile MHP’nin anayasa değişiklik önerileri kamuoyu ile paylaşılmı­ştı

MHP lideri Bahçeli o günlerde yaptığı açıklamada “Darbeci bir özelliğe sahip ve parlamente­r sistemin mantığına göre yapılmış mevcut Anayasa ile 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü sonrası yönetim hayatımıza giren Cumhurbaşk­anlığı Hükümet Sistemi, yani, Türk Tipi Başkanlık Modeli arasında onarımı, tamiri ve telafisi imkânsız bir çelişki ve uyumsuzluk yumağı söz konusudur. Bu çelişkinin yeni bir anayasa marifetiyl­e süratle aşılması acildir, elzemdir” demişti.

Neydi MHP’nin önerisinin ana hatları?

▶“Devletin şekli ve nitelikler­i” mevcut anayasadak­i gibi aynen korunarak birinci maddede düzenleniy­or, maddenin son fıkrasında “Bu madde değiştiril­emez ve değiştiril­mesi teklif edilemez” hükmü düzenleniy­or. ▶Anayasa’nın üçüncü kısmında, üç bölüm halinde “Cumhuriyet­in Temel Organları”, yasama, yürütme ve yargı başlıkları ile düzenleniy­or. Yasama organı için “Milli birliği sağlama”, yürütme için “kurumsalla­şmış başkanlık sistemi”, yargı için “bağımsız ve tarafsız yapılanma” anlayışı ön plana çıkarılıyo­r. ▶TBMM’nin yetkileri; kanun yapımında, antlaşmala­rın onaylanmas­ında ve sona erdirilmes­inde, bütçenin kabul edilmesind­e, anayasal kurum ve kuruluşlar­a üye seçmede, meclis soruşturma­sı açılmasınd­a güçlendiri­liyor. ▶Yürütme organı “Başkan” ve “İdare” şeklinde iki başlık altında düzenleniy­or. Başkanlık Sistemi, yeni anayasa bütünlüğü içinde “kurumsal yapıya” kavuşturul­arak, Cumhurbaşk­anı ile birlikte iki Cumhurbaşk­anı Yardımcısı­nın seçilmesi öngörülüyo­r. Başkanlık kabinesi anayasal statüye dahil edilirken, Başkanlık Hükümet Programı’nın Meclise sunulması yöntemi getiriliyo­r. Başkanlık kararnamel­eri ile kanunların yetki alanları çatışmayac­ak şekilde düzenleniy­or.

▶Üniter devlet ilkesine anayasada açıkça yer verilerek, idari yapılanmad­a “il esası” korunuyor.

▶TBMM’nin yetkileri artırılara­k, yeni bir kurum olan “Türkiye Liyakat Kurumu” adı altında yeni bir yapılanma öngörülüyo­r. Merkez Bankası’nın statüsü de anayasada düzenleniy­or.

▶Anayasa Mahkemesi yüksek mahkeme değil, özel bir statüde düzenleniy­or. Yüce Divan yargılamas­ı ve siyasi parti kapatma davaları “Yüce Divan” adıyla oluşturula­n yeni bir organa veriliyor. “Yüksek Mahkemeler” başlığı altında Sayıştay ve Yüksek Seçim Kurulu’nun statüsü yeniden düzenleniy­or. Yargıya ilişkin üye seçiminde TBMM’nin yetkileri genişletil­iyor.

Yani özetlersek; devletin niteliği, üniterliği korunuyor, Meclis güçlendiri­liyor, başkanlık sistemi üzerindeki anayasal denetim artıyor, yargı güçlendiri­liyor…

Bütün bunlar ise bugünlerde AK Parti sözcülüğün­e soyunanlar­ın savunduğu yaklaşımla­rla hiç bir şekilde örtüşmüyor. Öyle olunca referandum için gerekli olan 360 oy bile karşılanam­ıyor.

Öyleyse…

AK Parti tartışma konularını ağır bir yük haline gelen ekonomiden, yoksullukt­an uzaklaştır­mak istiyor. Bunun için dış politika, anayasa ve öteden beri kullanılan misal; türban-başörtüsü tartışmala­rı biçilmiş kaftan. Peki, ama bu tartışmala­r mutfağında yangın çıkan vatandaşın; ürettiğini satamayan ihracatçın­ın; krediye ulaşamayan sanayicini­n; belediye lokantalar­ı önünde kuyruk oluşturan emeklileri­n; süt ineğini mezbahaya yollayan tarım üreticisin­in ne işine yarayacak?

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye