Vefatının 20’nci yılında sosyal bilim ile anıldı
Sakıp Sabancı’nın 20’nci yıl anmasında konuşan Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, kendisini vasiyetindeki gibi sosyal bilimlerle, insanla, toplumla ve bilimsel araştırmalarla andıklarını söyleyerek 2025 Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri’nin konusunu açıkladı.
Sabancı Üniversitesi Onursal Başkanı, hayırsever iş insanı merhum Sakıp Sabancı, aramızdan ayrılışının 20’nci yılında özel bir törenle anıldı. Sabancı Center’da düzenlenen anma töreninin açılışını yapan Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Sakıp Sabancı’yı vasiyetindeki gibi sosyal bilimlerle, insanla, toplumla ve bilimsel araştırmalarla andıklarını söyledi.
Sakıp Sabancı için Sabancı Üniversitesi’nin ayrıcalıklı bir yeri olduğunu hatırlatan Sabancı “Aramızdan ayrıldığında üniversitemiz 5 yaşındaydı. Şimdi 25 yaşında genç bir kurum. 11 binden fazla lisans mezunumuz var. Yüksek lisans ve doktora mezunlarımızın sayısı 6 binin üzerine çıktı. Ülkemizde akademi-sanayi iş birliklerinin en iyi örneklerini hayata geçirmiş bir kurum olarak şimdiye kadar 2 binden fazla proje gerçekleştirdik” dedi. Sabancı, üniversitenin Sakıp Sabancı’nın gençlere, eğitime, bilime ve teknolojiye olan inancının en büyük yansıması olduğunu belirtti.
Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri’nin de alanında bir ilki başardığına dikkat çeken Güler Sabancı, şöyle konuştu: “Ödüller Türkiye’de sosyal bilimler alanında uluslararası çapta verilen tek ödül programı. Program için merhum Sakıp Sabancı’nın vasiyetinde ayrı bir fon oluşturuldu. Ödül programı, şimdiye kadar ekonomiden sosyolojiye, Türk ve İslam sanatından, Türkiye tarihine kadar farklı birçok alanda onlarca genç araştırmacıyı ve alanında dünyadaki en iyi bilim insanlarını destekledi.” Sabancı, 2025 Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri’nin konusunu ‘Dönüşen dünya düzeninde değerleri yeniden tasarlamak: Neler korunmalı, neler yeniden değerlendirilmeli ve tanımlanmalı’ sorusundan hareketle belirlediklerini söyleyerek ödüle başvuracak genç bilim insanlarına başarılar diledi.
‘Arkadaşım Kemal Derviş’i saygıyla anıyorum’
İstanbul Valisi Davut Gül, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, akademi çevrelerinden temsilciler, iş, sanat, medya ve cemiyet dünyasının önde gelenleri, Sabancı Ailesi ve Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç başta olmak üzere dostları ile birlikte çok sayıda konuğun katıldığı anma töreni bir panelle devam etti. Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Müftüler-Baç moderatörlüğünde düzenlenen ‘Sakıp Sabancı’nın Vizyonu: Küreselleşen Dünyamızda Geleceğe Yol Alırken Trendler, Riskler ve Fırsatlar’ başlıklı panelde 2020, 2021 ve 2023 yıllarında Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri Jüri Özel Ödülü’nü kazanan üç profesör konuşmacı olarak yer aldı.
Ödülün 2020 kazananı London School of Economics and Political Sciences Ekonomi ve Yönetim Profesörü Lord Nicholas Stern konuşmasına “arkadaşım” olarak nitelendirdiği Kemal Derviş’i anarak başladı. İklim krizinin gelecek açısından büyük bir risk taşıdığına dikkat çeken Stern “Şehirlerin enerji ortamını değiştirmemiz gerekiyor ve bu birçok fırsatı beraberinde getiriyor. Tüm bunlar başarılı sosyal bilimler sayesinde gerçekleştirilebilir. Esnek sosyal bilimler ve insanlar, bu dönüşümü mümkün kılabilir. İyi politikalar, iyi sosyal bilimciler ve bilimsel çalışmalar bu konuda bize yardımcı olabilir. Sakıp Sabancı’nın izinden giderek riskleri fırsatlara çevirmeliyiz” diye konuştu.
‘Kitlesel nüfus geçişleri ve bilgi anarşisi risk yaratıyor’
University College London Davranışsal Değişim Merkezi Direktörü Profesör Susan Michie ise geleceğin dünyasına henüz hazır olmadığımıza dikkat çekerek “Davranış değişikliğini birçok seviyede gerçekleştirmeliyiz. Kolektif bir şekilde hareket etmeliyiz. Nüfusumuzu, toplumları eğitmeliyiz. Bunun için demokratik kontrole, şeffaflığa ve hesap verebilirliğe ihtiyaç var” dedi. Princeton Üniversitesi L.S. Rockefeller İnsani Değerler Profesörü Philip Pettit dünyanın karşı karşıya kalması muhtemel riskleri; kaynakların kıtlığı, kitlesel nüfus geçişleri ve bilgi anarşisi olarak sıraladı. Gelecekte iklim sığınmacıları ile karşılaşılacağını dile getiren Pettit, ayrıca yaşlanan nüfusa dikkat çekti.