Evim evim sallanan evim
Eyvah! Acil hasta var!!!
Bulunduğumuz demir yerleri çoğunlukla şehir merkezlerine hatta küçük yaşam alanlarına bile uzak yerlerdir. Buralardan tam teşekküllü bir sağlık merkezine ulaşmak bazen imkansız gibi gelir. Farklı senaryolarla olabileceklere göre eylem planları oluşturmak, gerekli bilgileri önceden hazır etmek, hatta mümkünse bu planları yazılı hale getirmek acil durum sırasında hız ve hareket doğruluğu sağlar.
Geldi, geliyor derken yaz aylarının da sonuncusundayız. Çoğumuz şu anda teknedeyiz; koylardaki aşırı yoğunluktan kolaylıkla anlaşılıyor bu durum. Bir kısmımız sadece birkaç ayı geçirirken bazılarımız aylarca teknede kalıyor, hatta yaşıyoruz. Hazırlıklar planlar yapıp uzak yakın seyirlerle geziyoruz.
Pandemi tüm planlarımızı doğrudan etkiledi tabii ki… Ancak sanırım çoğumuz bu duruma biraz daha alıştık, kabullendik, eski normali unutmaya başladık. Yaz aylarının rehaveti ve devletin ekonomik nedenlerle aldığı kısıtlamaların kaldırılması kararları ile geçen seneye göre biraz daha rahat geziyoruz sanki… Delta varyantına karşı bile daha soğukkanlı duruyoruz. Hatta maalesef önlemleri biraz fazla gevşettik.
Güneyde ya da Ege kıyılarında dolaşıyor, tekneci dostlarla çoğunlukla maskesiz görüşmeler yapıyor, sadece alışverişte, kapalı alanlarda maske takıyoruz. Umarız yeter diyerek bu rutinle yaşıyoruz çoğumuz.
Peki, nasıl bir risk aldığımızı, COVID-19 ya da diğer hastalıkların bizi teknede ziyaret etmesi halinde veya acil sağlık sorunlarında neler yapmamız gerektiğini ne kadar biliyoruz?
Teknede acil durum yönetimi
Acil durum yönetimi her durumda ve her konumda çok önemli… Nasıl şirketlerin, eğitim kurumlarının, devlet dairelerinin acil eylem planları varsa, bizlerin de kendimiz veya ailemiz için bu tip planlamalarımız olması lazım. Mesela senelerce İstanbul depremi için bu yazıldı, çizildi… Acil durum çantalarını önceden hazırlamayı çoğumuz öğrendik.
Benzer yaklaşımı farklı aciller için de göstererek, önceden hazırlanmış planlarlarla hareket etmek sorunların çözümünü inanılmaz kolaylaştırıyor. Özellikle sağlık acillerinde insanın eli ayağı dolaşıyor, panikten sağlıklı düşünemez hale geliyor.
Ben tüm dost ve arkadaşlarıma; iş yerleri ve evleri çevresindeki sağlık kuruluşlarını tanımalarını, bu kurumların donanım, yönetim ve hizmet kalitelerini incelemelerini, hangi hastalık veya acil durumda hangilerine başvuracaklarını önceden belirlemelerini öneririm. Acil durum ortaya çıkarsa; kimlerin aranacağı, ambulansın nasıl çağrılacağı, hangi hastaneye gidileceği, hatta bildiğimiz bir hastalığımız varsa bunun devamı olabilecek acil durumda hangi doktora gidileceği/aranacağının bile önceden planlanması, lüzumsuz zaman kaybını önleyerek yaşam şansını artırır.
Benzer durum tekneler için de geçerlidir. Hatta tekne yaşamında çok daha önemlidir. Bulunduğumuz demir yerleri çoğunlukla şehir merkezlerine hatta küçük yaşam alanlarına bile uzak yerlerdir. Buralardan tam teşekküllü bir sağlık merkezine ulaşmak ilk anda imkansız gibi gelir insana. İşte o nedenle tüm bunları önceden düşünmek, farklı senaryolarla olabileceklere göre eylem planları oluşturmak, bu eylem planı için gerekli bilgileri önceden toparlayıp hazır etmek, hatta mümkünse bu planları yazılı hale getirmek ACİL
DURUM SIRASINDA HIZ VE HAREKET DOĞRULUĞU sağlar.
Tekne içinde kendi kendimize başa çıkabileceğimiz tıbbi aciller için birçok kaynak var. Hepimizin kendi yaşam deneyimlerimizle biriktirdiğimiz
bilgilerimiz var; tansiyonu düşeni yatırıp ayaklarını kaldırmak, yanıklarda aloe vera kullanmak, arı sokmasına amonyak sürmek, ufak yaralanmalarda yarayı oksijenle yıkayıp iyotlu dezenfektan sürmek, burkulmalarda elastik bant sarmak, künt travmalarda buz uygulamak gibi bilgileri biliyor çoğu tekneci. O nedenle burada uzun uzun anlatmadan geçiyorum…
Basit acil durumlar için:
Konu hakkında yazılmış rehber kitapların önerdiği ilaç ve malzemeleri teknelerde bulundurmak, bunları kolay ulaşılabilir bir yere koymak, sık sık miat kontrolü yapmak,
Bu malzeme ve ilaçların nasıl uygulanacağını bilmek,
Bir ilk yardım kursu almak, konu hakkında bilgimiz yoksa ASLA HİÇBİR MÜDAHALE YAPMAMAK (Önce zarar vermemek),
Teknede ilk yardım kitabını el altında bulundurmak önemlidir.
Bazı kaynaklarda önerilen ciddi ilaç ve tedavi uygulamalarının tıbbi eğitim almamış, en azından bir ilk yardım kursuna katılmamış kişilerce uygulanmasını ben bir hekim olarak doğru bulmuyorum. Pek çok durumda ben mesafeli dururken, arkadaşlarımın “Ne olacak canım şu ilacı alıver” türü yaklaşımlarına şahit olduğumdan, bu konunun özellikle altını çizmek istedim.
Biz hekimler denizlere meraklıyız. Aranırsa hemen her koyda bir hekim bulunup destek istenebilir. Sadece bazı hekimler yanlarında az malzeme taşır veya konuk durumunda olabilirler. Bu nedenle, teknelerde kendimiz uygulayamasak bile, etraftan gelebilecek bir hekim veya sağlıkçının kullanabilmesi için bazı ekstra malzemelerin (dikiş seti, enjektör, acil uygulamalarda kullanılabilecek kortizon ve adrenalin gibi bazı ilaçlar, büyük pansuman setleri vs.) teknede bulunması da gelen sağlıkçının işini kolaylaştırıp zamandan tasarruf sağlar. Böyle durumlarda geçen her dakika hayatî değerdedir. Teknede hekimlerin kullanması için hazırlanacak malzemelerin neler olacağı yine bir aile dostu hekime danışılarak ve kendi özel sağlık durumuza uygun şekilde hazırlanabilir…
Tekneden transfer gerektiren tıbbi acil durumlar
Asıl sorun burada başlıyor gerçekten. Tıbbi durumda, bizim ya da bir sağlıkçının teknede yaptığı basit müdahaleler yetersiz kalırsa, hastanın hastaneye nakli gerekebilir. İşte ‘önceden hazırlanmamız, eylem planı oluşturmamız lazım’ denilen durum tam da budur.
Teknede birinin başına ciddi bir sağlık sorunu gelirse ne yapacağımızı biliyor muyuz gerçekten? “Canım buna nasıl hazırlanılır?” demeyin lütfen…
Önce sahillerimizde ulaşabileceğimiz olanaklara bir göz atalım:
İstanbul Marmara bölgesinde 112 Acil Sağlık Hizmetleri’ne bağlı dört deniz ambulansı çalışıyor. Ayrıca Göcek’te Özel Lykia Sağlık Merkezi’nin çalıştırdığı bir deniz ambulansı var.
Bodrum’da Deniz Kurtarma Derneği’nin Yaşam adlı tam donanımlı, sağlık ekibi bulanan deniz ambulansı Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın belirlediği saha içinde 7/24 hizmet veriyor. Ulaşabilmek için 0 532 522 88 77 veya 0 533 204 43 68 ya da Milta Bodrum Marina santralinin 0 252 316 18 60 nolu telefonlarını kullanabilirsiniz. Ayrıca merkez VHF 16 ve 73 kanallarından sürekli dinleme yapıyor.
Sahil Güvenlik Komutanlığı, Türk Hudut ve Sahiller Sağlık Hizmetleri
Genel Müdürlüğü ile Acil Hizmetler
Genel Müdürlüğü deniz acillerinde bir protokol dahilinde çalışıyor. 158’den Sahil Güvenlik’e, 112’den Acil Sağlık Hizmetleri’ne ulaşabiliriz. Ancak öncelikle Tele Sağlık Merkezi’ne ulaşmak zamandan tasarruf sağlar.
DAMSAR, Denizde Acil Müdahale grubu kendi alanları içinde kurtarmaları organize ediyor (0 216 494 66 01)
DAKSAR: Marmara Denizi’nde ve İstanbul Boğazı’nda yardıma ihtiyacı olan denizcilere ve teknelere yardım eli uzatmak amacıyla kurulmuş tamamı gönüllülerden oluşan bir sivil toplum kuruluşu. İstanbul Kalamış Koyu’nda yer alan merkezimizde acil yardım ve can kurtarma hizmeti vermek için 24 saat harekete hazır olarak 16, 72, 73 VHF kanalları ve telefon başında. Kalamış Koyu merkezli 12 mil yarıçapındaki alanda Sahil Güvenlik ekipleriyle koordineli olarak kurtarma operasyonu yapıyor.
0 216 330 23 71
Tele Sağlık Merkezi Baştabipliği: Acil Sağlık Hizmetleri bünyesinde hizmet veriyor. 7/24 telefonla acil durumlara müdahale ediyor, gerekli durumlarda telefonla ya da e-posta yoluyla öneriler veriyor, hastanın tahliyesini organize ediyor, bölgede deniz ambulansı varsa onunla yoksa sahil güvenlikle tıbbi ekip göndererek önce yerinde müdahale sağlıyor ve kıyıda bekleyen 112 ambulansına nakledilen hastanın ilgili sağlık kurumuna ulaştırılması sağlanıyor. Sağlık ekipleri gelene kadar da hastanın ailesi çeşitli önerilerle yönlendirilerek olabildiğince ilk yardım sağlanmaya çalışılıyor. Bu çok önemli hizmete 444
83 53 no’lu telefondan ulaşabiliyoruz.
Tüm acil sağlık durumları için denizlerimizde İLK ARANACAK merkez olarak hizmet sunuyor. Diğer kurumlarla koordineli olarak çalışıyor.
16. Kanal’dan PAN PAN anonsu yapılabilir.
Teknenin gurcatasına çekilen W (Whiskey) işaret sancağı da çevredeki denizcilere teknede tıbbi yardım ihtiyacı olduğunu belirtir.
Denizlere çıkmaya karar verdiğimizde
seyir yapacağımız bölgeye göre bu kurum ve telefonları önceden hazırlamak önemlidir. Özellikle önceden tanısı konulmuş bir hastalığımız varsa, doktorumuzla olası acil durumları konuşmak ve en kötü senaryoda olabilecekler için birer eylem planı hazırlamak ve teknedeki kişileri bu planlar hakkında bilgilendirmek, seyir rota tercihlerini mümkünse sağlık kurumları ve olanaklarına göre tespit etmek riski azaltmak açısından düşünülmelidir.
Teknede COVID-19 yönetimi
Hiç düşünmek istemesek de COVID-19 açık havada az bulaşsa da, yeni çıkan varyantları ile hepimiz risk alarak sosyalleşiyoruz. Tekne hayatı bulaş açısından çok daha az risk taşısa da çevredeki tekneci dostlarla spontane sosyalleşmeler elde olmadan riski artırıyor. Böyle bir bulaş şüphesinde ya da hastalık durumunda ne yapılacağını da bilmek önemli.
Teknede mutlaka ateş ve kan oksijenini ölçen küçük cihazlar (pulse oksimetre) bulundurmak gerekiyor. Klasik COVID bulguları olan ateş, nefes darlığı, koku kaybı, baş ağrısı, halsizlik, yeni varyantların ortaya çıkması ile griple çok karışık hale geldi, aman dikkat edelim… Kısaca bizi fazla sarsan grip bulgularında bile COVID olasılığını düşünmek, en yakın sağlık kuruluşunda test yaptırmak önemli… Bu konuda da Tele Sağlık Hizmetleri’nden destek istenebilir. Onlar süreci organize ediyor. Test yaptırdık ve sonuç pozitif ise ne yapacağız?
Eğer genel durum iyiyse hastanede kalmaya gerek kalmadan 10-14 günlük karantina uygulaması söz konusu (Delta varyantında bu süre uzayabiliyor)… Karantina için normalde bir ikamet adresi istiyorlar. Bunun verilemediği durumlarda 50 yatağın üzerinde otel (kabul edenlerden) veya devletin ayırdığı yurtları zorunlu tutuyorlar. Bu yurtların sosyal şartlarının oldukça sorunlu olduğunu da biliyoruz.
Marina örneklerinden gördüğümüze göre, marinada bağlı bir teknede marina yönetiminin de onayı ile karantina süreci geçirilebiliyor. Bu konuda uygulama örnekleri olduğu söylenirse sağlık müdürlükleri ikna edilebilir… Hastalık süresince kesin izolasyon, istirahat ve güncel verilere uygun bakanlığın önerdiği destek tedavileri uygulamak, semptomların ağırlaşması halinde görevlileri gecikmeden arayarak hastaneye gitmek önemli. Bu aşamada özellikle iyi bir yoğun bakım hizmetinin de verilebildiği bir hastaneyi seçmek, sonrası için de hazırlıklı olmayı, daha yetkin bir hizmet almayı sağlıyor.
Hastane tercihi yapma şansımız varsa bu alternatifi kullanmak da yararlı olur. Tabii COVID konusunda en önemli şey aşı olmak ve önlemlere sonuna kadar uyup hastalığı kapmamaya çalışmak. Hijyenmaske-mesafe devam….
İlk yardım kursları
İster sadece kıyı seyri yapalım ister uzun seyirler planlayalım sağlık acillerine müdahale konusunda yetkin hale gelmek bu sorunlarla başa çıkmayı kolaylaştırır. Büyük şehirlerde birçok ilk yardım kursu mevcut. Pratik bilgilendirmelerin yapıldığı ücretsiz kursların yanı sıra kapsamlı maket çalışmalarının da yapıldığı ciddi, ücretli kurslar da ayarlanabilir. Bu kurslara katılmak yararlı bir kış aktivitesi olabilir.
Ayrıca Denizcilik Okulu öğrencileri için hazırlanmış ayrıntılı ilk yardım eğitimlerinin de ders notları internette bulunabiliyor. Yurt içinden ve dışından pek çok videoda bu bilgiler görsel uygulamaları ile sunuluyor.
Kısaca bilgilere ulaşmak kolay biz yeter ki isteyelim… İlk yardım bilgileri ile donanmak, gerekli ekipman hazırlığı yapmak, aranacak telefonları ve eylem planlarını hazırlamak, kronik hastalıklarımız varsa, yokmuş gibi davranmak yerine, sağlık olanaklarına yakın yerlerde seyir yapmak bazen hayat kurtarıcı olabilir, unutmayalım. Kulaktan dolma bilgiler yerine sistemli bir eğitimle öğrenilmişleri uygularsak, sonuçlar da yüzümüzü güldürür.
Sağlıklı, keyifli, huzurlu nice seyirlerimiz olsun. Teknemizin altından su, ocağımızdan sıcak yemeğimiz eksilmesin… Selametle.