Doğal yaşam
Son iki aydır özellikle Fethiye Körfezi’nde görülen balinalar sosyal medyayı meşgul ediyor. Oysa zaten ülkemiz sularında özellikle Fethiye ve Antalya körfezlerinde kaşalot ve gagalı balinalar görülüyor. Derin Denizlerin Dev Koruyucuları da onları kayıt al
Denizlerin özgür devleri
Denizlerimizde boyu 12 metreye kadar ulaşabilen kaşalot balinalarının yaşadığını biliyor muydunuz? Hani şu dünya edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Moby Dick’e konu olan dev balina. Şaşırdınız değil mi? Doğal Hayatı Koruma Derneği (WWFTürkiye) destekli Derin Denizlerin Dev Koruyucuları Projesi, Türkiye’nin nesli tükenmekte olan balinalarının sayısını belirlemek ve koruma altına almak için yaklaşık sekiz aydır hummalı bir şekilde çalışıyor. Ekip daha ilk seyirlerinde kaşalotları görüntülemeyi başardı bile.
Proje, Dr. Aylin Akkaya Baş ve Dr. Onur Gönülal tarafından yönetiliyor. Programda görev alan Ersin Baş, projelerinin ana hedefinin Rodos-fethiye ve Antalya Körfezi arasının ulusal ve uluslararası sularını kapsayan alanda kaşalot ve gagalı balinaların nüfus durumunu belirlemek olduğunu söylüyor. “Proje ile hedef türler olan kaşalot ve gagalı balinaya ilişkin uzun soluklu bilimsel çalışmaları başlatmayı, türler hakkında veri toplamayı, deniz koruma hakkındaki kamuoyu bilincini artırmayı ve kapasite artırımına katkıda bulunmayı amaçlıyoruz.”
Projelerinin duyulmasıyla Akdeniz, Karadeniz ve Atlantik’teki deniz memelilerinin korunmasını amaçlayan ACCOBAMS ve St. Andrews Üniversitesi’nin çalışmalarına destek verdiğini söyleyen Ersin Baş, böylece nisan ayında gerçekleştirdikleri ilk deniz seferinde kaşalot balinalarını, afalina ve tırtak türlerini gözlemlemeyi, gagalı balinaların seslerini kaydetmeyi başardıklarını belirtiyor. Ekip ayrıca St. Andrews Üniversitesi tarafından kendilerine tahsis edilen PAM (Passife Acoustic Monitoring) cihazıyla deniz memelilerine ilişkin akustik çalışmalar da gerçekleştirdi. Tüm bunların yanı sıra www.cetazoom.org sitesi geliştirildi. İsteyen herkes bu siteye çektiği deniz memelisinin fotoğrafını yüklüyor ve hakkında bilgi edinebiliyor.
Pekiyi Türkiye’de kaç tür balina yaşıyor? Bu sorumuzun yanıtını Dr. Aylin Akkaya’dan alıyoruz. Akkaya, Türkiye sularında 12 tür yunus ve balina türü bulunduğunu belirtiyor. Bu türlerden üçüne İstanbul Boğazı’nda neredeyse her gün rastlamanın mümkün olduğuna dikkat çeken Akkaya şöyle devam ediyor:
“Üç tarafı denizlerle kaplı ülkemizin
neredeyse her bölgesinde yunus ve balina türlerine rastlamak mümkün. Karadeniz’de ülkemizin en küçük türlerinden olan muturlara rastlanırken, Ege Denizi’nde kaşalot balinalarını, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan tırtak türünü, Akdeniz Bölgesi’nde de hakkında neredeyse hiçbir şey bilmediğimiz gagalı ve uzun balinaları görebiliriz.”
Türler yarı yarıya azaldı
Dr. Aylin Akkaya bu türlerin sayısı hakkında ise henüz net bir bilgi sahibi olamadıklarını söylüyor. Ancak türlerin çoğunun Akdeniz genelinde popülasyonlarının son 50 yılda neredeyse yarı yarıya azaldığının bilindiğini söylüyor. Bu azalmanın tek nedeni ise insanların alandaki kontrolsüz ve sürdürülebilir olmayan varlığı. Proje ile Türkiye’de ilk kez hedef türlere özel uluslararası sistematik ve uzun soluklu bir çalışma başlatıldığına dikkat çeken Dr. Akkaya şöyle devam ediyor:
“Maalesef birçok canlı gibi balinaların sayısı da hızla azalıyor. Ülkemiz sularında görülen balinaların hemen hemen hepsi Kırmızı Liste’de. Yani küresel ölçekte yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. En büyük dertleri ise aşırı deniz trafiği nedeniyle deniz araçlarının çarpması, askeri deniz araçlarının sonarları, küresel ısınma ve kirlenmeyle birlikte suların yapısındaki değişimler, denizlerde başıboş dolaşan ağlar ve elbette ki yaşam alanlarının yok olmasıyla birlikte besin bulmanın giderek zorlaşması.”
Sularımızdaki balinaların popülasyonunun korunması için en önemli adım halkın konu üzerindeki bilincinin artması ve gündelik eylemlerimizdeki olumlu değişimler. “Bu değişimler, markete gittiğimizde plastik poşet kullanmamaktan, içeceklerimizde plastik kap, karton bardak ve pipet kullanılmasının azaltılması ve elektrik, su kullanımında tasarrufa kadar, hepsi de kolayca uygulanacak davranışları içeriyor. Biz dernek olarak bu bilincin oluşması için sosyal platformları da kapsayan aktiviteler düzenliyoruz. Ek olarak bilimsel veri açığının kapatılması doğrultusunda çalıştığımızdan, bu durum karar verici kurumların doğru ve yerinde koruma önlemleri geliştirmesi aşamasında ellerini güçlendirecektir.”
Dev balinalar heybetleriyle her zaman ürkütücü olmuştur. Ancak Aylin Akkaya korkulması gereken tek canlının insan olduğuna dikkat çekiyor ve şöyle devam ediyor:
“Balinalar, yunuslar veya köpekbalıkları korkulması gereken deniz canlıları arasında yer almaz fakat elbette ki insanların herhangi bir vahşi hayvana dokunmaması önerilmektedir. Bunun nedeni onların bize vereceği zarardan çok, bizim onlara vereceğimiz zararın önüne geçmektir.”