“Aşırı ziyaretçi trafiğinden şikayetler, turizm düşmanlığına dönüşmemeli”

Aşırı ziyaretçi trafiği bir olgu. Mevsim ve yer yer kitlesel bir trafik yoğunluğu ile mücadele etmek zorunda kalan destinasyonlar var. Buna yönelik haklı protesto ve şikayetler artıyor. Ancak turizmin çeşitli ekonomilerde refaha varoluşsal bir katkı sağladığı da bir gerçek.

Aşırı ziyaretçi trafiğine şikayetlerin haklı olduğu ancak bunun turizme düşmanlığa dönüşmemesi gerektiği belirtiliyor.

Seyahat endüstrisi ile ilgili istatistikler yayınlayan Statista verileri ile 2022’de Avrupa Birliği (AB27) ve İngiltere’de turizmin Gayrı Safi Yurt İçi Hasıla’ya (GSYİH) katkısı çıkarılarak sektörün ekonominin yanında sosyal yaşamın geliştirilmesi ve refahın artmasına sağladığı katkıya dikkat çekildi.

Almanya’da yayınlanan TravelTalk dergisinde “Avrupa’da bir refah kalesi olarak turizm” başlıklı yazıda sektörün çeşitli kesimlerinden kişiler ile görüşerek konuyla ilgili değerlendirmeleri aktarılıyor.

Yazıda, “Şu anda, çeşitli destinasyonlarda aşırı turizm olgusuna karşı protesto ve şikayetlerin yönlendirildiğine ilişkin raporlar dolaşıyor. Mevsim ve yer yer kitlesel bir trafik yoğunluğu ile mücadele etmek zorunda kalan destinasyonlar var. Ancak turizmin çeşitli ekonomilerde refaha varoluşsal bir katkı sağladığı da bir gerçek. Bu Avrupa ülkeleri ve diğer ülkeler için de geçerlidir” denildikten sonra konuyla ilgili sektörden kişilerin değerlendirmelerinden kısa bölümlere yer veriliyor.

TUI eski yöneticisi ve turizm sektörü emektarlarından Günther

Ihlau, hedef ülkelerde refah için turizmin önemine dikkat çekerek “Turizm olmasaydı çoğu destinasyonda hangi yaşam koşullarının geçerli olacağını belirtmek yeterli. Eski kartpostallarda, Mallorca’daki basit insanların turizmden önceki yaşam koşullarını hala görebilirsiniz. Bu yoksulluk korkunçtu” diyor.

TUI CEO’su Sebastian Ebel de “Kendimizi yalnız bir şeyleri yasaklamakla sınırlarsak, bu yalnız insanların daha da fakirleşmesine yol açacaktır. Bu nedenle Avrupa’da turizm bir dezavantaj olarak değil, bir avantaj olarak görülmeli” değerlendirmesinde bulunuyor

Alman Seyahat Birliği (DRV) CEO’su Dirk Inger de “Yükselen ve gelişmekte olan ülkelerin turizm yoluyla 457 milyar ABD doları kazandığını belirterek “Buna karşılık, bu ülkelere yapılan resmi yardımların toplamının 100 milyar ABD doları olduğunu anımsatmak istiyorum” diyor.

Öte yandan ASR yöneticisi Anke Budde de, turizme saldıranlara karşı durmak için sektörün daha özgüvenli bir görünüm sergilemesi çağrısında bulunuyor.