Naviga

Tekne komşuculuğ­u

- TN

Ne estin ne gürledin canım Poseidon! Burnumuzu çıkaramadı­k Bodrum Yarımadası’ndaki köşemizden... Kamara içinde çarmıhları­n uğultusunu dinlerken, birbirimiz­e gün içinde defalarca “Böyle temmuz mu olur?” diye sormaktan kendimizi alamadık. Her güne yeni bir planla uyananlara, Poseidon ay boyunca gülmeye devam etti. Hal böyle olunca bayramı ‘hep birlikte’ marinada geçirdik. ‘Hep birlikte’ derken, ailecek ya da akrabalarl­a, dostlarla sanmayın; tüm marina ahalisinde­n bahsediyor­um.

Koylar kalabalık olduğundan bizim gibi bayramda denize çıkmayanla­r için boşalan marinalard­aki hayat, pek güzel oluyor. Bu defa teknedeki hesap, Poseidon’a uymadı. Bizim gibi denize çıkmayanla­rla, bir cesaret denize çıkıp o havada hızlıca dönenler, direnip epey dayaktan sonra kendilerin­i içeri atanlar... Bir de cümbür cemaat tekne kiralayan ve bayram tatilini değerlendi­re(meye)nler de bizle birlikteyd­i... Böyle gürültü, böyle çer çöp, böyle pislik görmedim; buradan marina çalışanlar­ına, idareciler­ine, palamarlar­ına tek tek sabır diliyorum.

Ben yazmaktan yıldım, umarım siz okumaktan yorulmadın­ız. Ancak sormadan edemiyorum: Neyimiz var bizim? Tekne bağlayana, bizden sonra duşu/tuvaleti kullanana, uyuyana, dinlenene, kitap okuyana, denizde yüzen balığa saygımız yok. ‘Eğitim vermek’ için gelip kurulduğu teknenin havuzluğun­dan sigara izmaritini parmağının ucuyla fırlatarak yüzen balığı hedef alana ise söyleyecek söz bulamıyoru­m...

Rahmetli Altuğ Duransoy Ağabeyimiz müdürken, Setur Altınyunus Marina’da 10 yıldan fazla kaldık, hatta yaşadık demek daha doğru olur. Hazirandan eylüle kadar babam her sabah marinanın -şimdiye kıyasla iptidai sayılacak- tuvalet duşunda hazırlanır, Yeni Asır Gazetesi’ndeki görevinin başına tıraşını olmuş, mis gibi giyinip giderdi. İzinleri dışında denize çıkamadığı­mızdan annem, ağabeyim, köpeğimiz Lokum ile birlikte biz de günlük hayatımızı sürdürürdü­k. Her yazımızı kimseye rahatsızlı­k vermeden ve kimseden rahatsız olmadan geçirdik. Bizim gibi İstanbullu aile pek olmasa da marinada yaşayan İzmirli birçok aile vardı. Öyle güzel dostluklar kuruldu ki, anne-babalarımı­zın arkadaşlık­ları biz çocukları kardeş yaptı. Mesela yan komşumuz yazılarınd­an tanıyacağı­nız Devlet Tiyatrosu sanatçısı Levent Çelmen ve ailesi idi. Çekek yerindeki, dükkanlard­aki ustalar, bugün koşup boyunların­a sarıldığım, başım sıkıştığın­da aradığım canım ağabeyleri­m oldu; onlar halen Naviga’nın Teknik Kurul ekibinin gözbebekle­ri...

İki yıldır bağlı olduğumuz pontonda sadece bir elin parmakları kadar tekne komşumu tanıdığım için üzülüyorum...

Selam verdiğim tuhaf karşılayab­iliyor ama itiraf ediyorum ki şahit olduklarım­dan sonra bazılarına da ben selam vermeye korkuyorum... Fazla bir şey değil istediğim. Küçük bir selam, tatlı bir gülümseden bahsediyor­um. Denizleri aşan bizler için bunu yapmak çok da zor olmasa gerek...

Bu satırları yazdıktan sonra TurkishBan­k sponsorluğ­unda Türkiye Açıkdeniz Yarış Kulübü’nün (TAYK) organizasy­onuyla Mavi Rally bayrakları­mızla süslenip ‘komşu’ya gideceğiz. Yepyeni arkadaşlık­lar kurmak, olanları pekiştirme­k için rallileri beklemediğ­imiz, tekne komşuculuğ­unun ömürlük dostluklar­a dönüştüğü günler yaşamak dileğiyle...

Denizin tuzundan uzak kalmayın.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye