Eyvah salmayı vurduk
Bir yelkenlide başımıza gelebilecek en tatsız hadiselerden biri salmayı vurmaktır. Hele ki tekne yüksek hızda seyrediyorsa. Bir sonraki vahim senaryoyu sizler de tahmin ediyorsunuzdur. Diyelim ki hızla değil, ağır yolla salmayı vurduk. Görüntüde de hiçbir şey yok. Bu sizi yanıltmasın çünkü her ne kadar dışardan polyester teknelerin omurgaları çok sert görünse de darbe anında esneyebilecek yapıdadır ve oluşabilecek çatlaklara rağmen büyük, su alan kırıklar pek nadir oluşur.
Yelkenli teknelerde birçok tip salma olmakla beraber günümüz teknelerinde çoğu klasik hale gelmiş üç formdan bahsedebiliriz. Ya sabit formlu ağırlık dağılımlı düz salma ya yarı torpil yapılı salma ya da tam torpil yapılı salma. Tam torpil yapılı salmalar daha yüksek maliyetleri ile genellikle yarış tekneleri dışında kullanılmazlar. Gezi teknelerinde ise salmaların tekneye montaj yerleri daha geniş bir yüzeye yayılır ve salmalar tamamen çelik dökümden oluşurlar.
Ama bazı firmalar ekstra seçenek olarak salmaların alt taraflarındaki şişkin yarı torpil ağırlık bölümünü kurşundan da yapabilir. Böylece daha az ağırlıkla yük merkezlerini daha aşağıya çekerler.
Salmalar teknelerin en sağlam noktası olan omurganın tam orta yerine monte edilirler. Bu bölümler genellikle teknenin tüm ağırlığını taşıyabilecek yapıda tasarlanırlar. Bu sayede tekne karaya alındığında teknenin tüm ağırlığı salmanın üzerine kalır. Yan destekler (ahşap dayak ya da metal destekler şeklinde olabilir) sadece tekneyi dengede tutma amaçlıdır ve üzerlerine fazla yük bindirilmemelidir.
Torpil salmalı yarış teknelerinin bazıları ise karina yapılarına özel tasarlanmış yuvalara oturtulurlar. Zira salmaların omurgaya monte edildiği kısımlar gezi teknelerine göre daha dar bölgelerdir. Yelken seyrindeki yanal yüklere dirençli olmakla beraber, çarpma etkilerine karşı her yönden daha kırılgan geometridedirler.
Salmayı çarptığınızda hasar alıp almayacağını ya da hangi miktarda hasar alacağını, çarpma hızı, açısı ve çarptığınız zemin yapısı belirler. Örneğin 6 knot hızla pruva yönünde bir kayaya çarparsanız salmada teknenin batmasına kadar gidecek bir hasar oluşabilirken, 2 knot hızla kumluk bir zemine sürtmeniz salmada ve bağlantı noktalarında hiçbir hasara sebep olmaz. Ama eğer rüzgârdan sürüklenip yine 2 knot hızla yanal olarak bir kayaya çarparsanız tekneniz büyük hasar alabilir. Bazen yanaştığımız marina ya da balıkçı barınağında küçük gelgitler sebebiyle gece olunca ya da liman içinde hareket eden bir teknenin yaptığı dalgalanma sebebiyle salmanın dibe dokunduğunu hissederiz. Bu, büyük sorun yaratmayacak küçük dikey darbelerdir ancak bu süreyi uzun tutmadan bir an önce çok ağır bir hızda daha derin bir konuma geçmek gerekir.
Özetle teknemizde iz bırakacak salma darbeleri ya yüksek hızda seyir yaparken ya da kayalar ile karşılaşmamızda olur. Genelde teknenin ciddi su almasıyla
sonuçlanacak kadar sert olmazlar. Zira polyester omurgalı teknelerin omurgaları çok sert görünse de darbe anında oldukça esneyebilecek yapıdadır ve oluşabilecek çatlaklara rağmen büyük ve su alan kırıklar pek nadir oluşur.
Çarpma sonrasında ne yapmalıyız?
Hemen sintinedeki salma bağlantıları ve yakın bölgedeki omurga hattı detaylı bir şekilde incelenmelidir. Su sızan çatlaklar görülürse, epoksi tamir macunları ya da ıslak zemine de yapışabilen tamir bantları (teknede her zaman epoksi bulundurmak gerek) yardımı ile su sızdıran yerler sıvanmalıdır. Saplama dipleri kontrol edilip kopma olup olmadığı iyice incelenmeli, su sızıntısı varsa yine sızıntıyı önleyecek macunla geçici onarım yapılmalıdır. Eğer şanslıysanız ve bu durumlar ortaya çıkmamışsa da bir an önce ulaşabileceğiniz ilk çekek yerinde gerekli onarımları yapmak üzere teknenizi karaya almalısınız. Ancak genelde su sızıntılarını ve çatlakları sintinede görmeyen tekne sahiplerinin yaptığı çok büyük bir hata vardır. Sintinede gözle görünür bir çatlak, kırık yoksa veya salma bağlantıları da iyi görünüyorsa sanki hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam ederler. Ancak unutmayın ki darbe sırasında aşırı esnemeye maruz kalan tekne karinasındaki jelkot tabakasında kılcal çatlaklar oluşmuş olabilir. Bu da bir süre sonra teknenizde ozmozu başlatabilir. O yüzden çok basit sürtmeler hariç eğer salmayı çarptıysanız mutlaka teknenizi karaya aldığınızda karinayı jelkota kadar kazıttırıp detaylı inceleme yaptırın. Çatlakların boyutuna göre özel jelkot koruma kimyasalları uygulamalı, bu sayede görünür-görünmez kılcal çatlakların kapanmaları sağlanabilir ya da jelkot tabakası tamamen soyularak elyafa kadar inilmeli. Ardından hasarlı bölgeler epoksi ve elyaf uygulaması yapılarak detaylı olarak tamir edilmelidir. Bu tip büyük tamiratlar mutlaka salmayı tekneden ayırıp yapılmalıdır. Zira salma ile tekne arasında göremeyeceğiniz bölgelerde de çatlak ve kırıklar olabilir.
www.kayrayelken.com