Sıkça sorulan sorular
Marinalar, sigorta ya da bakım konularında sorularınız mı var? Yollayın okuyucu@navigamagazin.com adresine, Teknik Kurul uzmanlarımız yanıtlasın.
Son dönemde marinalarda çıkan yangın haberlerini okuduğumda marinalar ve sigorta konusu ile ilgili kafamı karıştıran bazı konular oldu.
1. Yangınlarda sahil güvenliğin tekneyi açığa aldıktan sonra batırdığını duyar olduk. Marinalar teknelerden birinde yangın olduğunda sahil güvenliğe bildirmek zorunda mı?
Sahil güvenliğe bildirdikten sonra sorumluluğundan marinanın çıkar mı?
Sahil güvenlik açığa aldığı tekneyi söndürmek yerine batırıyor mu, yoksa bu bir tercih mi?
Ali Erkan Bezirgan cevaplıyor:
İletilen konu hangi marinada yaşandığı, olayın nasıl geliştiği, hangi şartlar altında gerçekleştirildiği hakkında detaylı bir bilgiye sahip olmadığımız için ancak genel bir değerlendirme yapılabilir. Ülkemizde marinaların birçoğu belediyeler, bir kısmı ise özel sektör tarafından işletilmektedir.
Bu nedenle marina işletmelerinin yangın söndürme imkanlarında farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Deniz Turizmi Yönetmeliği’nin ilgili maddeleri, marina işletmesi yönetimine ve tekne donatanlarına bazı yükümlülükler getirmiştir. Bu nedenle kusurlu olan taraf, doğan zararları tazmin etmekle yükümlüdür. Yangınlara karşı alınacak önlem, söndürme ve kurtarma tedbirleri ile bu tedbirlerin uygulanmasında rol oynayan belgeli marina işletmeleri, can ve mal güvenliği konusunda eksiksiz hizmet vermeyi amaç edinmelidirler.
Bunun yanı sıra, tüm etkenlere ve yangına karşı söndürme malzemesi, teçhizat araç ve gereçlerini tam ve her an müdahaleye hazır durumda bulundurmakla yükümlüdürler. Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli marina işletmeleri, teknelerin marina tesisinde bulunduğu sürede kendi hatalarından kaynaklanan yangın nedeni ile hasar ve zararları tazmin etmeye yeterli teminatlara sahip sigorta güvenliğini sağlamak zorundadır. Marina işletmeleri, işletme yönetmelikleri uyarınca marinadan yararlanacak olan teknelerden geçerli ve yeterli teminatlara sahip (full kasko ve üçüncü şahıs mali mesuliyet) sigortasının olmasını talep ederler. Her ne kadar hata yapan, sigorta kapsamında da olsa yangın çıkmaması için tekne mürettebatı ile marina personelinin gerekli dikkati, özeni göstermeleri ve teknik tüm kontrollerini yaparak görevlerini ihmal etmemeleri gerekir. Teknede çıkan yangın kontrol altına alınamıyorsa ve yangın çevresinde bulunan diğer tekneler için de tehlike oluşturmaya başladı ise acil durum ve hayati tehlike arz etmesi sebebiyle yedeklenerek, marinanın çok maksatlı teknesinin kendi teknik olanakları ile yanan teknedeki tehlikenin bertaraf edilmesine kadar, marina tesisi içinde uygun bir yerde soğutma işlemi yapılır. Veya tamamen marina dışına çıkarılarak açıkta söndürmeye çalışırlar. Ülkemizde denizde çıkan yangınların söndürülmesine ilişkin olarak 08.09.1975 tarihinde 15350 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan bir yönetmelik mevcuttur: “Karada Çıkabilecek Yangınlarla, Deniz, Liman veya Kıyıda
Çıkıp Karaya Ulaşabilecek ve Yayılabilecek veya Karada Çıkıp Kıyı, Liman ve Denize Ulaşabilecek Yangınlara Karşı Alınabilecek Önleme, Söndürme ve Kurtarma Tedbirleri Hakkında Yönetmelik”
Bu yönetmelik uyarınca tüm liman alanında görevi yerine getirmekten bölge liman ve deniz işleri müdürleri ve liman başkanları, gemilerde gemi kaptanları, iskelelerde iskele görevlileri, tesislerde tesisin sahip yönetici veya yetkilileri
sorumlu tutulmuştur. Denizde çıkan ya da karadan denize yayılma istidadı gösteren yangınlarda öncelikle yangının çıktığı tesisin yetkilisi kendi olanaklarıyla yangını söndürmeye çalışır. Aynı zamanda yangını derhal itfaiyeye ve yardımda bulunacak diğer kuruluşlara bildirmek durumundadır. Marinada bağlı bulunan teknede çıkan yangın da Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı bir botun marina işletmesi içinden tekneyi açığa aldıktan sonra batırdığı belirtilmektedir. Denizlerimizin emniyet ve güvenliğinden sorumlu tek genel kolluk kuvveti olan Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı tüm botları, deniz yetki alanlarında bir tehlike karşısında bulunan ve yardıma ihtiyacı olan denizcilere her zaman yardımcı olmaktadır. Ayrıca yangın, sel, deprem, tsunami, fırtına, hortum ve benzeri olaylardan çaresizce kurtarılmayı bekleyenlerin tahliyelerini sağlamak ve meydana gelebilen deniz kazasında can ve mal emniyetinin sağlanmasına yönelik önlemleri görev ve sorumluluk alanı içinde mevzuatı gereğince yapılması ya da yapılmaması öngörülen hususları yerine getirir. Belirttiğiniz olay Force Major durumunda dahi olsa amirleri tarafından verilen emir ve karar çerçevesinde gereğini yapmıştır.
2. Marinalar, teknelerden birinde yangın olduğunda sahil güvenliğe bildirdikten sonra sigortanın gözünde tekne, marinanın sorumluluğundan çıkar mı? Sahil güvenlik açığa aldığı tekneyi söndürmek yerine batırdığında sigorta ne derece kapsayıcı olur? Osman Yaka
Mehmet Atay cevaplıyor: Marinaların sorumluluğu, barındırdığı teknelerin her türlü güvenliğini sağlamaktır. Şayet yanmaya başlayan tekne, çevre ve marinadaki diğer tekneler için bir tehlike oluşturuyorsa, diğer tekneleri korumak ve toplam hasarı azaltmak için, tekneyi marina dışına çıkarması doğru bir yaklaşımdır.
Sahil güvenlik, kıyı kurtarma, deniz polisi ve itfaiye gibi ilgili tüm kamu kurumlarını da bilgilendirmesi ve
yardıma çağırması doğru bir gerekliliktir. Eğer tekne, bu söndürme işlemleri esnasında kendi batarsa ya da çevre güvenliği için kamu otoriteleri tarafından batırılma kararı verilip batırılırsa da sigorta geçerlidir. Tabii şunu unutmamak lazım, doğru bir sigorta poliçesi olması ve yangın sebebinin poliçede istisna edilen bir sebepten olmaması şartı ile (kasıt, ağır ihmal gibi).
Merhaba, ikinci el tekne almayı düşünüyorum. Bütçem ancak 40-50 yaşındaki teknelere yetiyor. Beğendiğim teknelerin de camları genelde sabit oluyor. Bunları açılır lumboz haline getirebilir miyim? Yeni modellerde olduğu gibi camın ortasından bir bölümünü açılır hale getirmeyi kastediyorum... Yoksa o yaştaki bir teknede camların parçalanması ya da benzeri yeni sorunlarla mı karşılaşırım?
Veysi Sarıoğlu
Burak Algon cevaplıyor:
Denizsever dostumuz, öncelikle 4050 yaşında bir tekne almak istemenizi tebrik ediyorum. Ve almadan ne kadar çok harcama yapabileceğinizi önceden hesaplamanızı tavsiye ediyorum. Sorduğunuz sorudaki sabit camları açılır kapanır hale getirmeyi, eski camları üzerinden yapmanız çok zor. Yapılabilse bile emniyet açısından çok riskli olur. Eski bir camı -muhtemelen pleksidir- kesip
üzerine yeni nesil lumboz takılması çok mantıklı olmayacaktır. Yeni nesil lumboz takmalık menteşeli bir açılır sistem yapmaya kalktığımız zaman ise önümüze izolasyon sorunu çıkar. Bizler yaptığımız yenileme çalışmalarımızda bu gibi durumlar ile karşı karşıya kaldığımızda, eski pleksileri veya kırılmaz camları çıkartıp içeriden boşlukları kapatıp dışarıda çalışarak, içeriden dışa doğru doldurma yapıp sonra menteşeli lumbozlar takmaktayız. İleride başka sorunlar ile karşılaşıp yaptığınız ve harcadığınız emeklerin, paraların boşa gitmemesi için size de bu şekilde bir sistem öneririm.