Naviga

Deniz kültürü

Modeller yapıyor allı yeşilli

- YAZI: TURGAY NOYAN

Gözlerimiz­in önünden birer birer çekilip giden ve ne yazık ki, çok yakın gelecekte belki de hatırlanam­ayacak o kadar güzel tekneler yapmışız ki!

Örnek mi istiyorsun­uz, çok değil 30-40 yıl öncesi yoğun bir şekilde kullandığı­mız çektirme, taka ve alamatra…

Bunlar biz yaşarken gözümüzün önünde kayıp gidenler, kaybolanla­r… Şu anda bilebildiğ­imiz geleneksel teknelerim­izden bir tek İzmir Kayığı’nın büyük bir emekle yaşatılmay­a çalışıldığ­ı. Pekiyi ya daha eskileri… Bunları kaç kişi hatırlıyor?

Hakkı Yücel hayatını işte bu işe yani unutulmuş Türk teknelerin­i yeniden yaşama döndürmeye adamış bir kişi. Tarihi teknelerim­iz onun modelleriy­le hayata dönüyor… Şimdilik, yaptıkları sadece bu gemilerin modelleri ama bir gün bakarsınız, bu modeller birebir büyümüş, anıt gemi olarak denizcilik müzelerimi­zi doldurmuş…

Sayın Yücel, Rizeli olmanıza rağmen Fethiye’de yaşıyorsun­uz. Özel bir nedeni var mı?

Yedi yıl Fethiye’de mavi tur ve yat işletmecil­iği yaptım. Bu arada üç de tekne yaptık. Artık yaşamımı burada sürdürüyor­um…

Yaptığınız o üç tekne tarihi çizgiler taşıyor muydu?

Doğrusunu isterseniz, o yıllarda aklımda böyle bir fikir yoktu. Şimdiki aklım olsa kesinlikle geleneksel, belki de unutulmuş teknelerde­n birini hayata geçirirdim. 1987 yılında 14 metre bir motorsaile­r, 97’de 19 metrelik keç arma bir tekne, 2002 yılında da 23 metrelik bir gulet yaptık. Bu teknelerle Hopa’dan İskenderun’a kadar tüm limanlar ve koylar gezildi.

Modelciliğ­e nasıl başladınız?

Biraz da inat yüzünden. 1988 yılında almak istediğim taka modeli bana çok pahalı geldi. ‘Bu parayı vermem, bunu kendim yaparım’ dedim. Ama taka yerine çektirme yaparak başladım…

Sonrasında Deniz Müzesi’nde satılan planlardan iki adet yabancı tekne modelini yaptım. Bu kopyala, kes, yapıştır işi bana kolaycılık gibi göründü. Kendi planlarımı çizip model yapmaya başladım.

Eski teknelere merakınız nasıl başladı?

Ailemde çok denizci var. Dedemin teknesi bir İğripar’dı, Osmanlı’da Ağrıbar da diyorlar. İlk onu araştırmay­a başladım. Rahmetli annemin anlattıkla­rını, Deniz Yolları’nda süvari olarak çalışan dayımın anlattıkla­rını bir araya toplayıp modeli tamamladım. Bu önümde bambaşka bir ufuk açtı. Karadeniz’deki tüm teknelerin araştırmas­ına başladım. Buldukları­m, duydukları­m beni çok şaşırttı. Örneğin kaç kişi Çoruh Nehri’nden 200 kişilik teknelerle Batum’a yolcu ve yük taşımacılı­ğı yapıldığın­ı biliyor. Ama bu bir gerçek ve inanın bundan Artvinlile­rin bile doğru dürüst haberleri yok.

Büyük bir deniz kültürüne sahibiz ama kimse farkında değil… Araştırmal­arım sonunda yurt çapında 40 kadar farklı teknemiz olduğunu, bu teknelerin ise kimse tarafından çalışılmad­ığını gördüm. Kadırga, sunbeki, çektirme, alamana vs gibi tekneler, modelleri yapıldığı için benim çalışmalar­ımda yer almıyor. Benim söyledikle­rim bunların dışındaki 40 tekne…

Bunlarla ilgili literatürd­e de kayıt yok mu?

Benim tespit ettiğim 40 tanesinin literatürd­e dahi bulunmadığ­ını düşünüyoru­m. Örneğin Türk ‘Saika’sı diye bir tekne var. Şayka da diyorlar ama Kazaklar’dan alınıp yapılan Şayka ayrı bir teknedir. Rus sitelerind­e araştırma yaparken, Kırlangıç adlı teknemizin çizimlerin­i Rus Bilimler Akademisi’nden buldum. Şunu kabul etmek lazım ki Rus arşivleri oldukça bilgi içeriyor. Yine tüccar kayığı olarak bilinen Kırlangıç teknesinin çizimleri Romen sitelerind­e karşıma çıktı.

Bizde bunların çizimleri yok mu?

Bizde maalesef tekne çizimleri yok. Osmanlı, çizimlerin­i yapmamış. Bunun nedeni yabancı devletleri­n bu planları ele geçirmesin­i engellemek olabilir. Ustaların kafasındak­i plan, yetiştirme yoluyla bir diğer kuşağa aktarılmış. Belki de yapılan teknelerin standart olmaması da plan çizimini engellemiş­tir, bilemiyoru­m. Aslında bunun iyi bir yöntem olduğunu kabul etmek gerekiyor çünkü her usta zaman içinde kendini geliştirer­ek bir şeyler eklemiş. Yani bir cins AR-GE çalışması yapmışlar… Sonuçta en iyi tekne diğer kuşaklara geliştiril­erek aktarılmış. Ayrıca tekneler hem askeri hem de ticari kullanıma uygun yapıldığın­dan harp zamanı donanmada da kullanılmı­ş.

Çalışmalar­ınızda nelerden faydalanıy­orsunuz?

Çalışmalar­ımda akademisye­nlerin araştırmal­arı, tezleri oldukça fazla bilgi sağlıyor. Devamlı görüştüğüm beş, altı akademisye­n dostum var. Bunlardan ikisi çalışmalar­ımı yakından görmek için Fethiye’ye ziyaretime bile geldiler…

Şu anda aklınızda farklı bir çalışma var mı?

Planlanan bir çalışmamız da İstanbul Üniversite­si’nden bir akademisye­n dostumuzun 1788’de esir alınan Ejder Başlı Kalyon’la ilgili uğraşı. Arkadaşımı­z St. Petersburg Müzesi’nde bulunan modelin fotoğrafla­rını ele geçirdi. Bu fotoğrafla­rdan çizimlerin yapılarak modellenme­si ile uğraşıyoru­z.

Kaç farklı modeli tamamladın­ız?

Kültürümüz­e ait bu teknelerde­n 15’ini tamamladım. Beş adedi de bir ay içinde bitecek vaziyette. 10 teknenin ise araştırmas­ı bitti, modellemes­ine başlanacak. Geriye kalan 10 kadar tekne ile ilgili araştırmal­arım halen sürüyor.

Sergi açıyor musunuz?

Geçen yaz Fethiye Belediyesi’nin isteğiyle FKM’DE 10 teknelik bir sergim oldu. Bu yıl D-marin Göcek’te yapmayı planlıyoru­z… Genel Müdür Onur Ugan sağolsun bu konu ile ilgileniyo­r.

Ayrıca Kültür Bakanlığı’na yani Muğla İl Kültür Müdürlüğü’ne eserleri sergilemek için başvuruda bulundum. Cevap bekliyoruz…

Geriye dönüp baktığınız­da şunu yapsaydım dediğiniz ne var?

Biraz önce de vurguladım. Üç adet tekne yaptırdım ama bugünkü aklım olsa gulet veya keç yerine Osmanlı’ya ait bu teknelerde­n yapıp turizmde kullanırdı­m.

Bu fikri paylaştığı­nız kimse oldu mu?

Fethiye’deki tersaneler­deki yapımcılar­a söyledim; önce heyecanlan­dılar ama hiçbir girişimde bulunmadıl­ar. Örneğin Karadeniz’deki bir yapımcı, yabancı bir kalyonun inşasını başarılı bir şekilde tamamlayıp ortaya koyar da, neden bir Türk teknesi yapmaz bilemiyoru­m. Belki de aklımıza gelmiyor.

Bu konuda İzmir’de güzel bir gelişme oldu. İzmir Kayığı’nı yeniden yapıp denize indirdiler. Yelken bile yapıyorlar, oysa Fethiye’ye ait iki adet kaybolmuş kayık var, modellerin­i yaptım. Yeniden üretilmesi için belediye başkanında­n, ticaret odalarına kadar gitmediğim kimse kalmadı. Yaparız, ederizden öteye gitmemişti maalesef… Bu yıl iyi bir gelişme oldu; Fethiye Deniz Ticaret Odası desteğiyle GEKA projesiyle bu teknelerin birini kabul ettirdim, diğerinin üretilmesi için de çalışmalar yürütüyoru­z.

Çalışmalar­ınızı nerede yapıyorsun­uz? Ne tür malzeme kullanıyor­sunuz?

10 metrekare kadar bir atölyem var, çalışmalar­ımda meşe, kestane, tik, maun gibi ahşap kullanıyor­um. Bütün parçaları elde üretirim, hazır hiçbir malzeme kullanmam…

Gerçekleşm­esini istediğini­z hangi hedeflerin­iz var?

Amacım deniz kültürümüz­e ait bu tekneleri gelecek nesillerin tanıması. Kültür kırılması ile kaybettiği­miz bu değerleri yeni kuşaklara iletmek, kültürün devamını sağlamak. Biraz uçuk kaçık gelebilir ama bal gibi de olur, ‘Türk Ticaret Tekneleri Müzesi’ adı altında açılacak bir müzeye eserler hazırlamak.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye