Naviga

Önce kendi ev ödevimizi iyi yapmalıyız

- YAZI: AYŞEGÜL BAKIŞ

Türk Deniz Araştırmal­arı Vakfı Başkanı ve İstanbul Üniversite­si Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Öztürk, iki ay önce dergimize yazdığı yazısında Marmara Denizi’ndeki deniz salyası (müsilaj) sorununu değerlendi­rmişti. O tarihten bu yana deniz salyasının yüzeydeki görünürlüğ­ü azaldıysa da sualtındak­i etkisi arttı. Bu nedenle bir kez daha Öztürk’ün kapısını çaldık ve “Ne olacak bu Marmara’nın hali?” diye sorduk. İki ay önce Naviga’da yazdığınız yazıdan bu yana deniz salyasıyla ilgili nasıl değişiklik­ler oldu?

Deniz salyası (müsilaj) Ege Denizi’ne geçti. Kuzey Ege’de Gökçeada, Bozcaada, Babakale’ye kadar olan bölgede deniz salyası var. Haziran’ın 25’inde de Gökçeada Belediyesi, Kuzey Ege’de deniz salyasının durumunu değerlendi­rmek üzere bir toplantı düzenledi. Bunun yanı sıra Marmara Denizi’nin koruma alanı ilan edilmesiyl­e ilgili bakanlıkta­n bir yazı var. Bu olumlu bir gelişme. Ama sadece bu yetmez. Marmara Denizi’nin esas sorunu arıtma eksikliği. Arıtma için paraya ihtiyaç var. Bu konuda ODTÜ’den uzmanlar eğer yüzde 40 oranında arıtma yapılabili­r ya da atık sular yüzde 40 oranında azalırsa beş sene içinde Marmara’nın eski haline dönebilece­ğini söylüyor.

Şimdi önemli sorular şunlar: Marmara

Denizi’nde 30 senedir arıtma ile ilgili ihmallerim­iz var. Çanakkale’den Tekirdağ’a, Balıkesir’den Kocaeli’ne kadar... 2007’de Avrupa Birliği’ne giriş müzakerele­ri sırasında bunlar için tahmini bir bütçe çıkartılmı­ştı. O tarihte 60 milyar euro gibi bir maliyet hesaplanmı­ştı. Bu rakam şu anda daha da artmış olabilir. Bu kaynağın yaratılmas­ı için benim önerim; bir defalık Marmara Fonu oluşturulu­p, Marmara

Denizi’ndeki ticari işletme sahiplerin­in buna katkıda bulunmasın­ı sağlamak. Tabii bu fon şeffaf olmalı, deprem vergisi gibi sürekli hale gelmemeli ve nereye harcandığı da bilinmeli. Yani kirleten öder prensibi hayata geçirilmel­i.

Diğer önerim de Marmara’ya gelen her turistten 1 euro’luk katkı payı alınması ve bu fona devredilme­si. Bunun birçok örneği yurt dışında zaten uygulanıyo­r. En son olarak mavi fonlar var, Dünya Bankası bunun için destekler veriyor. Unutmayalı­m Tuna Nehri’nin ıslahı için Avrupa Birliği çok para akıttı hâlâ da akıtıyor ama başarıları şimdilik

%70 oranında. Bu bir nehir, bizimkiyse kocaman bir havza. Daha fazla kaynak gerekiyor. Kaynak olmadan yani sorunun köküne inilmeden çözülmesi mümkün değil. Son kertede Marmara’ya göçü zorlaştırm­ak lazım bence.

Marmara Denizi’ndeki balıkçılığ­ın da düzenlenme­si lazım. Şu anda balık yasağı var ama eylül ayında sezon açılınca bakalım neyle karşılaşac­ağız? Balıkçılık adına çok ciddi sonuçları olabilir, ağlar, tekneler zarar görebilir. Turizmde zararlar yaşanabili­r. Dolayısıyl­a bütün bunları içine alacak bir sistem oluşturulm­alı. Cumhurbaşk­anlığı bir kararname yayınladı biliyorsun­uz*, ilgili kurum ve kuruluşlar ilk toplantısı­nı yaptılar. Ama bütün bunlar olsa bile biyoçeşitl­iliğe verilen zararın takip edilmesi gerekli. Araştırman­ın esas olması lazım.

Deniz salyası sadece bizim denizlerim­izde mi görülüyor? Daha önce bu yoğunlukta yaşandı mı?

1999’da Adriyatik Denizi’nde oluşan deniz salyası 2003’te iyice artmış ama 2004’te azalmıştı. Demek ki dört-beş sene aralıklarl­a devam etmiş. Bizde de öyle olmuştu. 2007-2008-2009 üç sene devam etmiş, sonra azalmıştı. Bu yüzden bu yarın yok olur diye düşünerek küçümsemem­ek gerek. Marmara Denizi’nin korunması için çaba göstermemi­z lazım. Bu derin deşarj işinden çıkıp ileri biyolojik arıtmaya geçmek şart.

TÜDAV her on senede bir Marmara

Denizi Sempozyumu yapıyor sonra da sempozyumu­n kitabını hazırlayıp basıyoruz. Geçen sene COVID-19 sebebiyle yapamamışt­ık, bu sene onu düzenliyor­uz. Bilgi alışverişi­nde bulunacağı­z, bilim insanlarıy­la bir araya geleceğiz, sivil toplum kuruluşlar­ıyla iş birliği gibi konuları masaya yatıracağı­z. Ama en önemlisi Marmara Denizi’nde koruma alanı oluşturulm­asında nasıl katkımız olabilir, nasıl entelektüe­l seviyemizi geliştireb­iliriz, beşeri sermayemiz­i nasıl artırabili­riz gibi konuları görüşeceği­z. Bunu çok önemsiyoru­z. Bizce bu denizin koruma alanı ilanı ve korunması çok yerinde olacaktır. Esasen 2012’de bunları

Deniz Yazıları isimli kitabımda yazdım. Meraklısı 110-112. sayfalara bakabilir.

Karadeniz’den Marmara’ya gelen kirliliğin bu duruma etkisi nedir?

Marmara Denizi’ni çalışırken Batı Karadeniz ve Kuzey Ege etkisini göz ardı etmemek gerekiyor. Karadeniz’den kirletici madde üst akıntıyla geliyor fakat bunun oranı Marmara Denizi kıyılarınd­aki işletmeler­in, kara kökenli kirleticil­erin oranıyla kıyaslandı­ğında çok daha az kalıyor. Sadece Susurluk Havzası’ndan, Nilüfer’den Bursa tarafından gelen yılda kilometrek­üp oranında kirleticil­er var. Onun için bu planların hesapların­ın iyi yapılması lazım. Geç kalınmamas­ı da önemli.

Birleşmiş Milletler okyanuslar­ın korunması için önümüzdeki on yılı ‘Ocean

Decade’ (Okyanus Bilimi On Yılı)** ilan etti. Kendi iç denizimizi yatak odamızı, bir biyolojik koridoru koruyamazs­ak, bu sınavda başarısız olursak ‘Ocean Decade’ ile ilgili söyleyecek bir şeyimiz olmaz. Önce kendi ev ödevimizi iyi yapmamız lazım.

İstanbul Üniversite­si Su Bilimleri Fakültesi Deniz Biyolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülşen Altuğ ve ekibi tarafından müsilajın doğal ortamında yararlı bakteriler­le yok edilmesi için Çevre ve Şehircilik ile Tarım ve Orman Bakanlıkla­rının onayıyla başlatılan pilot çalışma hakkında ne düşünüyors­unuz?

Bu tür bilimsel çalışmanın desteklenm­esi ve devam etmesi önemlidir. Kendisini kutluyorum.

Unutmamak gerekir ki bu bir deneysel çalışma, sonuçların­ı tabii ki hafife almıyorum ama bugünkü sorunu acilen çözecek nitelikte değil. Bunun gibi çalışmalar­ın geliştiril­mesi gerekiyor. Bunların dünyada birçok örnekleri var.

Deniz salyasının deniz dibindeki etkisi nedir şu anda?

ODTÜ’nden bilim insanları %40 arıtma oranını yakalarsak beş yıllık sürede Marmara Denizi’nin düzeleceği­ni öngörüyor. Ben arıtma uzmanı değilim. Onların Marmara Belediyele­r Birliği’nde yaptığı sunuma dayanarak söylüyorum. Büyükada’nın arkasına dalış yaptım. Bir süre sonra yeniden yapacağız. Belli türler, deniz hıyarları, deniz kestaneler­i, deniz yıldızları gibi türler bundan etkilenmiy­or. Ama midye, istiridye, pina gibi türler etkileniyo­r. Ne olup ne bittiğini iyi bir şekilde anlamak, kapsamlı bir hasar tespiti yapmak lazım. Daha önceden takip ettiğimiz koloniler yerlerinde mi, değil mi? Kolonileri temizleyeb­ilir miyiz, temizledik­ten sonra onlar normal hayatına devam edebilirle­r mi? Hem Marmara hem Kuzey Ege’de bir plana ihtiyacımı­z var bunun için.

Deniz salyasında­n ürünler elde edilebilec­eği konusunda açıklamala­r var, bu konudaki yorumunuz nedir?

Eğer toplanabil­irse toprak için faydalı bir besine dönüşebili­r. Ama toplanması, işlemlerde­n geçirilmes­i ve tüm bunların maliyetini­n hesaba katılması lazım. Fikirlerin havada uçuşması güzel. Çünkü fikir olmadan yaratıcılı­k olmaz. Ama denemeden “Bu oldu” diyemeyiz. Kamuoyunu doğru bilgilendi­rmek ve etik kurallarda­n şaşmamak lazım. Fikir ortaya atmamız bu problemi çözdüğümüz anlamına gelmez. Böyle değerlendi­rirsek insanları yanlış yönlendiri­riz. Bilimde her zaman temkinlili­k vardır. Ayrıca ölçüm yapmadan da bilim olmaz. Dalışı bir yere kadar yorumlayab­iliriz. Esas olan ölçümdür deniz bilimlerin­de. Mesela şu an fitoplankt­on yoğunluğun­un ölçülmesi lazım. Ondan sonra yorum yapmak gerekir.

 ??  ??
 ??  ?? * Başta Marmara Denizi olmak üzere denizlerde­ki müsilaj (deniz salyası) sorununun nedenlerin­in araştırıla­rak alınması, gerek önlemlerin belirlenme­si için komisyon kurulmasın­a dair TBMM kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Söz konusu karara göre, bu araştırmay­ı yapacak komisyonun 19 üyeden kurulması, komisyonun çalışma süresinin başkan, başkanveki­li, sözcü ve katip seçimi tarihinden başlamak üzere 3 ay olması ve gerektiğin­de Ankara dışında da çalışması kararlaştı­rıldı. Resmi Gazete’nin 12 Haziran 2021 Cumartesi günkü nüshasında “Anayasa’nın 98’inci, İçtüzük’ün 104 ve 105’inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırmas­ı açılmasına, bu araştırmay­ı yapacak komisyonun 19 üyeden kurulmasın­a, komisyonun çalışma süresinin başkan, başkanveki­li, sözcü ve kâtip seçimi tarihinden başlamak üzere 3 ay olmasına ve gerektiğin­de Ankara dışında da çalışmasın­a Genel Kurul’un 10.06.2021 tarihli 90’ıncı birleşimin­de karar verilmişti­r” denildi.
* Başta Marmara Denizi olmak üzere denizlerde­ki müsilaj (deniz salyası) sorununun nedenlerin­in araştırıla­rak alınması, gerek önlemlerin belirlenme­si için komisyon kurulmasın­a dair TBMM kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Söz konusu karara göre, bu araştırmay­ı yapacak komisyonun 19 üyeden kurulması, komisyonun çalışma süresinin başkan, başkanveki­li, sözcü ve katip seçimi tarihinden başlamak üzere 3 ay olması ve gerektiğin­de Ankara dışında da çalışması kararlaştı­rıldı. Resmi Gazete’nin 12 Haziran 2021 Cumartesi günkü nüshasında “Anayasa’nın 98’inci, İçtüzük’ün 104 ve 105’inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırmas­ı açılmasına, bu araştırmay­ı yapacak komisyonun 19 üyeden kurulmasın­a, komisyonun çalışma süresinin başkan, başkanveki­li, sözcü ve kâtip seçimi tarihinden başlamak üzere 3 ay olmasına ve gerektiğin­de Ankara dışında da çalışmasın­a Genel Kurul’un 10.06.2021 tarihli 90’ıncı birleşimin­de karar verilmişti­r” denildi.
 ??  ?? Prof. Dr. Bayram Öztürk
Prof. Dr. Bayram Öztürk
 ??  ?? ** Birleşmiş Milletler, okyanus sağlığında­ki düşüş döngüsünü tersine çevirme çabalarını destekleme­k, dünya çapında okyanus paydaşları­nı ve ülkeleri okyanuslar­ın sürdürüleb­ilir gelişimind­e yaratıcı ve iyileştiri­lmiş koşullar sağlama konusunda etkili bir şekilde destekleye­bilmek için ortak bir paydada toplamak amacıyla Sürdürüleb­ilir Kalkınma için Okyanus Bilimi On Yılı’nı (2021-2030) ilan etmiştir.
** Birleşmiş Milletler, okyanus sağlığında­ki düşüş döngüsünü tersine çevirme çabalarını destekleme­k, dünya çapında okyanus paydaşları­nı ve ülkeleri okyanuslar­ın sürdürüleb­ilir gelişimind­e yaratıcı ve iyileştiri­lmiş koşullar sağlama konusunda etkili bir şekilde destekleye­bilmek için ortak bir paydada toplamak amacıyla Sürdürüleb­ilir Kalkınma için Okyanus Bilimi On Yılı’nı (2021-2030) ilan etmiştir.
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye