“TMO fiyatları piyasanın altında kalmaya başladı”
Antalya Ticaret Borsası (ATB) Meslek Komitesi toplantısında konuşan Meclis Üyesi Nuri Büyükselçuk, hububatta rekoltenin mayıs ayı yağışlarına bağlı olacağını söyledi. Büyükselçuk, "TMO fiyatları piyasaların altında kalmaya başladı" ifadesini kullandı.
Antalya Ticaret Borsası (ATB) Meslek Komitesi toplantısında, yem ve hububat üretiminde yaşanan sorunlar tartışıldı. Selçuklu Un ve Yem Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı ve ATB Meclis Üyesi Nuri Büyükselçuk, son iki yılda yem fiyatlarıyla süt ve et fiyatları arasında bir denge oluşmadığını belirtti. Geçen yıl yemdeki artışın ortalama yüzde 3540 arası, ette yüzde 140, sütteki artışın ise yüzde 60-70 olduğunu ifade eden Büyükselçuk, şunları kaydetti: “Yem sektörümüz 28 milyon ton üretimi ile Avrupa’nın birinci, dünyanın yedinci büyük sanayisi. 28 milyon ton yem bin civarında firma tarafından üretiliyor. Yem fiyatları piyasa koşullarında belirleniyor. Yani diyelim ki devlet çok uygun fiyata et getirdi. Et fiyatları yüzde 50 düştü, yem fiyatları yüzde 50 düşmeyecektir. Ya da olağanüstü bir durum oldu. Et fiyatları yüzde 100 arttı. Yem fiyatları bundan dolayı artmayacaktır.”
Yem fiyatlarını, TMO’nun politikaları, döviz kurları, yurt dışındaki kuraklıklar gibi nedenlerin belirlediğini vurgulayan Büyükselçuklu, şöyle devam etti: “Yem fiyatlarının artmasında Chicago ve Londra borsalarındaki ham yağ fiyatları, küspe fiyatları da etkili oluyor. Her sektörün kendine göre bir dinamiği var. Fakat yem fiyatlarıyla et ve süt fiyatları arasında bir denge yok. Bu yılki hasat öncesi duruma baktığımızda kendi yöremizde hububat ve yem üretimi çok iç açıcı değil.”
“Stokta ürün var, hububatta düşük rekolte sorun olmaz”
Türkiye genelinde mayısın 20’sine kadar yağacak yağışların hububatın verimliliğini belirleyeceğine dikkat çeken Nuri Büyükselçuklu, “O kritik döneme girdik. Son aldığımız bilgilere göre TMO’nun elinde 10 milyon ton arpa ve buğday var. Bu sevindirici. Herhangi bir kuraklık olsa bile tüketim bundan dolayı etkilenmeyecek. 1,5 milyon tona yakın mısır var. Bu da piyasayı dengeliyor. Son 10-15 gündür piyasalar hareketlendi. TMO fiyatları piyasaların altında kalmaya başladı. Bu nedenle TMO’daki ürünlere bir talep oluştu. Hammadde arzı yönünde bir sıkıntı yok. Fakat piyasalarda finansmana erişim çok ciddi sıkıntı. Kredi faizlerinin yüzde 60-70’leri bulduğu bir ortamda aylık vade farkının yüzde 6 olması demek. Siz bir malı 3 ay vadeli satıyorsanız yüzde 18-20 fiyat artışı olur. Finansman giderinden dolayı fiyat yükseliyor. Bu da enflasyonun kendisini körüklüyor. Bu piyasadaki sıkışıklıklar da tahsilat risklerini artırıyor” diye konuştu.
“Yemde cironun yüzde 4’ü KDV iadesi olarak bekliyor”
Sektör olarak kamudan en büyük beklentilerinin KDV iadelerinin ödenmesi olduğunu anlatan Nuri Büyükselçuklu, sözlerini şöyle tamamladı: “Kamudan çok ciddi miktara ulaşan KDV iadeleri alacaklarımız var. Yemde KDV sıfır, unda yüzde 1. Ancak biz pek çok hammaddeye, akaryakıta, taşımacılığa, nakliyeye yüzde 20 KDV ödüyoruz. Sektörün ortalama cirosunun yaklaşık yüzde 4’ü devlette bekleyen KDV iadeleri. Şu anda biz iade bekliyoruz. Ancak, Ankara’da bu iadelerin ödenmesi konusunda biraz daha yavaş davranılması ve zamana yayılması konusunda görüş olduğu iddiaları var. Maalesef biz ödemelerimizi yaparken bir gün, bir saat daha geciksek, gecikme faizleri ödüyoruz. Fakat kamudaki alacaklarımız maalesef biraz böyle keyfi bir şekilde ötelenebiliyor.”