Bilim Dünyasında Ses Getiren Gelişmeler
Genetik biliminden tıp dünyasına, koronavirüsten uzaya geniş bir kapsamda son dönemin öne çıkan gelişmeleri…
Kıyamete karşı çözüm “yeraltı gökdelenleri” olabilir
Bazı fütüristlere göre birçok felaketle boğuşan insanlığın distopya senaryolarından kurtuluş yollarından biri yeraltı gökdelenlerine taşınmak. Ormanlar yanıyor, okyanuslar plastik ile dolu, salgın hastalıklar dünya nüfusunu tehdit ediyor. Yoğun nüfuslu şehirlerin insanlara yeterli refah sunamadığı günümüzde, fütüristler dünyanın en korunaklı kısmında yaşamayı öneriyor: Yerin 300 metre derinliğine uzanan gökdelenler.
Sadece birkaç yıl içinde mevcut nüfusu 22 milyon olan Mexico City Kuzey Amerika’nın en yoğun nüfuslu kenti olacak. Az sayıda gökdelenin bulunduğu ve arazi kısıtlamalarının giderek arttığı kentin nüfusu artmaya devam etse de genişleyecek alan kalmamış durumda. Dağlar ve yanardağlar ile çevrelenen kent, yüz yıllar boyu zengin doğal kaynakları ile yerleşimcileri kendine çekti. Çam ormanları, nehirleri, vahşi doğası ve tuzlu su gölleri ile yaşam için ideal bir yeri temsil ediyordu. Ancak Mexico City’nin yemek ve temiz su kaynakları artık nüfusuna yetmemeye başladı.
Goldman Sachs, Mexico City’nin 2020’lerde dünyanın en yüksek gelir üreten beşinci kenti olacağını öngörüyor. Merkezine beş kattan uzun bina inşa edilemeyen ve tarihi bölgeleri koruma altına alınan kentin yerleşimcilere açacak yeri yok. Dahası, ulaşım sistemi giderek eskiyor ve etrafını saran sağlar çalışanların yakın mesafedeki yerleşimlere yayılmasını engelliyor. Güney Avustralya’daki Coober Pedy kasabası, yaklaşık 2 bin kişilik nüfusu ile dünyanın en küçük, aynı zamanda en sıcak kasabası. Panzehirtaşı çıkarılan kasabanın ortalama hava sıcaklığı 30 civarında, yazın 40 ve üzerine de çıkıyor. Sürekli yanmaktan bıkan yerleşimcilerin çözümü haliyle kasabayı yeraltına taşımak olmuş. Bugün yerin 10 metre altında, 20 derece sıcaklıkta hayatlarını sürdürüyorlar. Bu noktada akla gelen bir gerçek var: Antik zamanlarda insanlar mağaralarda sıcak havalardan korunmayı başardı. Günümüzde, küresel ısınmanın ciddi bir tehdit olduğunu düşünürsek insanları yine yeraltında yaşamak kurtarabilir. Öyle ki, birçok mimarlık firması bu planlar üzerinde çalışıyor.
Ve Meksikalı mimar Esteban Suarez ise Aztekler’in piramitlerinden ilham alarak yeraltına inen gökdelenler inşa etmenin planlarını yapıyor. Suarez, “Gökdelenler ile yukarı çıkma yerine neden şehirleri katmanlar halinde yerin altına inecek şekilde inşa etmiyoruz?” diyor. Yergökdelenleri ters dönmüş bir piramidi andırıyor. İnşası için öngörülen bir nokta, Zócalo olarak da adlandırılan Mexico City’nin merkezindeki Plaza de la Constitución meydanı.
Dört bir yanı 250 metre genişliğe sahip alan, yergökdeleninin devasa cam çatısını oluşturabilir. Böylece, 300 metre derinliğe inecek piramidin ortasında yer alacak hava boşluğu, doğal ışıkla dolacak. Piramidin tasarımı ise sırasıyla müze, yerleşim alanları, mağazalar ve iş alanları şeklinde oluşacak. Müze, evler ve mağazalar 10 kattan oluşacakken, en altta yer alacak işyerleri 35 kat içerecek. Havalandırma ve aydınlanma amacı görecek dev bir boşluğun etrafını saracak olan katlar, tamamen doğal yeşil alanlar ile kaplanacak.
➤ NASA mühendisleri 37 günde solunum cihazı tasarladı
Benzeri görülmemiş koronavirüs pandemisi birçok hastaneyi yetersiz kalan solunum cihazlarından dolayı zor duruma düşürdü. Tesla gibi şirketler yeni, kolayca üretilen makineler tasarlamaya çalışırken, NASA’nın Jet İtki Laboratuvarı’ndaki (JPL) mühendisler sadece 37 günde solunum cihazı tasarladılar. Bu makineler havayı akciğerlere zorlamaksızın iletmek için kullanılıyor. İleri seviyede koronavirüs enfeksiyonu bulunan hastalar, oksijen yetersizliğinden hayatını kaybetme riski yaşıyor.
➤ Koronavirüs salgını neden erkekleri daha fazla etkiliyor?
İstatistikler bugünlerde hem hayat kurtarıyor hem de bizi aydınlatıp bazı önlemleri daha sıkı almamızı sağlıyorlar. Koronavirüs salgınından en çok etkilenen grup şüphesiz 60 yaş ve üstü yaşlı insanlar, özellikle de solunum yolu hastalıklarına sahip olan hastalardır. Son zamanlarda ise yeni bir istatistiki veri daha ortaya çıktı. Erkekler kadınlara oranla koronavirüs salgınından daha fazla etkileniyorlar. Bunun temel biyolojik sebebi henüz aydınlatılamamış olsa dahi, uzmanlar çeşitli çıkarımlar yaparak konuya açıklık getirmeye çalışıyorlar.
Benzer bir durum 2003 yılında SARS salgınında da meydana gelmişti ve virüse yakalanan daha fazla sayıda kadın olmasına rağmen erkek hastaların ölme oranları daha sıktı. Uzmanlar bu durumu şöyle açıklıyor, erkeklerde ki daha yaygın sigara içme alışkanlığı, daha az sağlık kontrolünden geçme, daha yüksek diyabet ve kolesterol oranına sahip olması, yani daha sağlıksız yaşamaları sebebiyle böyle bir tablo ortaya çıkıyor.
➤ SpaceShipTwo, Virgin Galactic’in yeni hava üssünde ilk uçuşunu yaptı
VSS Unity (Birlik) olarak bilinen SpaceShipTwo, Virgin Galactic’in New Mexico eyaletinde kurduğu Spaceport America uzay üssünden ilk kez havalandı. SpaceShipTwo, Şubat 2019’da yapılan tarihi test uçuşunda Kaliforniya’daki Mojave Hava ve Uzay Limanı’ndan havalanmış testler sırasında 80 kilometre irtifadaki (50 mil) uzay sınırını geride bırakmıştı.
New Mexico Spaceport Authority Yöneticisi Dan Hicks, “1 Mayıs’ta gerçekleştirilen VSS Unity uçuşu Virgin Galactic’in New Mexico’daki operasyonları adına heyecan verici bir dönüm noktası” dedi. Hicks, elde ettikleri başarının yanı sıra New Mexico eyaletinin Covid-19 pandemisiyle mücadele edilen stresli günlerde verdiği destekten son derece mutlu ve gururlu olduklarını belirtti. Uçuş, koronavirüs pandemisi sırasında güvenliğin sağlanmasını amaçlayan bir dizi operasyonel protokol altında gerçekleştirildi. Bu kapsamda sosyal mesafe ve maske kullanımı da uygulandı.
➤ Dünya’ya 1.000 ışık yılı uzaklıkta kara delik keşfedildi
Gökbilimciler Dünya’ya sadece 1000 ışık yılı (9,46×1015 km) uzaklıkta olan bir kara delik keşfettiler. Dürbün (Telescopium) takımyıldızındaki, HR 6819 adlı sistemde keşfedilen kara delik gezegenimize o kadar yakın ki, sistemde bulunan iki yıldızı birden güney yarımküreden dürbün olmadan görebiliyoruz.
➤ Müzik zevki - IQ ilişkisi
Bilim insanları, kişilerin dinlediği müzik türü ve IQ seviyeleri arasındaki bağlantıyı inceleyerek bir araştırma hazırladılar. Bu araştırmaya göre, özellikle Türkiye’de ve dünyada şu an yaygınlaşmakta olan rap ve hip-hop müzik türüyle IQ düzeyi arasındaki korelasyonların negatif çıktığını gördüler. Tercihlerini Mozart ve Bach’dan yana kullanan kişilerinse sözlü şarkıları tercih eden kişilere göre daha zeki olabileceği ortaya koydular. Bilim insanları zekayla klasik, caz, elektronik ya da ambient gibi enstrümental müzikler arasında olumlu bir bağlantı tespit ettiler. Oxford Brookes Üniversitesi, Hırvatistan’da 400’den fazla öğrenci ile bu alanda çalışma yaptılar. Bu çalışmaların sonucunun ünlü Savanna-IQ hipoteziyle de örtüştüğü görüldü. Bu hipotezde de bahsedildiği gibi daha zeki bireyler daha alışılmadık şeyler aramaktalar. Buna göre şarkı sözü gibi belirgin içerikleri daha az içeren müzik türlerinin, zeki kişiler tarafından daha çok tercih edildiğini gösterildi.