Nerede kalmıştık?
17 Şubat 2024 itibariyle, 2020 yılında kaldığımız yerden sanki pandemi olmamış, dünya karışmamış, ülke ekonomisi hiç zorlanmamış, marinalarda yer varmış, vergiler artmamış gibi aynen (!) devam ediyoruz. Bosphorus Boat Show’da her zamanki yerimizde -birinci ve ikinci salonlar arasındaki koridorda- neşemiz, muhabbetimiz, kalabalığımız, dertlerimiz, çözümlerimizle hazır ve nazırız, sizleri bekliyoruz...
Bu sayımızın neredeyse her satırında fuarı birebir yaşayacak, bol bol tekne gezip görecek, her konuda, her dosyada hatta ilanların üzerinde bile fuarla ilgili küçük notlar, büyük tanıtımlar, ürünler, tavsiyeler bulacaksınız. Bizim içimiz haftalar öncesinden kıpır kıpır oldu bile çünkü dergiyi hazırlarken gördük ki denizcilik sektörü de uzun zamandır bu derece heybetli bir kara fuarının hasretini çekmekte. ‘Büyük buluşma’nın vakti gelmiş de geçiyor bile...
Dört yıldır uzak kaldığımız kara fuarını biz de dört yeni kitapla selamlıyoruz (detayları sayfa 130’da okuyabilirsiniz). Mustafa Yurtbulmuş’un Balıkçıl’ın Dünya Turu, Özgür İnam’ın Güneşe Yelken, Hülya Leigh’in Güney Amerika Gezi Notları ve Sevgi-Turgay Noyan’ın Bir Aşk, Dört Kuma isimli kitapları denizin, gezmenin, okumanın, sevmenin büyüsüne kapılmış herkesi kelimelerle sarıp sarmalayacak ve gerçek dünyadan koparıp bambaşka yerlere götürecek. O kadar eminim ki...
Bu dört kitabın bendeki tesiri farklıydı zira, yazarlarının hepsini bu kitaplardan ve onları yazma fikirlerinden çok daha önce tanıyordum… Ya da öyle sanıyordum çünkü daha ilk çıplak okumada anladım ki aslında ben onları hiç tanımamışım! Baktıkları ufkun ötesinde ne aradıklarını, deniz esintisinin her birini farklı tınılarla çağırdığını, en sıradan diyeceğim duyguların onlar için keşfedilecek yepyeni limanlar anlamına geldiğini hiç anlamamışım. Balıkçıl teknesi okyanusun ortasında dümensiz kaldığında Mustafa ve Elif’in ‘tek yürek’ oluşunun içimde yarattığı güven hissini, teknostop ile gezen ‘delikanlı’ Özgür’ün bir sahilde yıldızların altında uyuduğu gecelerin ona kattığı zenginliği, Hülya’nın yeni doğmuş bir bebeğin çağrısıyla eski teknesi Blue Belle’e yaptığı yolculuğun kıtalar arası değil içsel olduğunu, babam ve annemin hâlâ şahit olduğum aşklarının aslında nasıl farklı bakış açılarıyla ‘denizde’ bütünleştiğini ancak bu satırlarda görebildim…
Okumak ve denizcilik birbirinden ayrılamaz. Her geçen gün zorlaşan kara hayatına rağmen, hâlâ bugün bu satırlarda buluşabiliyorsak, bu ancak okumanın verdiği duygu ve zihinsel zenginlik sayesinde oluyor. İşte tam da bu motivasyonla, Naviga Yayınları Deniz Serisi’nde kitap sayımız 40’a yaklaşıyor. Her türlü deniz kitabının bulunduğu Deniz Kütüphanesi de başlı başına bir marka olma yolunda hızla ilerlerken, Bosphorus Boat Show’da yeni kitaplarımız, vazgeçilmeyen klasiklerimiz ve 20 yılı geride bırakan dergimizle sizleri yeniden buluşturmak için gün sayıyoruz. Özleştik... Fuara kadar denizin tuzundan uzak kalmayın.