Doğa herkese eşit davranır
Büyük kentlerde yaşayan çoğu kişinin hayali, bir balıkçı köyü ya da sahil kasabasına yerleşmektir.
Yıllarca bunu düşlerler. Alıştıkları düzeni terk etmekten korkmayanlar, gerçekten bir sahil kasabasında yaşamaya başlar. Ancak güz ve kış ayları gelip ortalık önce sakinleşip ardından da ıssızlaştığında, çoğu sıkılır. O küçük yerde yaşamanın ‘özünü’ benimsemezler. Kimileri de tekne ile tatile çıkanlara ya da teknede yaşayanlara gıpta ile bakar. Tekne yaşamı filmlerdeki gibi algılarlar. Oysa teknede yaşamanın zorluklarını bilmezler... Denizden çıktıktan sonra saçları doya doya tatlı su ve şampuan ile yıkamanın büyük lüks anlamına geldiğini; bir parça buz bulmanın büyük nimet olduğunu bilemezler... Fırtınalardan, teknede çıkan arızalardan, başınıza gelebilecek türlü türlü aksiliklerden bahsetmiyoruz bile...
Elbette teknede yaşamın zorlukları olsa da tadına doyulmaz müthiş güzellikleri katbekat fazladır.
Denizde yaşamanın kuralları var.
Yüzyıllar boyunca dünyanın dört bir yanındaki denizcilerin tecrübeleri, bilimsel yöntemlerle bütünleşti ve bugün uyguladığımız kuralları oluşturdu. Bu kuralların hepsi güvenli bir seyir için
denizcilere yol gösteriyor. Çünkü denizde en önemli unsur, önce güvenliktir. Doğa herkese eşit davranır. Güzel havaların tadını çıkarmaya gösterdiğimiz ilgiyi, kötü havalardan korunmak için de gösterirsek denizde yaşam bize tarifsiz güzellikler ve mutlu anlar sunar. O nedenle bu anları çoğaltmak için güvenliği önceliğimiz haline getirmeliyiz.
Örneğin; seyir öncesi yapılması gereken onay listesinin, teknede misafir ağırlarken yapılacak işler listesinin her seferinde üzerinden geçmeliyiz. Daha detaylı bilgi sahibi olmak için denizcilikle ilgili rehber kitap niteliğindeki yayınları mutlaka edinmeliyiz. Bu kitapların başında zaten mevzuat gereği her teknede bulunması gereken “Uluslararası Denizde Çatışmayı Önleme Kuralları” gelir. Amatör Denizcilik Federasyonu tarafından yayınlanan Amatör Denizci El Kitabı, sadece sınava hazırlık ile ilgili değil, temel bir kılavuz kitabıdır. Her teknede mutlaka elinizin altında olması gerekir.
Amatörlük, bilgisizlik, beceriksizlik değil, hobi olarak, severek bir işi yapmaktır. Ancak denizde amatörlüğün, diğer amatör uğraşlardan farkı, güvenliğin ön plana çıkmasıdır. Amatör ya da profesyonel demeden denizcilikte verilen ilk eğitim, güvenlikle ilgilidir. Denizcilikte can ve mal güvenliği ön plandadır... Sevginin yanı sıra, denize ve doğaya saygı gerekir. Denizin ve doğanın kurallarına saygı gösterirseniz, o zaman denizden korkmanıza gerek kalmaz. Ancak saygıda kusur edildiğinde, deniz gerçekten çok korkunçtur...
Öğrenmenin sonu yok; okumak, tecrübeli arkadaşlarla öğrendiklerinizin uygulamasını yapmak, bunları defalarca tekrarlamak, elde edilen tecrübeleri başkalarıyla paylaşmak ve her yaşanan yeni şeyden ders almak denizciliğin temeli. Denizde her an farklı şey olur. Denizde hiçbir şey aynı olmaz. Tekne aynıdır, bulunduğunuz bölge aynıdır, yanaşacağınız iskele aynıdır ama şartlar aynı olmaz. Rüzgâr farklı eser, dalga farklı olur, etraftaki deniz trafiği farklı olur...
Denizciliğe başlayacaklar ve devam edecekler için en iyi kılavuz kısaca şudur:
Öğrenmek, uygulamak, tecrübeyi paylaşmak, güvenlik kurallarına uymak, sevgili, saygılı ve sabırlı olmak...
Bunları geliştirirseniz, denizci gibi düşünür, denizci gibi karar vermeye başlarsınız... Umutsuzluğa kapılmayın; tarihteki en ünlü ve büyük denizciler de aynı bu şekilde kimi erken yaşlarda kimi geçkin yaşlarda öğrendiler, tecrübe kazandılar.
Denizlerin sakin olduğu zamanlar da
vardır, hırçın zamanları da... Kimileri en öfkeli zamanlarına, “Kudurmuş gibi” der. Ama sakin de olsa, öfkeli de olsa deniz; huzurdur, barıştır. Öyle ki denizin manzarasını seyrederken de huzur alırsın, içinde bir şekilde yer alırken de... Denizin içinde bir şekilde yer almak ne demektir? Yüzerken, sörf yaparken, bir sandalda kürek çekerken, yelkenli bir tekne ile giderken, balık avına çıktığında motorun pat pat sesini bir şarkı gibi dinlerken, bir motoryatta dalgaların üzerinde uçarken, ister sakin hava ister sert hava seyri sonrasında, limanda demir atmış gökyüzünü izlerken, daha yeni tanıştığın hemen yanı başında demir atmış diğer teknelerle tatlı sohbetler ederken denizin içindeyizdir.
Denizde ve kıyılarımızda öyle yerler ve yaşanan öyle anlar vardır ki anlatmak yetmez. Denizle iç içe yaşamayı seçtiğiniz için, deniz insanı olduğunuz için, kendinizi çok şanslı hissedersiniz. Denizde hayat, dışarıdan bakıldığı gibi bir ‘dolce vita’ olmamakla birlikte, dışarıdan göründüğü kadar zor da değildir. Az ve öz olarak özetleyebileceğimiz bu yaşam biçiminin sürdürülebilir olmasının en önemli kuralı su, enerji, gıda tüketimi ve atık yönetimini başarıyla yürütebilmektir.