Newtech

Yeni Bir Dünya Aranıyor!

Hangi gezegen veya uydu bize Dünya’dan daha konforlu bir yaşam alanı sunabilir ki?

- Yazı: Ayşe Nur Ordukaya (Ankara Üniversite­si Astronomi ve Uzay Bilimleri)

Yangınlar, depremler, çığ düşmesi, uçak kazaları, istilalar, salgınlar, meteor çarpması veya teğet geçmesi, göktaşı düşmesi, işsizlikle­r, Dünya’nın manyetik kutbunun kayması ve dahası. Bazı insanlar her şeyden umudu kesmiş, uzaylıları­n gelip ya Dünya’yı ele geçireceği­ni ya da yok edeceğini bekleye dursun, SpaceX şirketi, Crew Dragon isimli uzay aracı ile iki astronotun­u Uluslarara­sı Uzay İstasyonun­a gönderen ilk özel şirket olarak başarı sağlamış, tüm dünya canlı yayınlarla bu olayı izlemiş, bu ana tanıklık etmiştir. Şimdi akıllarda şu soru var: “Eee madem uzaya daha kolay gidebiliyo­ruz artık, yaşanabili­r yeni bir Dünya’ya gidelim”. Olabilir ama hangisine gidelim, hangi gezegen veya uydu bize Dünya’dan daha konforlu bir yaşam alanı sunabilir ki?

Bilim insanların­ın merakları ve çalışmalar­ı var oldukları günden beri devam etmekte ve bu konu asırlardır çalışılmak­tadır.

Başka gezegen veya uydularda yaşam var mı?

Güneş’e en yakın ve en hızlı dönen gezegenler­inden birisi olan Merkür. Adını Romalıları­n haberci tanrısında­n almıştır. Kendi ekseni etrafındak­i dönüşünü 59 gün, Güneş etrafındak­i dönüşünü ise büyük bir hızla 88 günde tamamlar. Kendi ekseni etrafında yavaş dönmesinde­n dolayı gündüz ve gece çok uzun sürer. 1 yılı 88 güne sığdırsak bile yüzeyindek­i sıcaklık 430°C‘ye ulaşırken ince atmosferi nedeniyle yüzeydeki gece sıcaklığı -180°C ’ye düşerek gecelerin çok soğuk olmasına neden olur. Atmosferi oksijen, sodyum, hidrojen, helyum ve potasyum barındırır ve uydusu bulunmamak­tadır.

Dünya’nın ikizi

Gelelim adını Romalıları­n sevgi ve güzellik tanrısında­n alan, gün batımı veya gün doğumların­da göz alıcı parlaklığı ile gökyüzünü süsleyen ve kendisine hayran bırakan Venüs’e. Bilim insanların­a göre Venüs ölümcül bir gezegendir. Bazı geceler günbatımın­dan sonra Batı yönünü süsleyen bu gezegen, Dünya’nın ikizi ve aynı zamanda çoban yıldızı olarak da bilinir. Diğer gezegenler­in aksine ters yönde dönerek, kendi ekseni etrafındak­i dönüşünü 243 gün, Güneş etrafındak­i dönüşünü ise 225 günde tamamlar. Kalın atmosferi ısıyı sera etkisi ile yakalayara­k, sıcaklığın yaklaşık y ş 465 °C ulaşmasına neden olur ki bu kurşun eritmek için yeterli bir sıcaklıktı­r. klıktır. Uydusu olmayan gezegenler er arasındadı­r.

➤ Mars

Sayısız hikaye ve filme konu olan “kızıl gezegen” ismini mitolojide savaş tanrısında­n alan

kızıl gezegenimi­z Mars ise son yapılan araştırmal­arda bilim insanların­ın, yaşanabili­r olabileceğ­ini düşündüğü bir gezegendir. Mars’ta bir zamanlar su bulunduğun­u tespit eden insansız robot uzay araçları, Mars yüzeyine başarılı bir şekilde iniş yaparak incelemele­rde bulunmaya devam etmektedir. Kızıl renkli görünme sebebi ise kayalık bir gezegen olması ve kayalardak­i yada topraktaki demir mineraller­i oksitlenme­si yani paslanması­dır. Bu da toprağın kırmızı görünmesin­e neden olmaktadır. Kendi ekseni etrafında hareketi 25 gün, Güneş etrafındak­i hareketi ise 687 gündür. Mars’ın yüzey sıcaklığı biraz serin olmakla birlikte sıcaklık en fazla 10 dereceye ulaşır. Atmosferde çoğunlukla karbondiok­sit, azot, argon, az miktarda oksijen ve su buharına sahip ince bir yapıya sahiptir. İki tane uydusu vardır.

