‘Marmara’da gemicilik kaynaklı hava kirliliği yüzde 80 azaltılabilir’
Doç. Dr. Bülent Bilgili, “Çanakkale ve İstanbul Boğazları’ndan her sene 50 bine yakın gemi geçiyor. Bu gemiler, yaktıkları ağır fosil yakıtlar nedeniyle Marmara Bölgesi’nde yüksek seviyelerde kaydedilen hava kirliliğinin önemli sebepleri arasında. Bu kirliliği büyük ölçüde azaltmanın yolu ise Türk Boğazlar Sistemi’ni "Emisyon Kontrol Alanı’’ ilan etmek” diyor.
Marmara Denizi ve Türk Boğazları - veya bir bütün olarak Türk Boğazlar Sistemi Karadeniz’i ve Karadeniz’e kıyısı olan ülkeleri dış dünyaya bağlayan yegane su yolu. Yaklaşık 25 milyon insana ve büyük bir sanayi altyapısına ev sahipliği yapıyor.
İstanbul ve Çanakkale Boğazları’ndan günde yaklaşık 130, yılda ise 50 bine yakın gemi geçiyor.
Dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 80’ini taşıyan gemiler, kullandıkları ağır fosil yakıtlar nedeniyle aynı zamanda büyük birer kirletici kaynağı.
Gemi kaynaklı emisyonlar, İstanbul’da hava kirliliğinin önemli nedenleri arasında yer alıyor. Gemilerin yaktığı ağır fosil yakıtlar nedeniyle açığa çıkan kükürt ve azot oksitler ile partikül maddeler, solunum ve dolaşım sistemi hastalıklarının yanı sıra erken yaşta ölümlere sebep olabiliyor. Bu emisyonların, her yıl 60 bin insanın erken yaşta ölümüne yol açtığı tahmin ediliyor. Ancak uzmanlar, Türk Boğazlar Sistemi’nin ‘Emisyon Kontrol Alanı’ ilan edilmesinin bu kirliliği büyük ölçüde azaltabileceğine dikkat çekiyor.
Gemilerin kullandığı yakıtlarda yüzde 0,5 oranında kükürt bulunabilirken, Emisyon Kontrol Alanları’nda bu oran yüzde 0,1 ile sınırlandırılıyor.
Bugün ABD - Kanada kıyıları ile Baltık Denizi, Emisyon Kontrol Alanı olarak onaylanmış durumda. Öte yandan AB limanlarında, emisyon kontrol alanlarından bağımsız olarak, gemi yakıtlarında yüzde 0,1 kükürt sınırlaması uygulanıyor. 1 Mayıs 2025’ten itibaren Akdeniz de emisyon kontrol alanı ilan edilecek. 2022 yılında alınan bu bukarara karara ilişkin öneri, Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler tarafından Akdeniz Eylem Planı ve Barselona
Sözleşmesi çerçevesinde 2021’de Türkiye’de gerçekleştirilen toplantıda hazırlanmıştı.
Cebelitarik Boğazı, Akdeniz’de belirlenen emisyon kontrol alanına dahil, fakat Süveyş Kanalı kapsam dışında bırakılıyor. Uygulamanın, Akdeniz genelinde gemi emisyonları kaynaklı kirliliği ciddi ölçüde azaltacağı öngörülüyor. Ne var ki bu uygulama için öngörülen sınırlar, Çanakkale Boğazı girişinde son bulacak ve Marmara Denizi’ni kapsamayacak.’
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Levent Bilgili, bu konuda önemli çalışmalara imza atan bir isim. Doç. Dr. Levent Bilgili’nin 2022 tarihli bir çalışmasına göre, bölgeden geçen gemilerin daha temiz yakıtlar kullanmaya zorunlu tutulması, gemicilik kaynaklı hava kirliliğinde yüzde 80’e varan azalma sağlayabilecek.
ÇANAKKALE VE İSTANBUL BOĞAZLARI’NDAN HER SENE 50 BİNE YAKIN GEMİ GEÇİYOR
Doç. Dr. Bilgili, “Dünyanın en önemli ticaret rotaları arasında bulunan Çanakkale ve İstanbul Boğazları’ndan her sene 50 bine yakın gemi geçiyor. Ancak bu gemiler, yaktıkları ağır fosil yakıtlar nedeniyle Marmara Bölgesi’nde yüksek seviyelerde kaydedilen hava kirliliğinin önemli sebepleri arasında. İstanbul Boğazı ve çevresinde, çeşitli ulaşım türlerinden kaynaklanan toplam emisyonların yaklaşık yüzde 10’unun 10’ unun gemi kaynaklı olduğu düşünülüyor” diyor.
ÇÖZÜM, TÜRK BOĞAZLAR SİSTEMİ’Nİ “EMİSYON KONTROL ALANI” İLAN ETMEK
Bilgili’nin yorumları şöyle: “Gemi faaliyetleri nedeniyle açığa çıkan kükürt ve azot oksitler ile parçacıklı maddelerin, solunum ve dolaşım sistemi hastalıklarının yanı sıra erken yaşta ölümlere sebep olduğu biliniyor. Bu kirliliği büyük ölçüde azaltmanın yolu ise Türk Boğazlar Sistemi’ni "Emisyon Kontrol Alanı’’ ilan etmek.
Emisyon Kontrol Alanı, devletlerin önerisi ve Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO)’nun onayıyla kabul edilen özel bir deniz alanıdır. Bir deniz bölgesi emisyon kontrol alanı ilan edildiğinde, o bölgeden geçen gemilerin kullandığı yakıtlar ve motorları denetlenerek, neden olabilecekleri kükürt ve azot oksit emisyonları sınırlandırılır. Bu alanların dışında seyreden gemilerin kullandığı yakıtlarda, kütlece yüzde 0,5 oranında kükürt bulunabilirken, bu alanlara giren gemilerde bu oran yüzde 0,1 olmak zorundadır. Buna ek olarak, azot oksitlerin de belli bir seviyenin altında bulunması gerekir. Bu şartları sağlayamayan gemiler, emisyon kontrol alanlarına giremez. Marmara Bölgesi ve burada yaşayan 25 milyonluk nüfus, kirleticilere uygulanacak bu gibi bir sınırlamadan büyük ölçüde yarar sağlayabilir. 2022 yılında yayınlanan ve Türk Boğazlar Sistemi’ni emisyon kontrol alanı ilan etmenin hava kirliliğine etkisinin hesaplandığı, yazarı olduğum makaleye göre, bölgeden geçen gemilerin daha temiz yakıtlar kullanması, kirlilikte yüzde 80’e varan azalma azalmasağlayabilir.” sağlayabilir.”