Malzem eler
şehirde kaldık, ekipten Erdinç burada bizden ayrıldı, yerine Cüneyt geldi. Arif ise demirbaş oldu, onu personel listesine makineci olarak yazıyoruz artık.
Cagliari, Sardinya Adası’nın tam güneyinde, bizse Sardinya’nın kuzeydeki Korsika’ya geçeceğiz. Bunun için adanın doğusundan veya batısından iki seçeneğimiz var. Hava raporlarına göre batınızda Cebelitarık’tan gelen ve İspanya’nın güneyini geçerek Sardinya’nın batı sahillerinde sonlanan dalgalı ve rüzgârlı
Tatlı Acı Soslu Tavuk
Teknede wok tavada yemek yapmak k kolaylık ve çeşitlilik içeren çözümler sunuyor. ‘Stir fry’ yani az yağ ve yüksek k ısı tekniği ile yaratıcılığınızı rahatlıkla kullanabilirsiniz. Bu ay sizler ile biraz Uzakdoğu rüzgârlarından faydalanacağız.ğız.
Wok tavaya az miktarda zeytinyağı koyun ve ısınmasını bekleyin. Önce tavukları iyice pişirip, peçete üzerine dizin. Sonra tavanıza biraz yağ ilave edip havuçların rengi dönünceye kadarr pişirip, karnabaharları ve tavukları ilave edip sotelemeye devam edin. Pişmiş bu malzemenin üzerine tatlı acı sosu ekleyin, tuz ve karabiber ile lezzetlendirip basmati pilavınız ile servis edebilirsiniz.z
Basmati Pilav
Basmati gibi uzun pirinçlerin nişastası düşük olduğu için yıkamaya gerek yoktur. Pilav tencerenizde tereyağı ve bir miktar zeytinyağını ısıtın. Kuru meyveleri küp şeklinde doğrayıp tencereye koyun ve pirinci ilave edip üzerine sıcak suyunuzu dökün. Tuz ve karabiber ile lezzetlendirip kısık ateşte suyunu çektirin. Suyunu çeken pilavınızın altını kapatıp dinlenmeye alın ve tatlı acı soslu tavuk ile servis edin.
Afiyet olsun.
Urfa’da okuduğu bir çizgi romanın resimleriyle denizcilik hayalleri canlanmış Bekir Coşkun’un. Zamanla o kadar geliştirmiş ki hayallerini bir avuç suyu, yağmur birikintisini denize çevirir olmuş. Ankara’da eşi Andree ile tanışıp evlendikten sonra aldıkları bir şişme botla göl, nehir, baraj, buldukları her su
birikintisini değerlendirmişler. Gitgide botlar büyümüş, ahşap olmuş, polyester olmuş, ardından da amatör denizci belgesi ile birlikte tekne hayatı başlamış. Şimdi sahibi olduğu üçüncü teknesi Escape ile Cunda’da hatta Ankara’da bile denizde yaşıyor çünkü aklı fikri teknesinde:
İlk kez denize ne zaman çıktınız, kaç yaşındaydınız, neler hissetmiştiniz?
“İlk kez denizi ne zaman gördünüz?” diye sorsan daha uygun sanırım liseyi bitirip üniversite sınavına girmek için İstanbul’a gittiğim seneydi… Yani 70’ler gibi… Pendik’te otobüsten inmiştim… İki eşyam vardı; biri kanunum, ikincisi bavulum… Denizi ilk kez görüyordum… Gözlerim dolmuştu…
Tekne yaşamı dışında da su sporlarıyla ilgilendiniz mi?
Her Türk gibi bir ara futbol oynadım ama ben paylaşmayı sevmem, bir top otuz kişi (otuz dediysem laf ola değil, biz Urfa’da kaç kişi varsa girip oynardık, otuzsa otuz)… Biniciliğim var, atım vardı yine Urfa’da düşünce vazgeçtim…trap attım bir ara, lisansım da vardı… Hocam ünlü Atıcılık Federasyonu Başkanı Metin Sertoğlu idi. Derken tekne, deniz, tam bana göre dedim.
Emin Çölaşan sizin için “Urfa’dan kaptan ehliyeti alan ilk kişi” diye yazmış, doğru mu?
Doğru olabilir… Ama Urfalılar umulmadık yerde umulmadık bir şey olabilirler… Mesela Urfa’da balıklı göl dışında havuz yoktu ama o sene (ben ortaokuldaydım) Urfa yüzmede Türkiye şampiyonu oldu… Emin de ‘dümenciydi’ ODTÜ’DE kürek kulübünde… Dümencilerin bir özelliği vardır, millet kürek çekip canı çıkarken, o arkada gömülüp oturur. Küreğin yekesini tutar o kadar… Ama bir önemli görevi vardır yandaki kayıklara laf atarak, küfür ederek morallerini bozmak… Ayrıca ben kendimi profesyonel kaptan falan gibi görmem, sıradan denizi seven ve teknesi olan birisiyim ben…
Şu anki teknenizin markası nedir?
Bir Fransız teknesi, marka söylemeyeyim reklamları olmasın, iki kamarası var, boyu 11 metre…