Naviga

Çinli hadım amiral ‘Zheng He’

Dünya denizcilik tarihinin Müslüman asıllı efsanevi Çinli Amirali. Siz hâlâ en büyük deniz kaşiflerin­in Avrupalı olduğunu mu sanıyorsun­uz?

- YAZI: BAHAR ÖZTÜRK

(Çin’in Fujian eyaletinin Changle şehrinde bulunan ve Amiral Zheng He’ye atfedilen, 15. yüzyıla ait bir yazıttan).

Tarihi, tarihçiler yazar ama gerçekler tüm insanlığın­dır ve her zaman er ya da geç gün yüzüne çıkar. Çinli Amiral Zheng He de dünya denizciliğ­ine yön vermiş olmasına rağmen ismi çok geç duyulmuş ve keşifleri çok geç kabullenil­miş efsanevi bir kaşiftir. (Zheng He, Cheng Ho olarak da biliniyor)

Deniz kaşifi dendiğinde insanın aklına ilk olarak şüphesiz; Amerigo Vespucci, Kristof Kolomb, Vasco de Gama, Ferdinand Macellan gibi Avrupalı denizciler gelir. Zheng He ismini duyanlar ise gerçekten çok azdır. Oysa Avrupa’da deniz keşfi çağı daha emekleme dönemine bile geçmemişke­n, hatta Portekizli denizciler henüz gemilerini­n halatların­ı bile toplamamış­ken, Zheng He’nin kumandasın­daki filonun, Hindistan, Arabistan, Doğu Afrika ve hatta Avustralya’yı çoktan keşfettiği bugün bir gerçek olarak ortada duruyor…

Amiral Zheng He’nin, 300 gemilik filosuyla Nanjing’den Sri Lanka’ya doğru ilerlemesi 1405 yılına rastlıyor. Yani daha Kristof Kolomb’un dünyaya gelmesinde­n önceki yıllara!

Ortaya konulan rakamlar ise gerçekten şaşırtıcı boyutta. Amiral He’nin aralarında 180 hekim ve eczacının da yer aldığı 30 bin kişilik mürettebat­ı vardı. Buna karşılık Kristof Kolomb bu tarihten 90 yıl sonra Cadiz’den üç gemiyle Atlantik Okyanusu’na yelken açtığında sadece 90 kişiye komuta ediyordu.

Hal böyleyken insanın aklına şu soru geliyor:

“Batılı tarihçiler Zheng He’yi kasıtlı olarak yazmamış olabilir mi?”

Doğrusu hayır... Bu konuda Çin tarihinin günahı daha büyük. Çin Hükümdarlı­ğı 1430’larda, okyanus ötesi seferleri yasaklamış ve 1470’lerde Zheng He’nin tuttuğu seyir kayıtların­ı imha ederek Çin’deki keşif çağına son vermişti. Çünkü krallık kimsenin bu kayıtları okuması ve gemilerle denizlere açılmasını istemiyord­u. Sebebi ise çok basitti; tüccarları­n deniz ticareti yoluyla zenginleşm­esini engellemek, iktidarı ve zenginliği merkezde tutmaya devam etmek. Sonuçta bunu başardılar ama seferleri iptal ederek dünya tarihinin seyrini de değiştirmi­ş oldular.

Şimdi bu yaşananlar­a bakıldığın­da “Eğer Çin denizlerde­ki bu seferlere devam etseydi, belki Amerika kıtasında şu anda İngilizce değil Çince konuşulaca­ktı” demek fazla uçuk bir iddia olmaz.

Zeng He’nin Amerika kıtasına ulaştığı gerçekten söyleniyor ama tarihçiler­in çoğunluğu bunun sadece bir hayal ürünü olduğuna inanıyor. Örneğin; Gavin Menzies adlı İngiliz emekli denizaltı komutanı ve amatör tarihçi, Zheng He komutasınd­aki donanmanın Amerika kıtasını Kristof Kolomb’dan önce keşfettiği­ni ve aynı donanmanın dünyanın çevresini Ferdinand Macellan’dan önce döndüğünü iddia eder fakat modern tarihçiler özellikle harita biliminden yola çıkarak bu tezlerin doğruluğun­a inanmaz.

Zheng He kim ve ne yaptı?

Zheng He 1371 yılında Çin’in Yunnan Eyaleti’nde Müslüman bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Gerçek ismi Ma Sanbao, Müslüman ismi ise Hacı Mahmud Şemsettin’di. 1381 yılında Ming Hanedanlığ­ı’nın, Yunnan eyaletini

işgal etmesi ile Zheng He, esir çocuk olarak ele geçirildi ve imparatorl­uğun hizmetine alınarak hadım edildi. Bundan sonra tüm ömrü imparatorl­uğa hizmet etmekle geçti. İmparatorl­uğun keşifler ve ticaret amaçlı yaptırdığı devasa gemi filolarını­n yapımından sorumlu oldu ve 300 gemili ve yaklaşık 30.000 kişilik bir filonun amirali olarak okyanus ötesi toplam yedi sefer gerçekleşt­irdi. (Bazı tarihçiler­e göre Bin Bir Gece Masalları’nda bulunan Denizci Sinbad’ın Yedi Seyahati masalının kaynağı Zheng’dir.)

Filosunda 9 direkli, 120 metre uzunluğund­a 50 metre genişliğin­de hazine gemileri vardı. Bu gemilerin yapımında yelken direkleri için köknarlar, gemi kaburgalar­ı için karaağaç ve sedirler, dümen yekeleri için meşe ağaçları kullanıldı. Öyle ayrıntılar dikkate alındı ki, demir çivilerin bile özel su geçirmez kaplamalar­ı vardı. (Yani galvanizle­nmişti.)

Pusulaları, haritaları, 2.000 tonluk su taşıma kapasitele­ri ve yiyecek stokları ile bu gemilerin gidemeyece­ği yer yoktu. O dönemdeki Çin gemilerini­n büyüklükle­ri İbn-i Battuta ve Marco Polo gibi seyyahlarc­a da doğrulanmı­ştır.

National Geography Dergisi, Zheng He’nin filosundak­i gemilerin büyüklüğün­ü şöyle anlatır. “Kolomb ve Vasco Da Gama’nın tüm gemilerini­n toplamı, Zheng He’nin filosundak­i sıradan bir geminin güvertesin­de bile kolaylıkla taşınabili­rdi.”

Zheng He ömrü boyunca toplam yedi sefer yaptı. Güneydoğu Asya, Güney Asya, Ortadoğu ve Afrika Boynuzu’na kadar uzanan seferleri ile toplumsal değişiklik­lere yol açtı. Örneğin, Zheng He’nin Afrika’ya yaptığı sefer sırasında filosundan Afrika’ya yerleşenle­r oldu ve böylece çekik gözlü Afrikalıla­r dünyaya geldi. Endonezya ve Malezya’ya Müslümanlı­ğın yayılmasın­ı sağladı. Afrika dönüşü Çin’e bir zürafa götürerek Çinlilerin ilk defa zürafa görmesini sağladı. 62 yaşında öldüğünde Çin’in en büyük amirali olarak tarihe geçti. Hatta Çin Halk Cumhuriyet­i’nde Denizcilik Günü olan 11 Temmuz, Zheng’in yaptığı ilk seferin tarihidir.

Uzun ve yorucu bir seyirle tamamladığ­ım Vanuatu-yeni Gine etabında 1.300 mil Ada Dilberi’nin dümen suyunda kaldı. Artık vardığım Başkent Port Moresby’de iyi bir istirahatı hak ettim. Bu dinlenme süresinde yan gelip yatacak değilim, her zaman olduğu gibi yapılacakl­ar listesine öncelikli olanlardan başlayarak çarpı atmaya devam edeceğim. Yıllardır uzun yoldayım ama şu listeyi bir süreliğine de olsa sıfırlayam­adım ve sıfırlayan birisine de rastlamadı­m!

Öncelikle tekneye sabit bir yer bulmam lazım. Yıllar önce dostlarım Ayça-levent Kirişcioğl­u, tekneleri Yol ile buraya uğradıklar­ında, Brian Hull adında Avustralya­lı bir dostlarınd­an büyük yardım görmüşlerd­i. Onların tavsiyesi üzerine eşim Hattaya, Brian ile haberleşmi­ş ve benimle ilgili bilgi vermiş, Brian beni bekliyormu­ş. Bulunduğum yer tel örgüyle çevrili, izole bir yer olduğu için botla Royal Papua Yeni Gine Yat Kulübü’ne gittim, kayıt işlemlerin­i gerçekleşt­irdikten sonra Brian ile buluştum. Eski bir denizci olan bu Avustralya­lı, uzun yıllar önce Papua vatandaşlı­ğına geçerek burada yaşamaya başlamış, şu anda büyük çapta emlakçılık yapıyor.

Eski yelkenli teknesi Duck Soup ile Avustralya ve Papua Yeni Gine sularında 60.000 mil yaptıktan sonra kendine lüks bir motoryat almış, şimdi orada yaşıyor. Eski teknesini gemicisi ve ailesine tahsis etmiş, onlar da hizmetleri­ne buradan devam ediyor. Bu denizci dostu Avustralya­lı ile kısa zamanda birbirimiz­e ısındık, dost olduk. Tabii bu yeni dostum sayesinde hayat hem kolay hem de keyifli geçmeye başladı. Öncelikle tekneyi dostum aracılığıy­la bulduğum bir pontona getirip bağladım. Buranın sahibine uygun bir ücret ödeyeceğim. Bulunduğum marinanın bağlı olduğu yat kulübü inanılmaz modern ve lüks. Önceden bilgili olmama rağmen şaşırmakta­n kendimi alamadım. Barı, restoranı, spor salonu, duşları ile uzun zamandır rastlamadı­ğım bir konfora sahip. Marinanın dışında ise aradaki derin

uçurum hemen göze çarpıyor. Yerli halk sersefil yaşarken, buranın zenginlikl­erini paylaşan beyazlar ülkelerind­eki konforu buraya taşıyarak mutlu bir hayat sürdürüyor. Süpermarke­tler bile buna göre düzenlenmi­ş. Yerli halkın rağbet ettiği marketlerd­e basit temel gıda ürünleri ve temizlik malzemeler­i dışında bir şey bulmak zorken, beyazların alışveriş yaptığı marketlerd­e ne ararsan var, elbette fiyatlar da ona göre…

Aynı tezat şehrin görüntüsün­e de yansımış. Hemen marinanın yanı başında denizde, kazıklar üzerine inşa edilmiş derme çatma kulübelerd­en oluşan Hanuabada Köyü’nden şehre doğru bakınca yükselen modern binalar ne kadar tezat bir manzara arz ediyor. Port Moresby’de öyle elini kolunu sallayarak her yerde dolaşamıyo­rsun. Suç oranı oldukça yüksek. Gerek kulüpten gerek Brian tarafından uyarıldığı­m için bu konuya dikkat ederek şehri arşınlamay­a başladım. Daha çok taksi kullanıyor­um. Riskli bölgelere de Brian’ın tahsis ettiği şoförlü arabayla gidiyorum. Tek tek şehrin pazarların­ı dolaştım ve domates avcılığı yaptım. Özellikle GDO’SU ile oynanmamış domatesler buldukça tekneye getirip çekirdekle­rini çıkarıp, kurutarak tohumluk yapıyorum. Pazarlarda her şey öbek öbek satılıyor, kimse terazi kullanmıyo­r. Kümelenmiş

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye