BORSADAKİ TREND YORULABİLİR
Global, beklentilere uygun olarak geçtiğimiz hafta Türkiye’nin kredi notunu B’den B+’ye yükseltti Bununla da kalmadı yükselttiği notun görünümünü de pozitif olarak duyurdu. Not artışının yanında görünümün pozitif olarak ilan edilmesi, öngörülenin biraz daha üzerinde bir hareket olarak görülebilir. S&P Global yaptığı açıklamada, ödemeler dengesi, enflasyonda düşüş, dolarizasyonun azalması ve TCMB net rezervlerinde artış olması hâlinde bir sonraki açıklamada notu arttırabileceğini belirtti.
Not artışlarının devam etmesi, sıkı para politikasının sürmesine bağlı gibi duruyor. Çünkü S&P Global’in şart koştuğu koşullar bunu gerektiriyor. Aslında normal şartlarda bu durum bir ülkenin borsasını olumsuz etkilemese bile mevcut trendi yoracak bir gelişme olur. TL’nin reel olarak değerli kalmaya doğru gitme ihtimali borsaya olan talebin azalmasına sebep olabilir. Ancak Türkiye’de bu durumu “iyileşme” olarak görmek istersek, başta ülke ekonomisi ve sonrasında da şirketlere olan güvenin daha fazla artabileceğini düşünebiliriz. Bu da borsadaki ufak çaplı satış dalgalarının kısa bir süre sonra geri alınmasını sağlayabilir.
Türkiye’de de bu durum belirli bir XU100 seviyesi sonrası yaşanabilir. Mesela rallinin devamı halinde 10.850 seviyesi önemli bir direnç olacaktır ve bu direncin üzerinde rallinin yorulmasını öngörebiliriz.
Yatırımcıların risk algısı elbette değişkenlik gösterecektir. Ancak*
XU100’de 9.800 seviyesinin altında bir hareket görmedikçe, düşüşlerin alım fırsatı olması muhtemel gözüküyor. 10.850 ise önemli bir direnç olarak karşımıza çıkacaktır.
Eğer sıkı para politikası devam edecekse, yatırımcıların portföylerinde biraz mevduat tarafına dönmesi kendilerini korumak için bir yol olabilir.
Ancak tüm bunlar olurken, TCMB’nin halen negatif reel faiz verdiğini ve enflasyondaki düşüşün şu an baz etkisine bağlandığını unutmamak lazım. TCMB son açıklamasında enflasyondaki yükseliş yönlü dinamiklerin devam ettiğini dile getirmişti. Dolayısıyla, finans ve reel sektörü enflasyonun düşeceğine inandırmak için Mart ayındaki gibi sürpriz hamlelere ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Eğer bu tip ek sıkılaştırmalar gelirse, borsadaki trendin yorulması hızlanabilir.
Artmaya devam edecek enflasyon ortamından kârlı çıkabilme potansiyeli olan ve ilk akla gelen sektör ise gıda sektörüdür.
Türk Lirası’nın reel anlamda değer kazanması elbette ihracatçı şirketlerin yurt dışında pahalı kalmasına sebep olacaktır ve ciro/ kârlılık oranlarını baskılayacaktır. Aslında ihracatçı şirketler bir yana, Türkiye’deki mal ve hizmet fiyatları da döviz bazında genel olarak pahalı bir hâle gelmiş oldu.
Yüksek enflasyon ortamında kuru sabit tutup negatif faiz vermeye devam etmenin gecikmiş olumsuz sonuçlarıyla karşılaşabiliriz.