Yabancı bayraklı tekneler ve kara para
Hükümet, Chp’nin “Yabancı bayraklı teknelerin Türk bayrağına geçmesi, Türkiye’yi kara para cenneti yapar” itirazını ciddiye aldı. Türklere ait yabancı bayraklı teknelerin Türk bayrağına geçmesi varlık barışından çıkarıldı.
Yazıya başlamadan önce çok önemli bir hatırlatma yapmak isterim. Bugüne kadar üç teknem oldu. Üçü de Türk bayraklıydı. Bu derginin editörünün teknesi de Türk bayraklıdır… Bu hatırlatmayı (bizlerin bu işten bir çıkarı olamayacağını vurgulamak için) yaptıktan sonra konuya geçebilirim.
Adına ‘varlık barışı’ denilen bir kanun çıktı. Bu kanuna göre yurt dışından Türkiye’ye altın, döviz, menkul kıymet gibi her şeyi sorgusuz, sualsiz ve en önemlisi vergisiz olarak getirebileceksiniz.
Bu yasa kapsamında, Türklere ait yabancı bayraklı teknelerin de Türk bayrağına geçmesi için bir fırsat tanınacaktı. Bakanlar Kurulu tasarısı olarak meclise sunulan yasanın ilgili maddesi şöyle idi:
Bazı varlıkların milli ekonomiye kazandırılması…
Madde 7 (1): Yurt dışında bulunan, para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile
bu kanunun yayımı itibarıyla sahip olunan her türlü gemi, yat ve diğer su araçlarını,
bu maddedeki hükümler çerçevesinde 31/12/2016 tarihine kadar Türkiye’ye getiren gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilirler.
Maddenin diğer fıkralarına göre de; kişi ve kurumlar, getirdikleri para ve varlıkları, işletmelerine aktarabilirler, borçlarının ödeyebilirler, kredilerini kapatabilirler, kanuni de erlerine kaydedebilirler. Türkiye’ye getirilen varlıklar, ivazsız intikal olarak değerlendirilemez, veraset ve intikal vergisine konu edilemez. Bu madde kapsamında, Türkiye’ye getirilerek ilgili sicile veya kütüğe kaydedilen her türlü gemi, yat ve diğer su araçlarının Türkiye’ye getirilme ve kayıt işlemleri nedeniyle ithalde alınan vergiler dahil, herhangi bir vergi, resim harç veya diğer mali yükümlülükler ile bunlara ilişkin cezalar alınmaz.
Chp’nin itirazı ve gerekçesi
Kanun mecliste kabul edildiğinde gördük ki, yabancı bayraklı tekneler için tanınan olanaklar tasarıdan çıkartılmış. Meğer CHP itiraz etmiş. 15 Temmuz’da TSK’YA sızan FETÖ örgütünün kanlı kalkışması sonrası siyasette oluşan uzlaşma nedeniyle de, birçok tasarıda Chp’nin itirazlarını dinlemeyen hükümet, bu kez Chp’nin bu itirazını dikkate almış ve tasarıdan tekneleri çıkarmış.
Tasarının ekonomik yönünü, gerekli mi, değil mi kısmını başka zeminde tartışırım. Konunun bu tarafı Naviga Dergisi’nin yayın alanını ilgilendirmiyor. Ama kısaca birkaç şey söylemek gerekirse, Türk şirketleri ya da kişileri, farklı farklı nedenlerden ötürü parasını yurt dışında tutuyor. Ya devlete güvenmiyor ya kara para olduğu için Türkiye’ye getiremiyor ya da dış ticaret ve vergi gibi nedenlerle servetin bir kısmının dışarıda olmasını tercih ediyor. Bu ve benzeri nedenlerle yurt dışında olan paranın bir kısmı kara ya da gri paradır, bir kısmı da dış ticaret, finansman ve/veya vergi rejimlerine göre alınmış karardır. Ancak nasıl değerlendirirseniz değerlendirin,
getirilecek olan döviz, altın, menkul kıymetlerin bir bölümü mutlaka kayıtsız paradır.
Chp’nin neye itiraz ettiğini öğrenince önce güldüm, sonra da gerçekten ana muhalefetin bu kafada olmasına üzüldüm.
Devletin ekonomi bürokrasisinde önemli görevlerde bulunduktan sonra, Mesut Yılmaz ve Bülent Ecevit’in Başbakan olduğu 55’inci ve 56’ncı hükümetlerde Dsp’den Maliye Bakanlığı yapmış, bu dönem de Chp’den kontenjanla İzmir milletvekili seçilen Zekeriya Temizel, hesap uzmanlığından gelmiş, devletin üst düzey ekonomi bürokrasisinde yer almış Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu uyarmış. Bu tasarıdan yatlar ve gemiler çıkarılmaz ise Türkiye tam bir kara para cenneti olurmuş. O nedenle Başbakan’ı uyarıp gemi ve yatların bu tasarıdan çıkartılması sağlanmalıymış.
Bunun üzerine Başbakan Binali Yıldırım, Maliye Bakanı Naci Ağbal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İzmir Milletvekili ve eski Maliye Bakanlarından Zekeriya Temizel bir araya gelmiş ve tasarıdan gemi, yat ve su araçlarını çıkarmış. Böylece CHP, hükümetin tasarısına katkı yaparak Türkiye’nin kara para cenneti olmasını önlemiş.
tekneler Türk bayrağına geçecek Türkiye kara para cenneti olacak!
Güleyim mi ağlayayım mı bilemiyorum.
Türkiye’de özel tekne sayısı yaklaşık dıştan takmalı küçük tekneler dahil 60 bin civarındadır. İçten takmalı tekne sayısının tahmini 35 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. Marinalarda bağlı tekne sayısı ise 25 bin civarında.
35 bin civarında olduğu tahmin edilen tekne sayısının 9.000 (yazı ile dokuz bin kadarı) yabancı bayraklı olup Türklere ait tekne olarak biliniyor.
Bu 9.000 teknenin bir kısmı yüksek vergi ödememek için (KDV ve Ötv’den kaynaklanan yüzde 27,4’lük vergi) nedeniyle yabancı bayrağı tercih etmektedir. Ama daha büyük bir kısmı ikinci el yabancı bayraklı bir tekne alıp, ikinci el araç ithali yasak olduğu için de teknesini Türk bayrağına geçirememiştir.
Bu 9.000 bin yabancı bayraklı tekne içinde, değeri birkaç milyon euro’dan başlayan ve 50 milyon euro’lara ulaşan süperyat, megayat diye tanımlanacak tekne sayısı 300’ü geçmez. En fazla 1.000 tanesinin değeri de 300 bin euro ile 1 milyon euro arasındadır. Geri kalan büyük çoğunluğu ikinci el piyasasında değeri 30 bin euro’dan başlayıp 200 bin euro’ya kadar çıkar. Dediğim gibi, yabancı bayraklı teknelerin büyük çoğunluğu ikinci el araç ithali yasak olduğu için Türk bayrağı yerine yabancı bayrak taşırlar.
Şimdi Chp’nin iddiasına göre zaten Türkiye’de bulunan ve sahipleri Türk olan bu yabancı bayraklı tekneler Türk bayrağına geçerse Türkiye kara para cenneti olurmuş.
Ne yapılması lazım? Daha önce de yazmıştım. Tekrarlayalım. Maliyenin teknelerden %18 KDV üzerine de %8 ÖTV almak istemesi nedeniyle ortaya çıkan %27,4’lük vergi nedeniyle büyük çoğunluk Amerika Delaware’de şirket kurup Amerikan bayrağı ile dolaşıyor. Maliye, hem tekne satışlarından elde edilecek vergiden, hem de her yıl teknelerden alınacak harçtan oluyor. Oysa tekne satışlarından %18 KDV yerine %8 vergi alsa çok kişi Amerikan bayrağına geçmeyecek, Türk bayrağı ile dolaşacak. Ancak tabii denizcilikle ilgili malum algı var ya… “Zenginin vergisini düşürüyorlar” diye… Maliyeyi ikna etmek biraz zor. Bu arada, pırlantada Kdv’nin sıfır olduğunu hatırlatalım.
Hükümet Chp’nin saçma sapan kara para cenneti korkusunu bir kenara bırakıp bir kereye mahsus ikinci el tekneye ithalat izni vererek yabancı bayraktan Türk bayrağına geçiş olanağı sağlasın. Ancak bu, sorunu kökten çözmez. Bir kerelik ikinci el ithal izninden sonra, bataklığın kurutulması gerekir.
Maliye, zaten tekne satışlarından KDV alamıyor. Eğer devlet, %18 KDV ve %8 ÖTV yerine, denizcilik sektörünü geliştirme adına sadece %8 bilemedin %10 KDV alsa, hem maliye kazanacak hem de bundan sonraki tekne satışlarında da, insanlar tekrar Amerikan bayrağına yönelme ihtiyacı duymayacaklar. Ayrıca yerli tekne sanayi ile tekne bakım tutum hizmetleri nedeniyle ekonomide ciddi bir hareketlilik meydana gelecek.
Amerikan bayrağı meselesi sadece ithal tekneler de karşımıza çıkan bir sorun değil. Yerli tekne alacaksanız da, yerli üretici ihracat yapıyormuş gibi davranıyor. Gidip Amerika Delaware’de şirket kuruyorsunuz. Teknenize Amerikan bayrağı çekiyorsunuz. “Esasında bu ayıp maliyeye yeter ama gel de bunu maliye bürokratlarına anlat” derken, şimdi de “Asıl CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP’LI eski Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’e anlat” diye dövünüyoruz.