Teknik kurul
Sığacık'taki tsunami felaketinin ardından aklıma şu soru geldi: Türkiye'deki marinalar tsunamiye karşı hazırlıklı mı? Böyle bir felakete karşı marinalar nasıl hazırlıklı olabilir? Teşekkür ederim. Halil Kirazcı
Ali Erkan Bezirgan cevaplıyor:
Denizin herhangi bir bölgesinde deprem safhasında kısa sürede enerji girişi sonucu oluşan tekil dalga olayı, “depreşim dalgası“(tsunami) olarak biliniyor ve tsunami sözcüğü ise Japoncada liman ‘tsu” dalgası “nami”den gelmektedir. Ülkemizde, tsunami gibi olağanüstü depreşim dalgası (tsunami) 1999 İzmit Körfezi depreminden sonra gündeme geldi. İnsan denetiminin dışında oluşan, önceden kestirilmesi ve karşı önlem alınması mümkün olmayan fırtına, sel, yıldırım, deprem, tsunami gibi olağanüstü bu olaylar “doğal afet” (act of God) kapsamında değerlendirilmektedir. Bugüne kadar marina yatırımlarında gündeme gelmeyen bu doğal felaketin
Teos Marina'da yaşanması sonucunda tüm marinaların tsunami esnasında oluşabilecek hasarı en aza indirecek çalışmaların yaptırılması gerektiği ortaya çıkmıştır. Marinalar özelliklerinden dolayı yatırım safhasında şehir planlamacı, kıyı, çevre mühendisi, mimar ve diğer konularda da ilgili mühendisler ve uzmanlar tarafından yapılan çalışmalar neticesinde projelendirilmektedir. Bu projelerin tasarımında en önemli ve belirleyici husus ise dalga iklimi, teknik ve istatistik çalışmaları sonucunda elde edilen parametrelerdir.
Yatırım bölgesinde deniz suyu seviyesinin değişimine neden olan dalga etkenlerinin belirlenmesinde dalga, rüzgâr ve akıntı gibi şartlar dikkate alınarak çeşitli teknik ölçüm ve çalışmalar sonucunda elde edilen değerler doğrultusunda tasarım yapılmaktadır. Marinalarda olması gereken tesislerin belirlenmesinde ise ülkemizde ilgili bakanlıkların mevcut uygulamalar ile uluslararası kabul görmüş planlama ve tasarım prensipleri dikkate alınarak PIANC (Permanent International Association Of Navigation Congresses) uluslararası standart notları doğrultusunda gerçekleştirilmektedir. Ülkemizde gelgit ve yoğunluk akıntıları çok fazla olmadığından analiz ve ölçüm raporlarında yeterince yer almamaktadır. Eğer yatırımın yapılacağı bölge fay hattı kuşağı içinde kalıyorsa meydana gelebilecek deprem, toprak kayması veya volkanik oluşumlara bağlı olarak oluşabilecek deprem (tsunami) dalgalarının marinaya olan etkilerinin belirlenmesi için ilave bir takım analiz ve ölçüm çalışmalarının yapılması gerekmektedir.
Genel olarak marina girişlerinin derin olmasından dolayı dalganın kırılması nedeniyle etkisiz olacağı kabul görmüş ve farklı doğrultulardan değişik yükseklik ve periyotlu dalgaların marina baseni içindeki çalkantısı en fazla 30 santimetre olacak şekilde tasarlanmıştır. Bu durumda marinalardaki yüzer iskele ve pontonlar olağanüstü hallerde (force major) deprem, tsunami, rüzgâr, dalga ve akıntı gibi şartlardan etkilenecektir. Bu nedenle fazladan gelecek dengesiz yük uygulamalarını karşılamak için yeterli güce sahip ve dayanıklı olarak bağlama yüklerinin düzenli dağıtılmış olması, yüzer iskele sistemlerinin ve teknelerin boylarına bağlı olarak oluşturulan sabit veya yüzen fingerle Akdeniz/med-mooring tipi bağlanma sistemi tasarımının güvenli bir
şekilde yapılması büyük önem arz etmektedir. Denizlerimizde doğal afetler yaşanmaması dileklerimle.