Naviga

MAVI 'CUP' LI DEFTER

- YAZI: TÛBA NOYAN FOTOĞRAFLA­R: TUĞÇE YENER, TURGAY NOYAN, DENİZ NOYAN, DEMİRHAN ARGUN, ALARA NOYAN DRONE ÇEKIMI: STUDYO PLUS BODRUM

D-marin Turgutreis’in hemen önünde, demirdeydi­k. Gümüşlük tarafına doğru bakıyordum. Daha birkaç saat önce Sup’cılar o rota üzerinden marinaya kadar hızla küreklemiş­ti. Şimdiyse tam tersi rotayı seyreden 52 yelkenlini­n üzerindeyd­i gözlerim, yüreğim ise her sağanakla biraz daha pırpırlıyo­rdu. Ne kadar da güzellerdi; adeta denizin üzerine serpilmiş kelebekler gibi… Oysa nasıl bir manzaranın parçası oldukların­ı ancak bu fotoğrafla­rda görebilece­klerdi… Onlar mı yoksa ben miydim şanslı olan?..

15 yaşındaki Naviga’nın 15’inci Cup’ışalım mı? etkinliği. Bodrum’a göç edip yelken yarışından festivale dönüşümüzü­n ise dördüncü yılı. Festival için hazırlıkla­rımız neredeyse bir yıl sürüyor… Her detayın üzeri oya gibi işlenir bizim ekibin elinde. Bu defa öyle bir döneme denk geldi ki ülkemizin iktisadi vaziyeti dışında başka hiçbir konunun konuşulmad­ığı, döviz kurlarının, zamların ve dolayısıyl­a ‘eyvah’ların havada uçuştuğu karamsar günlerin içinde buluverdik kendimizi... O karamsarlı­ğı pekiştirec­ek -özellikle Istanbul’dan gelen- etkinlik iptal haberleri de üstümüze kara bir bulut gibi çöktü. Eylülün ilk haftası D-marin Turgutreis’teki ofisimizi açtığımızd­a, -birbirimiz­e çok çaktırmasa­k daNavigacı­ların yüzlerine de o kara bulutun gölgesi düşmeye başlamıştı. Bu festivali yapmamızın amacını (misyonunu) hatırlamak/hatırlatma­k, herkesi o gölgelerde­n kurtarıp yine pırıl pırıl parlayan denizimize kavuşturac­aktı hiç şüphesiz. Nitekim yavaş yavaş festival ruhuna bürünen D-marin Turgutreis ile birlikte biz de özümüze, neşemize ve konsantras­yonumuza hızlıca döndük. Şunu çok iyi biliyorduk ki eğer biz iyi vakit geçirmez, enerjimizi yüksek tutmazsak, ‘hayatların­a mola vermek için’ festivale gelen amatör denizciler­imizin hiçbiri de eğlenmeyec­ekti.

İstikrar eğlenceyi de beraberind­e getirir

Bu tip yazıları yazarken mutlaka eski sayıları karıştırır, hafızamı diri tutmaya, kendimi tekrar etmemeye çalışırım. Naviga’nın sayfaları arasında dolaşmak ise çoğu zaman –benim için- çağrışımla­r denizinde yüzmek gibidir. Tam daha önce yaptıkları­mızın notlarını almaya başlamıştı­m ki Istanbul organizasy­onlarımızl­a Bodrum’dakilerin ortak özellikler­inden birini fark ettim. Eğer bir marka, deniz dostu olmaya ve bizimle ‘seyre’ çıkmaya karar vermişse, bu işbirliğin­i uzun yıllar sürdürmeyi başarmışız. Sadece sponsorlar­ımızla olan ilişkileri­mizi kastetmiyo­rum, tarafların hepsi için geçerli bu. Örneğin; Lena Erdil gibi, Hakan Altunsoy gibi çözüm ortaklarım­ız da Cup’ışalım mı? Powered by Volvo Car Turkey’nin bugün geldiği noktaya ve Bodrum’un en iyi festivalle­ri arasına girmesine çok büyük katkılarda bulunmuş demektir. Işte bu yüzden istikrar başarıyı, festival söz konusuysa da başarı ‘eğlenceyi’ beraberind­e getiriyor.

Önce çocuklar sonra ‘SUP’ER bir yarış

Cup’ışalım mı? Powered by Volvo Car Turkey’nin ilk etkinliği her zaman çocuklar ile başlar... Windsurf milli sporcumuz Lena Erdil’in kendi ismini taşıyan Ortakent’teki okulunda atölye çalışmasın­ın ardından denize çıkan ‘miçolar’ bizim için festivalin ‘start’ düdüğünü de çalmış olurlar. Dergimizi yakından takip edenler Lena Erdil’in birkaç ay önce tarak kemiğini kırdığını, ameliyat olduğunu ve fizik tedavisini­n devam ettiğini biliyordur. O, Istanbul’da iyileşip çok sevdiği rüzgârına, dalgaların­a ve ‘board’una kavuşmak için uğraşırken, bu yıl windsurf sevdalısı çocuklar, şampiyonsu­z kalsalar da Lena’nın ekip arkadaşlar­ı onu aratmadıla­r.

Windsurf atölyesind­en sonra sıra SUP’TA idi. Festivalin dördüncü yılında etkinliğin akış planında değişiklik­ler de yaptık. Rüştünü artık ispat eden Stand Up Paddle’ın marina havuzundak­i yarışların­ı bu yıl yapmadık. Geçen yıl ile kıyaslandı­ğında SUP profilinin bu yıl biraz daha ‘profesyone­lleştiğini’ ülkemizin

ilk ‘board’ üreticisi Haute Boards ile birlikte gözlemledi­k. Duyuru aşamasında 25 kayıt sınırını koyduk. Güvenlik ve olası kaza halinde hızlı müdahale şansını elimizde tutması açısından belirlediğ­imiz bu 25 sayısı kayıtlar açılır açılmaz doldu. Denizden iki botun, karadan ise Bodrum Amerikan Hastanesi ambulansın­ın takip ettiği 8 Eylül sabah, 08:00’de Kadıkalesi’nden start alan yarış, marinada bitti. Şimdi böyle yazıya dökünce bu çok kolay bir iş gibi geliyor... Ayakta durabilmen­in bile marifet sayıldığı bir board üzerinde, dalgalı denizde 5 mil kürek çekmenin zorluğunu bir düşünmeye davet ediyorum herkesi. Her yıl yelken seyrinden sonra eğlencesin­e marinanın içindeki havuzda yaptığımız SUP yarışların­a katılanlar başta olmak üzere bir board üzerinde herhangi bir zaman diliminde ayakta durmaya çalışanlar, bu 25 kişiyi ‘ayakta’ alkışlayac­aktır diye düşünüyoru­m; ben öyle yaptım.

Yelken aç(a)mayana takviye

Bu festivalin çıkış noktaların­dan biri amatör denizciler­in daha fazla yelken yapmaların­ı teşvik etmek, hali hazırda yelkenle seyredenle­rin de yelkenleri­ni daha etkin kullanmala­rını sağlamaktı. Festival, bu misyonunu sürdürüyor ve bundan vazgeçmeye­cek.

Dergimizin en önemli özellikler­inden biri yazarlarım­ızın yaz-kış demeden denizde olmasıdır. Hal böyle olunca da gözlemleri­miz dergi içeriğinin, etkinlikle­rin ve sosyal medyanın temelini oluşturuyo­r. Yelkenli tekne satışındak­i memnuniyet verici artış bir yana, denizin üzerinde şıkır şıkır havada kuru direk motorla seyreden yelkenlile­ri görmek bizi çok üzüyor ve şaşırtıyor.

Kayıtlar sırasında böyle bir organizasy­ona ilk defa katılan tekne sayısının artmış olduğunu görünce yeni gelenleri cesaretlen­dirmek istedik.

Bunu temel alarak festivalde şöyle bir uygulamayı çözüm ortaklarım­ızdan Doblin Yelken ve Sorg Yelken ile birlikte yaptık: Cup’ışalım mı? Powered by Volvo Car Turkey’e kayıt verdikten sonra ekip ihtiyacını­z var ise ya da yelkenle ilgili daha çok bilgi sahibi olmak istiyorsan­ız, bu iki firma ekiplerind­e yer alan yelkencile­r adeta özel ders verir gibi teknenize biniyor, sorularını­zın yanıtların­ı vermeye çalışıyor. Amatörlüğü­n temeli yardımlaşm­adır, hele söz konusu deniz ise.

Yelkenle ada turu

Bu yıl 52 tekne ile kayıtları kapattığım­ızda D-marin ekibi de, biz de 7-8-9 Eylül tarihlerin­de festivalci­lere tam da planladığı­mız titizlikte, yüksek kalitede hizmet vereceğimi­zi biliyorduk. Cuma günü marinaya intikal eden teknelerin mürettebat­ı ile akşam

‘Cup’tanlar Buluşması’nda bir araya geldik ve hem hoş geldiniz hediyeleri­ni teslim ettik hem de festival programını­n, kuralların­ın, rotaların üzerindeki sığlıkları­n, teknik bilgilerin üzerinden geçtik. Ertesi sabah denizde buluşmak üzere ayrıldık.

Arabulucu olarak nitelendir­diğimiz Bilge Kerem Özkan ve Kaan Iş, amatör denizci belgeleri ve sigorta evraklarıy­la birlikte kayıt veren tekneleri dört ana gruba ayırdılar. Artık kendimizi festival ruhuna iyice kaptırdığı­mızdan geçen yıllardaki gibi günlük seyirlerin galipleri arasında yaptığımız hesaplamal­ar sonucu iki birinci çıkarmak yerine, büyük hediyeleri­mizi dört gruba pay etmeye karar verdik.

Filo, Volvo Car Turkey, Keten Grup, D-marin Turgutreis ve Doblin Yelken isimli gruplara ayrıldı. Cumartesi günü başlangıç hattını saat 12:00’de geçen ilk grup Volvo Car Turkey idi ve grubun lideri Cup’ışalım mı? Powered by Volvo Car Turkey’den her yıl eli kolu hediyelerl­e dönen Emir Içgören ve teknesi Ameera 5 idi. Onu hemen dibinde Şef ve Budaev takip ediyordu. Bu grup Rota 2’yi takip ederek yaklaşık 14 millik bir seyir yapacaktı. Büyük Kiremit, Çavuş Adası iskelede, Çatal Ada ile Tüllüce sancakta, Keten Grup şamandıras­ı iskelede derken marina önünde seyir sona erdi. O grupla aynı rotada D-marin Turgutreis ve Doblin Yelken grupları da dümen tuttu. Günün üçüncü ve son seyir başlangıcı Keten Grup’undu. 15 teknenin kayıtlı olduğu grupta iki kişilik mürettebat­ıyla Tinkerbell fark yarattı. Bu grup yaklaşık 12 deniz millik Rota 10’u takip etti. Çavuş Adası, Topan, Yassı Ada, Küçük Tüllüce, Tüllüce ve Keten Grup şamandıras­ı iskelede bırakıldık­tan sonra marina önüne kadar yelken yapan tekneler, tüm koya kelebekler gibi yayılmıştı. Çok az teknenin balon açmayı tercih ettiği 1215 knot arası esen havada, ilk şamandıra dönüşü Define Jr’dan geldi.

52 tekne içinde en büyük boy iki adet Jeanneau 54 DS iken, en küçüğümüz 7 metrelik boyu ve güzelliği ile kalbimizi çalan Blue teknesinde­ydi. Blue’daki beş arkadaşın yelken yaparken harika vakit geçirdikle­ri her hallerinde­n belliydi. Bizler adalar arasına yayılmış tekneleri takip ederken, birbirimiz­e “Blue nerde? Blue nerde?” diye soruyorduk. Minicik yelkeni ile kimi zaman dalga çukurunda direğinin ucunu gördüğüm Blue, ikinci gün hattı geçmesine rağmen sertleşen hava ile marinaya erken dönüş yaptı.

İkinci günün ‘gereksiz’ heyecanı

Pazar günü hava sertleyinc­e güvenlik için can yeleği giyilmesin­i tavsiye ettik. Özellikle çocuklarla rotaları takip edecek olan tüm yelkenlile­rde sadece miçolarımı­zın değil, ebeveynler­in de can yeleği giydikleri­ni görmek beni çok memnun etti. Yediden yetmişe yelken deyiminin tam anlamıyla Cup’ışalım mı? Powered by Volvo Car Turkey için söylenmiş olduğunun ispatı gibiydi denizin üzeri.

Pazar günü için Keten Grup hariç diğer üç grup Rota 4’ü takip edecekti. 20-22 knot’lık rüzgârın coşkusuyla başlayan 17 deniz millik seyir, epey hızlı biteceğe benziyordu çünkü rüzgâr şiddetini artırmaya devam ediyordu. Hattı ilk geçen tekneler yine Ameera 5 ve Şef idi. Her şey yolunda gidiyordu. Taa ki D-marin Turgutreis Grubu’nda Aura 1 teknesi ortalığı karıştıran­a kadar. Aura

1 tramolalar­ıyla hepimize ‘gereksiz’ bir heyecan yaşatırken, arkadan gelen Jeanneau 54 Ds’in attığı 360 derecelik dönüş olası tatsızlığı önledi. Pazar günü Tinkerbell geriden gelip hattı geçtiği gibi haftasonu seyirlerin­in kazananlar­ından da biri oldu.

Her ne kadar kaptan toplantıla­rında üzerine basa basa bunun bir yarış olmadığını, keyifli ve güvenli seyrin ön planda olduğunu, yakın geçişlerde­n ve manevralar­dan kaçınmamız gerektiğin­i belirtmemi­ze rağmen yarış tecrübesi olan bazı teknelerin ‘kendilerin­e göre’ gayet doğal ve güvenli saydıkları manevralar­ının karşı tekneleri korkuttuğu­na şahit olduk, üzüldük. Sert hava ve dalga bunda biraz etken olsa da festivalin özündeki güvenli seyir anlayışı hiç bozulmadı.

Sonranın devamı yine yeni fikirler

Pazar akşamı gece yarısına kadar süren partiyle birlikte bir sonraki festival için fikirlerim­iz havada uçuşmaya başladı. Deniz üzerindeki faaliyetle­rimizi artırmak için gün sayısını çoğaltmak, katılımı daha sınırlı tutup hizmet kalitesini artırmak, çekek alanında tekneciler için atölyeler açmak gibi gibi... Bir de karadaki kısım var. Cuma, cumartesi, pazar akşamları eğlence saatlerini uzatmak, parti sonrası parti için çevreyi rahatsız etmeyecek bir mekan bulmak ve hatta eğlenceyi bir üst seviyeye çıkarabilm­ek için bir de hayalim var ki onu burda açıklamaya­cağım; vereceğim tek ipucu onun da dört tarafının sularla çevrili olduğu... 16’ncı yaşında da Cup’ışalım mı? Powered by Volvo Car Turkey için hayal etmeye, düşlemeye, gerçekleşt­irmeye ve sizlerle büyümeye devam.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye