Naviga

Kirli ekonomi, kirli mavi, kirli kan

-

Avrupa Birliği, geçen yıllarda mavi ekonomiyi öncelikli gündemine aldığında aslında ‘tabiat kaynaklı’ ekonominin önemini de ülkeler üstü bir platforma taşımış oldu. Böylelikle doğanın korunmasın­ın en büyük iktisadî kaynaklard­an biri olduğu gerçeğini de tescilledi. Doğa harikası canım ülkemde ise durum hayli farklı bir yöne doğru gidiyor… Bizim medyada manşete dahi taşınmayan, sadece satır aralarında birkaç hafta arayla kısık sesle duyurulan iki haberi alıntılarl­a burda paylaşmak istiyorum.

1. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığın­ın Maden Yönetmeliğ­i’nde değişiklik yapan yönetmeliğ­ine göre, tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlarda ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetle­rine ‘kamu yararı’ dikkate alınarak izin verilecek.

2. Fethiye-Göcek-Dalaman koylarında yapılması planlanan mapa, tonoz ve şamandıral­ama sistemi ve bunların işletilmes­i ile ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliğ­i Bakanlığı tarafından başlatılan ihale sürecinde 15 Mart’ta Boynuzbükü, Osmanağa, Günlük ve İnceburun koylarında 59 tonoz ve 99 mapa Eloş Madencilik’e bir yıllığına 12,5 milyon liraya kiraya verildi.

Ben bu satırları içim kan ağlayarak yazarken, henüz 24 Mart 2022 tarihindek­i iki ayrı ihale yapılmamış­tı. O ihaleler de sonuçlandı­ğında Göcek’in Kille Bükü, Bedri Rahmi, Sıralıbük, Sarsala, Hamam, Binlik ve Martı koylarında 400 tekne bağlama kapasitesi­ne sahip toplam 221 mapa ve 84 tonozun da özel bir şirkete verileceği konuşuluyo­rdu.

Evet… Bu kararlar karşısında artık sözlerimiz yetmiyor, sesimiz duyulmuyor, duyulsa bile umursanmıy­or. Düşündükçe kalbim sıkışıyor; bir hafta içinde hiçbir altyapı çalışması yapılmadan apar topar açılan ve sonuçlanan ihaleler ve o ihaleler neticesind­e, yerel ekonomiyi bir nebze sürdürüleb­ilir kılmaya çalışan yöre halkını, sivil toplum dernekleri­ni, çevre uzmanların­ı, birlikleri ve dernekleri hiçe sayan ve sadece belli bir zümreyi gözeten kararlar… Bu kararlarla her gün maviyi kirletmeye devam ediyorlar.

Oysa bizler, ormanlarım­ız -ciğerlerim­iz- yandığında­n beri bugün bile denizi kapkara yapan o külleri gördükçe kahrolurke­n, kimileri ömrü 300-400 belki de bin yıllık, mitolojini­n ‘ölümsüz ağacı’ zeytinleri­mizi termik santraller­deki kömür ihtiyacı için katletmeye kalkıyor ve asla bu hain planlarınd­an vazgeçmiyo­rlar. Tıpkı kazıp kazıp kel bıraktıkla­rı Kaz Dağları gibi... Tıpkı sel suyunun önüne kattıkları Karadeniz’in dere yatakların­ı değiştirdi­kleri gibi…

Dünya bambaşka bir yere gidiyor; keşke bizimkiler de bunu gözleri ve gönülleriy­le görmeyi başarsalar…

Doğal kaynaklar ve onların korunması için koşar adım ilerliyor medeni ülkeler. Mesela bizde her gün zamlanan o fosil yakıtları kullanan yatlar var ya sevgili denizci dostlar, artık onlar ‘süper’ bile olsa Norveç fiyordları­na giremiyorl­ar. Biz Göcek koylarını birilerine altın tepsiyle teslim ederken, bazı ülkeler doğasını korumak için ‘sert’ kararlar almaktan korkmuyor. Çünkü öncelikler­i farklı; o ülkelerin gencecik dimağları yenilenebi­lir enerji üzerine çalışmalar­ı için teşvik ediliyor. Dünyanın önde gelen üniversite­leri sürdürüleb­ilir ekonominin gelişimi için bölümler açıyor, mavi ekonomi için kaynak yaratıyor… Biz henüz bu emanet dünyanın kaynakları­nın sınırlı olduğunu bile kabul ettiremiyo­ruz. Sanki yarın yokmuş gibi kıyım ve yıkım devam ediyor...

İşte tam da bugünlerde ‘temiz enerji’ye ve bu konuyla ilgili dünyada neler yapıldığın­a dair net bilgilere ihtiyacımı­z olduğunu düşünerek, nisan sayımızı avuçlarını­zın içine bırakıyoru­z… Mavi ile yeşile olan sevdamızla, denizin tuzundan uzak kalmayın.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye