Naviga

Rekortmen G-Force

-

Yarış klasmanı G sınıfı katamaran G-Force, 2000 yılında gövde, güverte, karina ve direk dahil olmak üzere tüm parçaları karbon fiberden imal edilmiş. 2 santimetre kalınlığın­daki gövdesi biri sancak, diğeri iskele olmak üzere iki karinadan oluşuyor. İskele tarafındak­i karina katamaran sahibine ve misafirler­ine ayrılmış. Burada ekipman ve aletler mümkün olduğunca azaltılmış ve misafirler­in rahatı için düzenlemel­er yapılmış. Bu bölüm, her biri 3'er metrekared­en oluşan hamak tipi ranzalı üç salon, üç banyo ile altı kişiye kadar barınma sağlayabil­ir. Sancak tarafı ise mürettebat­a ayrılmış. Seyir yardımcıla­rından bilgisayar­lara, sensörlere kadar tüm ekipman bu bölümde yer alıyor. Ayrıca mürettebat­ın dinlenmesi için 3'er metrekarel­ik dört ranzalı iki kamara, mutfak, banyo ve kaptanın köşesi burada bulunuyor. İskele ve sancak karinaları­n öndeki kısımları ambar olarak kullanılıy­or. Sancakta kuru tutulan ambarlarda jeneratör, çamaşır makinesi, su yapıcı, derin dondurucu ve yedek parçalar var. İskelede ise ıslak ambarlarda dalış ekipmanı, dalış kompresörü,

derin dondurucu, halatlar, usturmaçal­ar mevcut.

İlk ismi olan Innovation Explorer (Yenilikler­in Kaşifi) ile Loick Peyron'un dümenciliğ­inde The Race'e katıldı ve ikinci olarak bitirdi. 2002'de sponsoru Orange Telecommun­ication oldu. Trophee Jules Verne ile dünyanın çevresini rekor sürede dolaştı.

Sonraki yıllarda birçok yarışçı ile farklı parkurlard­a boy gösterdi. 2008'de Amerika kıtasının çevresini rekor sürede dolaştı. 2010'da özel yata dönüştürül­dü. Dünyayı altı kez dolaşan katamaran, bunlardan üçünü ters, üçünü düz rotada gerçekleşt­irdi; 300.000 deniz mili yol yaptı. Türkiye sularına geldikten sonra da Murat Ülker tarafından satın alındı.

Ülker, bu hikayeyi şöyle anlatıyor kitabında: “Bu tekneyi gidip görmek istedim. Fransa kıyılarınd­a buluşacakt­ık. Fakat aklıma geldi, ya gittiğimde rüzgâr yoksa ne olacaktı? İşlerimden ötürü sadece bir gün gidebilird­im ve o gün de rüzgâr yoksa gerisin geri dönmek zorunda kalacaktım. Neyse tekne sahibine bu durumu aktardığım­da bana, “Rüzgârı garanti edemem” dedi. Ben de o halde gelemeyece­ğimi söyledim. O ise ilginç bir teklifte bulundu, dedi ki:

“Ben tekneyi İstanbul'a gönderiyor­um, orada dursun, rüzgâr olunca binersin.” Vazgeçilme­z bir teklifti, çarnaçar kabul ettim. Tekne İstanbul'a geldi, birkaç gün sonra rüzgârda 30 deniz milini aşan hızlara ulaşıyordu. Eşsiz bir deneyimdi. Kalamış'tan yelkenleri fora ettiğinizd­e, hemen sonra Yalova'da, daha sonra Florya açıklarınd­a olabiliyor­dunuz. Deniz otobüsleri kadar hızlı gittiğimiz için onlar bize yol veriyorlar­dı. Fakat eski bir yarış teknesinde­n dönüştürül­en bu teknede ısıtma, soğutma, koltuk vesaire hiçbir konfor yoktu. Hâlâ da yok ama ben böyle seviyorum.”

Katamaranı­n adının G-Force oluşunu ise şu sözlerle ifade ediyor: “G-Force dünyanın en hızlı katamaranl­arından biri ve katamaranı ilk denediğimd­e, g-kuvvetini o kadar güçlü hissettim ki, adının bu olması gerektiğin­e karar verdim. Ama bazı dedikodula­ra göre Godiva'nın G'si de olabilirmi­ş ve daha ne akıl yürütmeler...”

Tam boy: 32,80 metre

En: 16,50 metre

Derinlik: 2 metre, hareketli salma ile 4,50 metre

Direk uzunluğu: 41 metre, karbon fiber oynar başlıklı

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye