Kitesurf sözlüğü
Harness: Rüzgâr sörfü ve bazı yelken disiplinlerinde de kullanılan harness, beli saran kalın ve sert bir kemer. Uçurtmanın gücünü vücuda aktarıyor ve vücut ağırlığınızla kite’ın gücünü tolere etmenizi sağlıyor.
Chicken loop: Harness’taki çengele takılan ve kendi etrafında dönebilen kauçuktan yapılma bir halka diyebiliriz. Chicken loop sayesinde uçurtmanızı güvenli bir şekilde harness’a bağlayabilirsiniz.
Body drag: Ayakta board olmadan yapılan kitesurf diyebiliriz. Bunun için suda diz çöküyor ve uçurtmayı uygun pozisyona getirdikten sonra vücudunuzun suyun içinde sürüklenmesine izin veriyorsunuz. Body drag, eğitimin board’a geçişten önceki en önemli aşaması.
Depower: Rüzgârın uçurtmadaki etkisini azaltabilmek. Özellikle şiddetli sağanaklarda önem kazanıyor.
Edge: Kite’ın gücünü board’un kenar kısmıyla dengelemek. Topuk basmak olarak da tanımlanıyor.
Kiteloop: Kite’ın 360˚ kendi ekseni etrafında bir tur dönmesi. Yeni başlayanlar için önermiyoruz.
Power zone: Basitçe, rüzgârın en etkili olduğu tepemizdeki alan diyebiliriz.
hızlandığınızda ve uçurtmayı saat 12 pozisyonuna getirip barı çektiğinizde uçmaya başlayabilirsiniz. Ancak burada anlattığımız cümleleri uygulayarak zıplamaya çalışmanızı kesinlikle tavsiye etmiyoruz zira biz en basit haliyle anlattık. Kitesurf’te zıplamak bu kadar kolay değil. Arkasında birçok teknik detay ve güvenlik önlemi var. Dolayısıyla hocanızın anlattığını uygulayın.
13) Dalgada kitesurf: İşin bu kısmı artık kitesurf’te son nokta diyebiliriz. Dalgalarda, özellikle ayakla bağlantı sağlamayan aparatların bulunmadığı board’larla yapılan ve ‘strapless kitesurfing’ olarak anılan aşama. Strapless kitesurfing, son yıllarda gittikçe daha fazla ilgi gören bir disiplin. Dalga sörfünde kullanılana benzeyen board’larla yapılan bu disipline ulaşabilmek için çok çalışmak gerekiyor. Ayaklardan bağımsız bir board’la yapılan kitesurf’ün benzersiz bir deneyim olduğu belirtiliyor.