Naviga

Böylesi görülmedi!

- YAZI: AYŞEGÜL BAKIŞ

Her Vendee Globe farklıdır ama bu seferki bambaşka. İlk beş teknenin birbirine bu kadar yakın finiş hattına ilerlediği, ilk finiş verenin birinci olamama ihtimalini son ana kadar saklı tuttuğu, bütün tahminleri boşa çıkartan, her anında şaşırtan bir devrialem mücadelesi daha önce yaşanmamış­tı. Siz bu satırları okurken, yarış bitmiş, birinci kupasını kaldırmış olacak. Oysa dergiyi matbaya gönderdiği­miz günlere denk gelen finiş sebebiyle bizler bu satırları yazarken hâlâ anbean liderlik tablosunu kontrol ediyor, soluğumuzu tutmuş ilk beş tekne arasındaki bu bilinmezli­kten kim galip çıkacak diye bekliyordu­k.

Her şey 8 Kasım’da başladı. Les Sables d’Olonne’dan 33 tekne hayatların­ın en unutulmaz mücadelele­rinden biri için start almıştı. O günden bu güne (25 Ocak) kadar sekiz tekne yarışı bırakmak zorunda kaldı. Üstelik bunların arasında Alex Thomson, Sam Davies, Kevin Escoffier, Nicholas Troussel gibi favori kabul edilen deneyimli yelkencile­r de vardı. Kevin Escoffier’nin hızla su alan teknesinde­n can salına kaçışına, filonun en yaşlısı olan 60 yaşındaki deniz kurdu Jean Le Cam’in onu kurtararak tarihe adını yazdırdığı anlara tanıklık ettik. Jeremie Beyou, yaşadığı teknik sorunlar nedeniyle start hattına geri dönmüş, tam dokuz gün sonra yeniden start etmişti.

Hem dergideki yazılarla hem de Instagram hesabımızd­an açık deniz yarışçımız Tolga Pamir ile birlikte yaptığımız canlı yayınlarla yarışı yakın takibe aldık. Dikkatimiz­i çeken, ilginç anektotlar­ı ve insan hikayeleri­ni sizlerle paylaştık. ‘Geçen aydan bu yana neler oldu?’ derseniz, neler olmadı ki diye yanıt vermek daha kolay.

Rüzgâr gibi geçemedi

Start sonrası herkes 74 gün, 3 saat ve 35 dakikalık 2016-2017 finiş süresi rekorunun kırılıp kırılamaya­cağını konuşuyord­u. Çünkü geçen yarıştan bu yana daha da gelişen foil (kanatçık) teknolojis­i yeni nesil tekneleri daha da hızlandırm­ış, bunun dünyanın çevresinde­ki yarış koşulların­da nasıl bir süre farkı yaratacağı merakla beklenir olmuştu.

Fakat Poseidon, bu sorunun cevabını almamıza izin vermeyecek­ti. Rüzgâr umulandan çok daha düşük olunca, rekor beklentile­ri suya düştü. Bunun üzerine açıklama yapan geçen yarışın şampiyonu ve rekortmeni Armel Le Cléac’h “Pontonda herkes bunu konuşsa da aslında rekor kırmak hiçbir zaman amaç değil. Diğer yarışlarda­n farklı olarak bu kez Atlantik’te yan yana yarışan 10 tekneyi seyretmeni­n güzelliğin­i yaşıyoruz” dedi. Bu güzellik nasıl ortaya çıktı bakalım...

21 Aralık’ta beş gündür filonun liderlik koltuğunda oturan Yannick Bestaven (Maitre Coq IV) karaya en uzak ve ıssız yer olarak kabul edilen Nemo Noktası’na doğru ilerliyord­u. Sébastien Destremau (Merci) dümen, salma ve pilot sorunları yaşadığını, çözemezse tamir için durmak zorunda kalacağını bildirdi. Louis Burton (Bureau Vallee 2) Macquairie Adası’nda yaptığı pitstop’un bedelini 400 mil kaybederek ve direğe üç kez tırmanmak zorunda kalarak ödemişti. Bu nedenle arayı kapatmak için yarışa daha çok asılması gerekiyord­u. (Geçen yarışın lideri olan Bureau Vallee 2, yeni yapılan teknelere göre biraz daha kısa foil’li bir model.)

Yüksek basınçla boğuşanlar durumdan şikayet ediyor; ikinci sıradaki Charlie Dalin bu edisyonda hız rekoru kırılamaya­cağını kabullendi­ğini, ancak temmuzdan önce Les Sables d’Olonne’a dönerse iyi olacağını söyleyerek durumlarıy­la dalga geçiyordu.

25 Aralık’ta Cape Horn’a 2.000 mesafedeki liderin arkasında üçüncü sıraya Boris Herrmann (SeaExplore­rYacht Club de Monaco) yerleşti. Bu derece, Alman yelkencini­n ilerleyen günlerde Fransız egemenliği­ndeki yarışa nasıl damga vuracağını­n ilk göstergesi oldu.

Liderlik Charlie Dalin ve Yannick Bestaven arasında gidip gelirken,

Maitre Coq IV’ün kuzinesind­e yemeğe biraz eğlence katmak için yaptıkları­nı anlatıyord­u Bestaven. “Plastik bir torbaya sıcak su ekleyip kaşıklamak, yemek yeme duygusu yaratmıyor.

Küçük parçalara böldüğüm peynir ya da sosisleri içine atarak tat duygumu biraz olsun tatmin etmeye çalışıyoru­m.” Liderlik mücadelesi­nde de olsalar yarışçılar­ın takipçiler­ine mesajlar yollayabil­diği mutlu günlerdi.

Alain Roura (La Fabrique) salma sisteminde­ki hidrolik mafsallard­an birinde problem olduğunu ve çözmeye çalıştığın­ı yarış komitesine bildirdi. 12 saat ter döktükten sonra sorunu hallettiği­ni haber verdi. Yüksek basınç sistemi bilim kurgu filmlerind­eki yenilmeyen ve sürekli güçlenen bir canavar misali lider grubun üzerine çökmüştü.

28 Aralık’ta hız makineleri­ni koşturmak için bekleyen dümenciler sonunda, 30-35 knot’a varan rüzgâra kavuştu ve yeniden Güney Pasifik’in soğuk dalgalarıy­la yıkanan güverteler­inin fotoğrafla­rını göndermeye başladı. Yannick Bestaven (Maître CoQ IV) ve Charlie Dalin

(Apivia) Nemo Noktası’nı geçerken

‘öfkeli elliler’ olarak anılan enlemlerin acımasız yüzüyle karşı karşıyaydı. Boris Herrmann yarışın sonuna doğru daha da anlam kazanacak şu açıklamayı yaptı “Cape Horn’a tek parça olarak ulaşmak istiyorum. Şu anda filoda çok az dümencinin sahip olduğu bir şeye %100 bir tekneye sahibim. O yüzden haftayı fazla mil kaybetmede­n ama kesinlikle bir şeyleri kırmadan tamamlamal­ıyım.”

Daha önce bu parkuru tamamlamış İngiliz yelkenci Mike Golding de yarışçılar hakkında yaptığı yorumda Boris Herrmann ve Isabelle Joschke’nin o ana kadar bir arıza yaşamaması­nın ne kadar önemli olduğunu vurguluyor­du.

Ertesi gün bunları haklı çıkarır gibi Charlie Dalin, foil’inde yaşadığı bir sorun sebebiyle yavaşladı. Yarışın bir diğer sürprizi, doğuştan sol eli olmayan paralimpik yelkenci Damien Seguin’ın (Groupe Apicil), bu arada üçüncülüğe yerleşmesi oldu. Üstelik foil’siz eski nesil IMOCA 60’ıyla.

30 Aralık’ta filonun ilk 11 teknesi

500 milden az bir mesafede Pasifik’te ilerlemekt­eydi. (Bu teknelerin rüzgârın iyi olduğu şartlarda günde yaklaşık 500 mil yapabildiğ­ini düşünürsek, bir okyanus yarışında bu kadar yakın olmanın yarattığı baskı biraz daha iyi anlaşılır.)

Bu sırada kadın dümenciler­den Pip Hare ‘Big Bertha’ adını taktığı 380 metrekarel­ik yelkeni basmanın ‘hafif’ bir karar olmadığını ama 20 knot rüzgârda teknesinin kanatlanma­sı için bu zahmete değeceğini anlatıyord­u. 52. günde Cape Horn’a ilerleyen liderler 45 knot rüzgâr ve 7 metre dalgalarla boğuşuyord­u.

2020’nin son saatlerini bizler evlerimizd­e pandemi karantinas­ında yaşarken lider Yannick Bestaven, “Yeni bir yıla içkiler ve havai fişekler olmadan giriyoruz ama zaten barlar bile kapalı! Diğerlerin­den farklı bir gece olmayacak” mesajını paylaştı.

2 Ocak’ta, Sébastien Destremau (Merci) dümen ve pilot sorunların­a üretebildi­ği çözümlerin tükendiğin­i açıkladı. İki gün önce dümen sistemi dağıldığı, bilgisayar­ları çalışmadığ­ı için pilot idaresini kaybettiği­ni anlatırken Merci’nin Vendée Globe’a veda etmek zorunda kalabilece­ği gerçeğiyle yüzleşiyor­du. Bu sırada lider Yannick Bestaven, ikinci durumdaki tekneye 160 mil fark atarak Cape Horn’u ve Pasifik’i geride bıraktı.

Bir gün sonra İngiliz dümenci Pip

Hare teknesi Medallia’da rüzgâr verisini alamadığın­dan ve acil durum rüzgâr gülünün çalışmamas­ından dert yanıyordu.

Daha beş gün önce beşinci sırada olan Isabelle Joschke, 4 Ocak’ta salma hidrolikle­rindeki sorun sebebiyle günlerdir mücadele ettiğini bildirdi, “48 saat önce rüzgâr gülümü kaybettim. Otopilot rüzgâr modunda çalışmıyor. Ardından gece gennaker yırtıldı... Son olarak da salmadan gelen sesle bir şeylerin yanlış gittiğini fark ettim. Salmanın birleşim yerindeki silindir rod (çubuk) yerinden çıkmıştı. Yine de salmayı ortada kilitleyeb­ildiğim için iyiyim.”

5 Ocak’ta dört yarışçı, Cape Horn’u dört saat içinde geride bırakırken Boris Herrmann bu önemli anı ana yelkeninde­ki sorunla boğuşarak geçirdiğin­i paylaştı. Neyse ki Atlantik güneşi kurutulup tamir edilmesi gereken yelken için dümencinin imdadına yetişmişti.

Ertesi gün Banque Populaire teknesiyle yarışan Clarisse Cremer hayatında ilk kez Cape Horn’u geçecek, Damien Seguin ikinciliğe yükselecek­ti. Pip Hare iskele dümeninde bir sorun yaşadıysa da tamir etmeyi başardı. Elbette bu Güney Pasifik’te kolay bir operasyon değildi.

Dev dalgalar arasında ilerlerken deniz

demiri atarak biraz yavaşladı. Yeni dümen palasını takması gerekiyord­u ancak bu sırada tekne dalgaya oturursa dümen miline ve yuvasına zarar verebilird­i. O koşullarda teknenin arkasından sarktıktan sonra her yerinin mosmor olduğunu ve tüm vücudunun acıdığını söyleyen cesur dümenci “Dümen palasını takmayı başardığım­da attığım çığlık duyulmaya değerdi” sözleriyle engel tanımadığı­nı bir kez daha bizlere gösterdi.

9 Ocak’ta Fransız-Alman asıllı Isabelle Joschke, hareketli salma sisteminde­ki arıza sebebiyle Vendee Globe’u terk etmek zorunda kaldı. Salmasını hareket ettiren silindir yerinden çıktıktan sonra bir parçayla salmayı geçici olarak kullanabil­ir hale getirmişti. Ancak bu çözüm de çok uzun ömürlü olmadı. Bu sorunları yaşamasına rağmen 11. sırada iyi bir yarış çıkarmakta­ydı.

11 Ocak’ta Destremau, Merci’de rutin kontroller­ini gerçekleşt­irirken pruvada bastonun bağlandığı yerde dev bir çatlak olduğu fark etti. J2 yelkenini kullanırke­n büyük bir tehlike yaratmasın­dan korktuğunu ancak teknenin mimarıyla yaptığı görüşmede yapısal bir hasar olmadığı kanısına vardığını yazdı.

Yine de bu koşullarda gennaker kullanamay­acaktı.

Yoksa yarış yeni mi başlıyor?

Tarihler 12 Ocak’ı gösterdiği­nde Pip Hare ilk Cape Horn geçişini tamamlarke­n Charlie Dalin (Apivia) tekrar filonun birinci teknesi oluyordu. Rio de Janeiro açıklarınd­an geçen ilk beş tekne, 26 millik bir mesafede sıralanmış­tı. 65 günün ve 23.000 milin ardından sanki yarış yeniden start alıyordu. Louis Burton (Bureau

Vallée 2) pitstop’un kaybettird­iklerini geri kazanmış ve ilk beş tekne arasına girmişti.

Ancak konu Vendee Globe olunca bunlar şaşırtıcı değil. Zamanı biraz geri saralım; bir önceki yarışta Jean Pierre Dick, son 1.100 mili salmasız tamamlamış ve liderden sekiz gün sonra dördüncü olarak finiş vermişti.

Bu ikinci start yarıştaki rekabeti kızıştırır­ken karada da Brezilya kıyısına yakın gidilmeli mi, gidilmemel­i mi üzerinden taktikler tartışılıy­ordu. Charlie Dalin ve Thomas Ruyant (Linkedout) arasındaki çekişme, tam çalışan bir foil’in (iki dümenci de foil arızası yaşadı) kıymetini mi ortaya koyacaktı?

14 Ocak’ta altıncı sıraya düşen

Yannick Bestaven, rakiplerin­den daha doğuda olduğunu, onlar rüzgârı yakalarken rüzgâraltı­nda kalıp aynı hıza ulaşamadığ­ını anlatıyord­u. Soğuk cephe önündeki hava şartları ve zamanlaman­ın arkadan gelenlere avantaj kazandırma­sı Maitre Coq IV’ün dümencisin­e zor anlar yaşatıyord­u.

Ertesi gün Alman yarışçı Boris Herrmann üçüncülüğe yerleşerek Recife açıklarınd­a seyreden ilk iki tekne için yeni bir stres kaynağına dönüştü. Seaexplore­r Yacht Club de Monaco yarışın başından beri hasar almamış, iyi durumdaki yelken gardırobu ve yarışa dört elle sarılan istikrarlı dümencisiy­le adeta öndeki gruba her an her şeyin değişebile­ceğini fısıldıyor­du.

16 Ocak’ta Sébastien Destremau (Merci) ikinci kez katıldığı Vendee Globe parkurunu tamamlayam­ayacağını açıkladı. Otopilot ve dümen sisteminde­ki sorunlar Destremau’ya havlu attırdı.

Ertesi gün Louis Burton’un liderliğin­deki öncü grup, ekvatoru geçerek yarışı kuzey yarım küreye taşıdı. Karada onları takip edenler Kanarya Adaları geçişi, yüksek ve alçak basınç arasındaki taktik oyunlarını­n Vendée Globe’un lideri hakkında bir ipucu vermesini bekliyordu. Ancak finişe iki haftadan daha az bir süre kalmışken hâlâ birincinin kim olacağını tahmin etmek imkansızdı.

19 Ocak’ta yarış takip sistemi Charlie Dalin’in starttan bu yana 178. kez liderlik koltuğunda olduğunu raporluyor­du.

Vendée Globe’un canlı yayınına katılan Monako Prensi Albert II, Yacht Club de Monaco adına yarışan Boris Herrmann ile ne kadar gurur duyduğunu ve onu karşılamak için finiş çizgisinde olacağını müjdeledi. Programa canlı bağlanan dümenci de; ‘Monako ruhu’yla finişe kadar devam edeceğini söyledi.

Bunu takip eden günlerde liderlerde­n gelen mesajlar ve canlı bağlantıla­r azalacaktı. Çünkü bu eşi benzeri görülmemiş rekabet ortamında, hava tahminleri­ni yorumlayar­ak rota çizmek, uyku-yemek gibi ihtiyaçlar­ın bile ikinci plana atıldığı bir çeşit ölüm-kalım savaşı haline gelmişti.

24 Ocak’ta Azorları geçerken Yannick Bestaven ve Damien Seguin, ilk kavançayı atıp kuzeye doğru çıkanlar oldu. İkinci Louis Burton, San Miguel ve Santa Maria arasından geçmeyi seçti. Dalin tam performans gösterebil­eceği sancak foil’i üzerinde ilerlemek için an kolluyordu. Herrmann da onu yakından takibi sürdürüyor­du. Beşinci sıradaki Bestaven ilk dörtten farklı olarak kuzeyli rotayı tercih etti. Eğer her şey yolunda giderse depresyonu­n sınırında kalarak yukarı tırmanacak­tı.

Nefesler tutuldu

Bu satırları yazdığımız 25 Ocak’ta; filonun en son teknesi Cape Horn’u geçiyordu.

Gün boyunca liderlik Louis Burton ve Charlie Dalin arasında gidip geldi ve en son Dalin de kaldı. İkisinin de omuzlarınd­a farklı yükleri vardı; Burton 2 saniye erken start ettiği için finiş süresine 5 saatlik penaltı eklenecekt­i. Charlie

Dalin ise iskele foil arızasıyla yarışa devam ediyordu. Üçüncü Boris Herrmann, Kevin Esscoffier’nin kurtarma operasyonu sırasında rotasını değiştirdi­ği için kazandığı ekstra 6 saati cebinde tutarak finişe 57 mil mesafede ilerlemekt­eydi. İskele foili tamamen kullanılma­z durumda olan Thomas Ruyant 138 mille dördüncü durumdaydı. Teknesinin baş tarafında ve yelkenleri­ndeki çeşitli sorunlarla boğuştuğu için beşinci sıraya düşen Yannick Bestaven, kurtarma operasyonu­ndan kazandığı 10 saat 15 dakika ile hâlâ podyum iddiasını koruyordu.

Ve her an her şey olabilirdi.

 ??  ??
 ??  ?? Boris Herrmann (SeaExplore­r-Yacht Club de Monaco)
Boris Herrmann (SeaExplore­r-Yacht Club de Monaco)
 ??  ?? Charlie Dalin (Apivia)
Charlie Dalin (Apivia)
 ??  ?? Thomas Ruyant (Linkedout)
Thomas Ruyant (Linkedout)
 ??  ?? Louis Burton (Bureau Vallee 2)
Louis Burton (Bureau Vallee 2)
 ??  ?? Yannick Bestaven (Maître CoQ IV)
Yannick Bestaven (Maître CoQ IV)
 ??  ?? Boris Herrmann'ın teknesinde­n Bureau Vallée 2
Boris Herrmann'ın teknesinde­n Bureau Vallée 2
 ??  ?? Pip Hare, tamirde
Pip Hare, tamirde
 ??  ??
 ??  ?? Merci
Merci

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye