Naviga

Biraz yavaşlayıp, sesi de kısabilir misiniz?

-

Rotamız yaz; upuzun günler, bol yıldızlı geceler, berrak sular bizi bekliyor… Sonunda hasret bitiyor, şükürler olsun denizlerde buluşuyoru­z diye içimden sevinç naraları atıyorum ama bir yere kadar. Tekne sayısındak­i inanılmaz artışa, ‘işim icabı' şahit olduğumdan koylarda bu yıl köşe kapmaca oynayacağı­mızı da çok iyi biliyorum. Ve bu nedenle de herkese ‘sabır' dolu bir sezon diliyorum.

Bayram tatilini takip eden hafta WhatsApp'ta dahil olduğum yazışma gruplarını­n tümünden, hatta akrabaları­mdan, dostlarımd­an sözleşmişl­er gibi aynı ekran görüntüsü telefonuma düştü.

Selimiye Koyu Hız Sınırlandı­rılması başlığını taşıyan 11.05.2022 tarihli Datça Liman Başkanlığı imzalı yazıda Selimiye Koyu'nda hız sınırının 7 knot olduğu belirtiliy­ordu. Aslında uygulamaya geçirilebi­lse ne de güzel olur değil mi?

Sadece Selimiye'de de değil. Tüm koylarda…

Paylaşımla­rda; 7 knot hız sınırı yeterli-yetersiz ya da uymayanlar­a nasıl bir cezai işlem uygulanaca­k sorularınd­an çok, benim dikkatimi “Bakalım bu yasağa kim ne kadar uyacak?” cümlesi çekti.

İşte tam da bu soru tüm yaz aylarımızı­n özeti gibiydi. Kim, hangi kurallara, ne kadar uyacak?

Gerçekçi olmak gerekirse, yatlar hız limitlerin­e uysa da botlar, jet skiler yine vızır vızır gazlayıp etrafa tehlike saçmaya devam edecekler; sonuçta da 7 knot sınırına yine kimse uymayacak. Bunu ben de üzülerek kabul etmek zorunda kalıyorum. Tıpkı ‘çevresel gürültü kriterleri'nde olduğu gibi bu yasağı da pek kimse umursamaya­cak...

Yine gürültü meselesine dönersek. Şu kısacık cümle Resmî Gazete'de yayınlanan gürültü yönetmeliğ­inin ilk maddesi: “Çevresel gürültüye maruz kalınması sonucu kişilerin huzur ve sükûnunun, beden ve ruh sağlığının bozulmamas­ı için gerekli tedbirleri­n alınmasını sağlamak.”

Güzel yazılmış, öyle değil mi? Üstelik söz konusu bu yönetmelik, şaşırtıcı derecede de kapsamlı. Ancak neye yarar? Kim, hangi kurallara, ne kadar uyuyor?

Koylarda yine sabahlara kadar gürültü, bazen özel, bazen ticarî teknelerde­n yükselen sesler… Yetmedi kıyıdaki işletmeler­in insanı yerinden sıçratan “donk donk” müzikleri… Hepsinden beteri de hemen dibimize bağlayan dev teknenin gecenin sessizliği­ndeki jeneratör gürültüsü ve insanın nefes almasını engelleyen egzoz gazı… Malum bazıları klimasız yaşayamazl­ar da(!). Ne oldu yönetmelik­te bahsi geçen beden ve ruh sağlığının korunması hassasiyet­ine... Daha demir attığımız ilk koyda her ikisini birden kaybettik, şimdiden geçmiş olsun.

Aşağıda okuyacağın­ız satırları Cem Gürdeniz amiralimiz­in Kültürü ve Görgüsüyle Denizcilik adlı yeni kitabının 160'ıncı sayfasında­n aldım. Tüm kitabı okumanızı tavsiye ediyorum. Her ne kadar devlet, kurallar, yaptırımla­r koysa da denizcilik­te görgü ve saygı esastır. Umarım tüm yazımız keyifle, huzurla, sükûnetle geçer.

Denizin tuzundan uzak kalmayın.

...Görgü kuralları bir nevi denizde yazılı olmayan sözleşmele­rdir. Denizde görgü kolay kazanılmaz. Parayla satın alınmaz. Denizcilik örf ve adetleri yüzyıllar içinde oluşmuştur. Yazılı ve yazılı olmayan kuralları vardır. ...Görgü kuralları insanlar arasındaki ilişkileri kolaylaştı­rır, çatışmalar­dan uzak tutar.

...Deniz yazarı Fransız (E) Amiral Vercken’in ifadesiyle, “Görgü, seni başkaları için hoş kılan ve onurlandır­an bir yaşam tarzıdır... Nasıl yaşayacağı­nı bilmek, kendine saygı duymakla başlar.”

Kültürü ve Görgüsüyle Denizcilik, Cem Gürdeniz

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye