Akıllı hayat, akıllı tekne
Akıllı telefonlarla başladı her şey. Sonra arabalar akıllandı. Şimdi de tekneler... Volvo Penta’nın tekne kullanımını daha da kolaylaştırma ana fikriyle ortaya çıkardığı akıllı ürünleri incelemek üzere dünya basınıyla birlikte Göteborg’daki test merkezind
İstanbul'da sonbaharı andıran bir havayı arkada bırakıp, bilinen soğuk ikliminin aksine beni sıcacık ve güneşli bir havayla karşılayacak olan İsveç'in Göteborg şehrine doğru yollanıyorum. Bu kez rotada 100 yılı aşkın süredir tekne motoru üreten Volvo Penta'nın, Göteborg yakınlarındaki Krossholmen köyünde bulunan test merkezi var. Burada, dünyanın farklı köşelerinden gelen gazetecilerle birlikte Volvo Penta'nın en yeni ürünlerini tanıyacağız ve deneyeceğiz. Malumunuz Volvo Penta kurulduğu günden bu yana sektörün yönünü değiştiren birçok yenilikçi ürüne imzasını atmış bir firma. Biz de bu durumdan yola çıkarak kocaman bir binanın içinde, en gelişmiş teknolojik cihazların her tarafı doldurduğu bir yer beklerken deniz kıyısında, tipik kuzeyli tarzı kulübelerden oluşan bir site karşılıyor bizleri. Genelde bu tip merkezler ‘doğanın tesise uyumu' (!) üzerine oluşturulurken Krossholmen Test Merkezi ise ‘doğaya uyum göstererek' kurulmuş. Ama görünüşe aldanmayın. Zira bu tesis Volvo Penta titizliğiyle hayata geçen yenilikçi ürünlerin doğduğu ya da şöyle diyelim kalbinin attığı yer.
Volvo Penta'nın gezi teknelerini test ettiği Krossholmen Test Merkezi Avrupa'nın en büyük ve en donanımlı tesisi olarak tanımlanıyor. Merkezde aralarında tekne bakım uzmanları, mühendis ve teknisyenlerin bulunduğu yaklaşık 50 kişi çalışıyor. Sürekli olarak farklı marka, model ve boylarda tekneler satın alan Volvo Penta, bunlara yeni ürünlerini yerleştirerek aylarca test ediyor. Biz gittiğimizde 15 teknenin bulunduğu merkezde en çok yapılan testler dayanıklılık amaçlı olanlar.
Örneğin yeni bir motorun, robotlar aracılığıyla defalarca suda ileri geri hareket ettirilerek dayanıklılığı test ediliyor. Ve bu test beş-altı ay sürüyor. Bir de açık deniz testleri var. Teknisyen ve mühendisler bu süreçte ortaya çıkan problemlerin sebebini araştırarak çözüm buluyor, ürün kalite ve güvenlik açısından inceleniyor. Ayrıca çevreye verebileceği zararlar da değerlendirilerek olası etkiler en aza indiriliyor. Çünkü tüm dünyada olduğu gibi ürünleri ‘çevre dostu' olarak hayata geçirmek Volvo Penta'nın da en önemli hedeflerinden birini oluşturuyor. Krossholmen'de yılda yaklaşık 5.000 saat deneme seyri yapılıyor, bu testler sırasında 40.000 deniz mili yol kat ediliyor. Tüm bu denemelerin ardından tekneler yeniden eski haline çevrilerek üretici firmaya geri veriliyor.
Ilham kaynağı hayat
Üretim Planlama Müdürü Johan Carlsson, sürekli olarak en yeninin peşinde koşan Volvo Penta'nın yeni bir ürünü hayata geçirirken hayattaki değişimleri gözlemlediğine dikkat çekiyor. Artık insanların daha fazla deneyim yaşamak istediğini ancak bunun için yeterince zamanının olmadığını belirten Carlsson, kendilerine düşen görevin, sürdürülebilirlik çerçevesinin dışına çıkmadan onların hayatını kolaylaştırmak olduğunu söylüyor. İşte Volvo Penta'nın ‘kolay tekne kullanımı' (easy boating) düsturunun temelini de bu oluşturuyor. Tekne kullanımını kolaylaştırma amacı yıllardır Volvo Penta'nın her yeni ürününe yansıyor. Bu fikrin ilk ürünü 2005 yılında tüm dünyaya tanıtımı yapılan IPS sistemi. Teknenin dümene gerek kalmadan bir joystick yardımıyla yönetilebilmesini, manevra kabiliyetini katbekat artıran ve dolayısıyla dümencinin en kalabalık marinalarda bile rahatlıkla yanaşıp ayrılmasını sağlayan sistem dünyaya ilk duyurulduğunda bir devrim olarak nitelenmişti. Joystick sisteminin piyasaya sunulmasının üzerinden bugüne kadar 11 yıl geçti. Bu süreçte Volvo Penta ürününü geliştirmeyi sürdürdü, işlevlerini artırmayı başardı. Ve bugüne kadar 20.000'den fazla satılan IPS halen 550 tekne üreticisi tarafından 1.100 modelde kullanılıyor.
Ürün gamı genişledi
Göteborg'da bizlere tanıtılan yeniliklerden biri joystick'le kontrolün içten takma şaftlı sistemlerde de uygulanabilmesini sağlayan Joystick Inboard'du. Manevra kabiliyetini daha da artıran, gaz, dümen ve vitesin bir araya geldiği Joystick Inboard sayesinde yeni denizciler için son derece karmaşık olabilen gaz, dümen ve vites üçlüsü tek bir kolda bir araya gelerek kullanım kolaylığı sunuyor. Yeni denizci, bir usta gibi kalabalık marinalarda kolaylıkla yanaşabiliyor. Joystick, en küçük harekete dahi çok hızlı ve uyumlu bir
şekilde yanıt veriyor. Ürünü tanıtan Volvo Penta'nın Elektronik Cihazlar Proje Planlama Müdürü Anders Thorin, “Yanaşma genellikle çok stresli bir iştir. Ama Joystick Inboard, bu stresi ortadan kaldırıyor. Bir süre sonra hislere dayalı olarak kullanılabilen, bir çocuğun dahi idare edebileceği basitlikte bir sistem bu” diyor. Joystick Inboard, sistemin daha fazla teknede kullanılabilmesini sağlıyor.
Haziran ayından itibaren satışa sunulan D8 motorlar da bu özel davette huzurumuza çıktı. D8 makineler son teknoloji özellikleri, düşük yakıt tüketimi ve yüksek tork değerleri ve sessiz çalışması ile Volvo Penta ürün gamında yeni bir ürün olarak yerini alıyor. Motor güçleri 550-600 HP olacak motorun şaftlı sistem ile birlikte IPS modelleri de IPS700 ve IPS800 olarak satışı başlıyor. 6 silindirli ve 7,7 litre hacme sahip bu makine için özel olarak geliştirilen IPS15 model drive çift veya üçlü uygulama olarak teknelerde yerini alacak. Ayrıca EPA Tier 3 ve EU RCD2 emisyonlarını da sağlayan D8 makineler, düşük karbon salınımı ve çevreci yönüyle de dikkat çekiyor.
Uzaktan kumanda devri
Kolay tekne kullanma felsefesinin bir diğer ürünü e-key Remote. Tek bir cümleyle özetlemek gerekirse yeni sistem, sadece bir anahtarla birçok fonksiyonun uzaktan kontrol edilebilmesini sağlıyor. E-key Remote sistemi, adından da anlaşılacağı üzere bir anahtarla çalışıyor. Bu anahtar sayesinde tıpkı otomobillerde olduğu gibi teknenizi kilitleyebiliyor ya da kilidi uzaktan kumandayla açabiliyorsunuz. Birçok yenilikçi özelliği beraberinde getiren e-key Remote'un becerileri bununla sınırlı değil. E-key Remote, teknenin tüm güç aktarma sistemiyle entegre piyasadaki ilk ve tek anahtar. Kontak ve devre anahtarına gereksinimi ortadan kaldırıyor, 100 metrelik alan içerisinde uzaktan kumandalı olarak kullanılabiliyor. Anahtarla ayrıca ışıklar, pasarella, sunroof ya da ırgat gibi diğer elektrikli donanımlar da uzaktan yönetilebiliyor. Ayrıca tüm güç aktarma sistemi bu anahtar sayesinde tekneye binmeden de kontrol edilebiliyor. Sistem hırsızlığa karşı da önlem alıyor. Zira tekne, anahtarı tanımlandıktan sonra başka hiçbir şekilde çalıştırılamıyor. E-key Remote sahibine dört adet anahtar olarak sunuluyor.
