Doktor Özgür Deniz Tezcan’ın tavsiyeleri
Denizanaları ile dolu bir denizde yüzmeyi kimse istemez. Ne yazık ki, küresel ısınma ve dünya denizlerindeki balık stoklarının azalışı denizanası ve benzeri organizmalar için oldukça elverişli şartlar ortaya çıkartıyor. Bu gidişat devam ederse, önümüzdeki yıllarda dünyanın tüm denizlerinde denizanası popülasyonunun artması, hatta bazı bölgelerde ‘bloom’ adı verilen aşırı çoğalma alanları oluşacağı öngörülüyor.
Denizanaları gezegenimizin en eski organizmalarından. Yaklaşık 550 milyon yıldır okyanuslarda varlıklarını sürdürüyorlar. Bu uzun zaman diliminde gezegende ortaya çıkmış dört büyük yok oluştan da paçayı kurtarabilmişler. Denizanaları, anemonlar, mercanlar, denizkalemleri, hidroid koloniler hepsi ‘knidarya’ adı verilen geniş filumun parçaları. Tüm bunların en önemli ortak özelliği hem avlanmak hem de kendilerini savunmak için kullandıkları zehir yüklü kapsüller. Bu mikroskobik kapsüller içinden çıkan zıpkın benzeri uzantılar deriye nüfuz ettiklerinde çok hafiften ölümcüle kadar çok farklı zehirlenme tablolarına neden olabiliyor.
Bizim denizlerimizdeki en zehirli denizanası, istilacı bir tür olan göçmen denizanası. Bunun ardından Akdeniz’in yerli türlerinden mor sokar denizanası geliyor. Bu iki denizanası nadiren de olsa ölümcül zehirlenmeye neden olabiliyor.
Püsküllü denizanası, Filipin hidroidi, pusula denizanası ve Akdeniz’in tek küboid denizanası olan Carybdea marsupialis ise diğer tehlikeli türler. Bu denizanaları ile temas son derece ağrılı cilt reaksiyonlarına neden olmakla kalmıyor, kalp/dolaşım sistemi, sinir sistemi, boşaltım sistemi ve solunum sistemini de etkileyen zehirlenme tablolarının gelişmesine neden olabiliyor.
Daha az zehirli türler ters-yüz denizanası, kristal denizanası, düz denizanası ve son yıllarda Marmara ve Kuzey Ege’de çok sık gördüğümüz denizciğeri denizanası. Bu türlerle olan zehirlenmeler genellikle ağrılı bir cilt reaksiyonundan öteye gitmiyor.
Marmara Denizi’nde çok sık görülen ay denizanası ve Kuzey Ege’de özellikle sonbahar aylarında artan maviş denizanası zayıf kapsülleri nedeniyle genellikle bize zarar veremiyor.
Denizanası temaslarında yapılması gereken ilkyardım önerilerini sıralayalım: 1. Asla tatlı su ile yıkamayın. 2. Etkilenen bölgeyi deniz suyu ile ovalamadan yıkayın. 3. Bir bıçağın keskin olmayan tarafı veya kredi kartı gibi bir cisimle cildi sıyırıp kalan kapsülleri uzaklaştırın. 4. Etkilenen bölgeye sirke uygulayın ve sirke uygulamasını sık aralıklarla tekrarlayın. 5. Yakından takip edin. Bilinç durumunda değişiklik, bulantı, kusma, kramp, nefes darlığı, çarpıntı gibi bir belirti ortaya çıkarsa zaman kaybetmeden bir sağlık merkezine başvurun ve TÜDAV ile bağlantı kurun. 6. Zehirlenmelerin çok küçük bir kısmında denizanası temasından günler sonra ortaya çıkabilen ve karaciğeri, böbrekleri ve sinir sistemini etkileyebilen nadir ama tehlikeli zehirlenme tabloları ortaya çıkabileceğini bilin. Şüphe halinde TÜDAV ile bağlantı kurun.