Sıcak haber
Yat yönetiminden mürettebat ve kaptan yetiştirme, inşa ve teknik konularda danışmanlığa kadar geniş bir yelpazede süperyatlara hizmet veren Floating Life’ın CEO’SU Andrea Pezzini, ağustos ayında Marmaris’teydi. İtalyan firmasının Marmarisli Ino Yachting i
Sınırsız hizmet
2002’de kurulan Floating Life, İsviçre merkezli bir İtalyan firması. Kısa sürede sadece kendi sektörünün liderlerinden biri olmakla kalmayan, oyunun kurallarını da değiştiren firma, süperyatlara farklı alanlarda hizmet veriyor.
Floating Life CEO’SU Andrea Pezzini, daha önceki yıllarda da farklı süperyatlar için ülkemize gelmişti. Marmaris Yat Marin’in teknelere sunduğu ev sahipliğinden de oldukça etkilenen İtalyan iş adamı, o dönemdeki marina müdürü Mustafa Yoldaş ile iyi bir ilişki kurdu. Yoldaş, kendi işini açtıktan sonra da iletişimi sürdürüp yeni projeler için anlaşan firma yetkilileri, sonunda Floating Life hizmetlerinin Türkiye ayağını Ino Yachting’in yürütmesi ve özellikle teknik konulara yoğunlaşması konusunda el sıkıştı. Böylelikle Mustafa Yoldaş da Floating Life’ın Türkiye temsilcisi oldu.
Bu haberi aldıktan sonra görüştüğümüz Pezzini, Türk yat sektörünü oldukça ilginç bulduğunu, özellikle Türk Bayraklı tekne sayısındaki artıştan etkilendiğini ifade etti: “Yıllardır Türkiye’de seyreden yatlarımız var. Bazıları burada, özellikle Marmaris’te bakım onarım işlerini yaptırıyor. Son iki-üç yıldaki gelişmeler yat sektörünü de etkiledi. Örneğin; Yunan sularındaki düzenlemelerin değişmesi yabancı yatları uzaklaştırdı. Türkiye’de de gezen yabancı yatçı sayısında ciddi düşüş var. Elbette bu komşularınızda yaşanan sosyo-politik olayların yansımasının bir sonucu. Aynı zamanda İspanya kendi sularında seyretmeyi kolaylaştırınca, Yunanistan ve Türkiye yabancı yatları kaybetmeye başladı.”
Floating Life, işbirliği yaptıkları Ino Yachting ile Türkiye’ye gelecek yatların güvenliğini garanti ederek ve bu pazarın uluslararası nitelik taşıdığını müşterilerine anlatıp ilgiyi yeniden ülkemize çekmeye çalışıyor.
Kısmi sahiplik
Pezzini ile sohbetimiz sırasında konu elbette Floating Life ve onun verdiği hizmetlere geldi. Firmanın sektöre getirdiği en önemli yenilik kısmi sahiplik (fractional ownership) adı verilen sistem. Floating Life’ın yönetim ve operasyonuyla süperyat sahipliğine farklı bir bakış açısı kazandıran ve yaygınlaşan sistemde iki model sunuluyor: Yatın sahibi Floating Life olabiliyor ya da yatı paylaşacak müşteriler. Her iki modelde de sunulan hizmet değişmiyor. 40 metre üzeri bir süperyatın sekiz aya bölünen kullanım zamanı seyredeceği sulara karar verilerek eşit şekilde paylaşılıyor. Bütün bu organizasyon ve yat sahiplerinin ihtiyacı olan her hizmeti Floating Life sağlıyor. Yat sahipleri ise istemezlerse hayat boyu hiç karşılamayabiliyor. Bunun yanında yat paylaşıldığı için müşterilerin isteklerinde bir kısıtlama yapılmıyor. Örneğin; iç mekandaki dekorasyon ve mobilyalardan, aşçıya kadar her şey o anda yatı kullanacak kişiye göre özelleştiriliyor. Dolayısıyla müşteri kendini sıradan bir tekneyi kiralamış gibi değil, kendine özel tasarlanmış süperyatında tatil yapar gibi hissediyor.
Kaptan ve mürettebat yetiştirmek, onları yatlara yönlendirmek konusu da Floating Life’ın iş tanımı içinde yer alıyor. Eğitimleri uluslararası sertifika ve lisans programlarına göre yapan firma, her yıl RINA Akademi ile Kaptanlar Toplantısı düzenliyor. Ekip seçiminde önceki yat sahiplerinin referanslarını aldıklarını ve kiminle çalıştıkları konusunda derin araştırma yaptıklarını belirten Andrea Pezzini, kaptandan en alt kademede çalışan mürettebata kadar tüm ekibin kış sezonu boyunca lisanslarını ve sertifikalarını güncellediğini ve kendini geliştirdiğini sözlerine ekliyor.
www.floatinglife.com