E-key Remote, günlük yaşamda sık sık karşımıza çıkan birçok sorunun da çözümünü üstleniyor. Örneğin teknenizi tam çalıştıracaksınız ancak o sırada akünün bitmek üzere olduğunu fark ettiniz. Hemen ‘Start Aid' düğmesine basarak yedek aküden enerji ödünç alıyorsunuz. Sistem ayrıca aküde
meydana gelebilecek sorunlarla ilgili olarak da önceden uyarı veriyor. Siz de böylece sorun ortaya çıkmadan çözümünü buluyorsunuz. Önemli bir özelliği de Batarya Yönetim Sistemi (Battery Management System). Bu özellikle teknenizin bataryasını kontrol edebiliyor ve izleyebiliyorsunuz. Bu göstergede voltaj, akım debisi, bataryanın doluluk oranı da takip edilebiliyor. Böylece denizin ortasında herhangi bir sorunla karşılaştığınızda bu bilgileri aramakla vakit harcamıyorsunuz. Ayrıca akünüzü daha verimli kullanarak ömrünü de uzatabiliyorsunuz. Tüm bu sistem karmaşık kabloları, bağlantıları, düğmeleri en basit hale getirerek herkesin tekneyi rahatlıkla kullanabilir hale gelmesini sağlıyor. Birçok bileşeni, elektrik tesisatı ve bağlantı noktalarını sadeleştiriyor ve böylece ortaya çıkabilecek sorunların kaynağını azaltıyor. Projenin geliştirilmesinde görev alan Petter Andolf, e-key Remote'la ilgili şunları söylüyor:
“Bu sistem tıpkı araba kullanmak gibi. Marinada teknenize yaklaşırken bir düğmeye basarak sistemi başlatıyorsunuz. Elektrik sistemi ve akü çalışır hale geliyor. Tekneye bindiğinizde de yine sadece tek bir düğmeye basarak denize açılabiliyorsunuz. Teknenizden ayrılırken de sadece bir düğmeye basarak tüm sistemi kapatıyorsunuz.”
Kişiye özel ekran
‘Easy Boating' felsefesinin ortaya çıkardığı bir diğer ilgi çekici ürün Glass Cockpit System (GCS). Sistem aslında Volvo Penta'nın yeni bir ürünü değil, ilk olarak 2013'te tanıtımı yapılmıştı.
Ürün 2013'te Uluslararası Tekne Üreticileri Fuarı ve Konferansı'nda piyasaya sunulduktan kısa süre sonra METS'TE verilen DAME Tasarım Ödülü'nün sahibi de olmuştu. Ertesi yıl bu kez Asian Marine and Boating tarafından en yenilikçi firma ödülünü Volvo Penta'ya kazandırdı. Birçok fonksiyonu dümen mahallindeki tek bir ekran üzerinde gösterebilen sistemin bu toplantıda anlatılmasının sebebi ise yenilikleri. Yeni nesil GCS, Garmin'in en son navigasyon teknolojisi ve Volvo Penta'nın Elektronik Tekne Kontrol Sistemi'nin (EVC) bir araya geldiği bir ürün. Yeniliklerinden biri, artık daha geniş ekran seçeneklerinde kullanılabilmesi. 7-24 inç arasındaki ekranlarda da uygulanabilmesi sayesinde sistem artık küçük spor teknelerde dahi kullanılabiliyor.
Gcs'deki bir diğer yenilik de ekranın dümendeki kişinin isteğine göre bölümlere ayrılabilmesi. Böylece kaptan istediği her şeye tek bir ekran üzerinden rahatlıkla ulaşabiliyor. Mesela yanaşırken kamera sayesinde teknenin yanaşan tarafını aynı anda izleyerek manevralarını ve mesafeleri ona göre belirliyor. Sistem, radar, sonar, chartplotter, 3 boyutlu haritalar, FusionLink, sensörler, devrelerin dijital olarak açık kapanması, termal kamera, Grid gibi Garmin'in tüm fonksiyonlarına ulaşımı sağlıyor. Ayrıca tahrik sistemi, navigasyon sistemi ve tüm kamaralar buradan kontrol edilebiliyor. Dümenci bunlardan hangilerini görmek isterse ekranı ona göre bölümlendirebiliyor. Kişiye özel ekran bölümlendirmesi üzerinden gerçekleştirilen kontrol ve joystick arasındaki bağlantı sayesinde dümenci örneğin joystick'teki tek bir düğmeye basarak kıçta bulunan yanaşma kamerasını çalıştırabiliyor, yanaşmayı canlı olarak izleyebiliyor. GCS, Garmin'in çok fonksiyonlu göstergeleri (MFD) 7600 ve 8600 serileriyle birlikte sunuluyor.
www.volvopenta.com
Humphree ile işbirliği
Volvo Penta bugün 3.500 dağıtımcısıyla 28 farklı dilde hizmet veriyor. Örneğin Çinli bir denizci Afrika kıyılarında bir sorun yaşadıysa Volvo Penta bu kişiye, sorununu Çince anlatabileceği bir görevliye 7/24 ulaşım imkanı sunuyor. 2015'te satışının % 45'ini Avrupa, % 27'sini Amerika'ya yapan Volvo Penta yeni bir işbirliğine de imza attı. Gücünü, 2001 yılından bu yana deniz teknolojisinin iddialı markalarından biri olan Humphree ile işbirliği yaparak artıran Volvo Penta, Humphree'nin tekne dinamikleri, stabilizasyon konusundaki uzmanlığından yararlanacak ve iki güçlü isim yeni teknolojiler üretmek için birlikte çalışacak.