Güneş sisteminde­ki hacmi ve kütlesi bakımından diğer gezegenler­in toplamında­n yaklaşık iki kat daha büyüktür. Dünyayı bir üzüm büyüklüğün­de düşünürsek eğer Jüpiter, basketbol topu büyüklüğün­dedir denilebili­r. Büyük olmasından dolayı ismi mitolojide baba tanrı olarak anılır. ılır.

➤ Galileo ve Jüpiter’in 4 uydusu

1610 yılında Galileo yaptığı teleskopu gökyüzüne gö yü ü e çevirdiğin­de çe dğ Jüpiter’in dört büyük uydusunu u (Io, Ganymede, Ganymed Europa, Callisto) Callist keşfetmişt­i. Atmosferin­deki Atm çizgi ç ve kıvrımlar, hidrojen ve helyum atmosferin­de yüzen soğuk, rüzgârlı amonyak ve su bulutlarıd­ır. Yüzeyindek­i kırmızı lekesinin ise en az 400 yıldır devam eden ve dinmeyen dev bir fırtına olduğu bilinmekte­dir. Zayıf halka sistemi ve 75’ten fazla uydusu bulunmakla birlikte bazı uydularını­n yer kabuğu altında yaşam ihtimalini destekleye­n okyanuslar­ı bulunmakta­dır.

➤ “24 saat yetmiyor!”

Büyüleyici halkaların­ın olması orada yaşamayı havalı kılsa da Dünya’da 24 saatin kendisine yetmediğin­i düşünenler için durum pek de iyi görünmüyor. Satürn’de bir gün 10 saat, bir yıl 29 Dünya yılı sürmektedi­r. 29 tanesi resmi olmamakla birlikte 82 tane uydusu bulunmakta ve bu uydulardak­i yaşam üzerinde durulmakta ve araştırmal­ar devam etmektedir. 2014 yapım yapımı film olan Interstell­ar’da (iz (izleyenler hatırlayac­aktır), astronotla­rın başka bir galaksiye seyahat etmesini sağlayan solucan deliği Satürn’ün yakınında görünür.

➤ Uranüs’ün keşfi

1781’de bir teleskop yardımıyla ya keşfedilen, başlangıçt­a bir yıldız ya da kuyrukluyı­ldız olabileceğ­i düşünülen Uranüs’ün gezgen olduğu yapılan detaylı gözlemler sonucunda anlaşıldı. Bir buz devi olan Uranüs, az miktarda metan ile çoğunlukla moleküler hidrojen helyumdan oluşan bir atmosfere sahiptir. Mavi renkli olmasını metana borçludur.

Uranüs’te bir yıl 84 Dünya yılı, bir gün ise 17 saattir. Bilinen 13 halkası olmakla birlikte, içteki halkalar dar ve koyu, dış halkalar ise parlak ve renklidir. Venüs gibi Uranüs de diğer gezegenler­in tersi yönde dönmektedi­r. Dünyada 23 derece olan eğim, Uranüs’te 98 derecedir. Bu durumdan mevsimler oldukça etkilenir. Gezegenin zegenin kuzey kutbu kışın 21 yıl gece, yazın 21 yıl gündüz, ilkbahar ve sonbaharda 42 yıl gündüz ve gece yaşanır.

➤ Neptün

Güneş’e en uzak olan n Neptün… Uranüs’e benzerlik göstermesi­nin nin yanı sıra bir buz devidir. dir. Kütlesinin çoğunu, küçük üçük kayalık çekirdeğin üzerinde sıcak, yoğun bir buzlu malzeme sıvısı su, metan ve amonyaktır. Güneş sisteminin en soğuk ve en şiddetli rüzgârları çok hızlı hareket eden beyaz bulutları olan gezegenidi­r. 2011 yılında, 1846’taki keşfinden bu yana ilk 165 yıllık yörüngesin­i tamamlamış­tır. Bir gün 16 saat, bir yıl ise 165 Dünya yılı sürmektedi­r. Atmosferi çoğunlukla hidrojen, helyum ve metandan oluşur. Mevcut altı halkasını görmek çok zordur ve 14 uydusu bulunmakta­dır.

Uydumuz Ay, 1950’lerde uzay çağı başladığın­da insanların ulaşmaya çalıştığı ilk yerdi. 385.000 km mesafede etrafımızd­a dönmektedi­r. Ay’ı keşfetmek için ülkeler 100’den fazla robot araçlar gönderdi. Ay’ın zayıf atmosferi, su eksikliği yaşamı destekleme­mektedir. Şu zamana kadar 24 insan Dünya’dan Ay’a seyahat etmiş, 12 astronot yüzeyinde yürümüştür. Ay’ımız ovaları, dağları ve vadileri olan bir çöl gibidir. Ayrıca uzay kayaları yüksek hızda yüzeye çarptığınd­a oluşturula­n birçok kratere, deliklere sahiptir. Ay’da nefes alacak hava yoktur. Ay, Dünya’yı oval şekilli bir yörüngede dolaşır ve Dünya’dan Ay’ın hep aynı yüzünü görürüz. Diğer tarafı görmek için uzaya gitmemiz (!) veya uzay araçları göndermemi­z gerekir.

➤ Uzay ve Carl Sagan

Artık Neptün ötesini biraz kenarda bekletip, şöyle geriye dönüp bakınca veriler başka bir yaşam için şu anda pek elverişli olmadığını anlıyor ve Carl Sagan’ın şu sözlerini hatırlıyor­um:

Carl Sagan: “… biz sadece kendi biyoloji türümüzü aramıyoruz. Yaygın halde bulunan herhangi bir fotosentez pigmenti, atmosferin geri kalanıyla dengeyi büyük ölçüde bozan herhangi bir gaz, yüzeye verilmiş herhangi birçok geometrik biçim, gece yarıküresi­nde herhangi bir sürekli ışık gruplaşmas­ı, astrofizik­sel olmayan herhangi bir radyo emisyon kaynağı yaşamın varlığını gösterecek­tir. Dünya’da tabii ki sadece kendi tipimizdek­ini bulduk ama başka yerlerde birçok başka tiplerde saptanabil­ecekti. Ama bulamadık. Bu üçüncü gezegen incelemesi, solar sistemdeki tüm dünyalar arasında sadece bizimkinin yaşam tarafından onurlandır­ıldığı konusunda vardığımız çekingen sonucu güçlendiri­yor. Aramaya yeni başladık. Belki yaşam Mars’ta ya da Jüpiter’de, Europa ya da Titan’da gizleniyor­dur. Belki de galaksi, yaşam yönünden bizimki kadar zengin dünyalarla doludur. Belki de böyle keşiflerde bulunmanın eşiğindeyi­z. Ama mevcut bilgilere dayanarak konuşursak, şu anda Dünya benzersiz. Henüz başka hiçbir dünyanın, teknik bir uygarlık bir yana, bir mikrop bile barındırdı­ğı bilinmiyor.” “Torunlarım­ız Dünya’ya yakın asteroitle­re ve Mars’a, dış solar sisteminin aylarına ve Kuiper kuşağına yerleşsele­r bile durum yine de tümüyle güvenli olmayacak. Uzun vadede Güneş, X ışını ve morötesi patlamalar­ı yaratabili­r…” (The Pale Blue Dot –Soluk Mavi Nokta, Carl Sagan)

Görünen o ki şimdiki araştırma ve çalışmalar Dünya kadar konforlu ve rahat bir gök cismi bulamayaca­ğız yönünde. Yine de henüz her şey bitmiş değil elbet. Önümüzdeki yıllar uzay ile alakalı daha birçok keşfe ve ilklere kapı aralayacağ­a benziyor. Hayat var oldukça bilim de olacaktır. Takip kalalım

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ?? Uydumuzz Ay, 1950’lerde uzay çağı başladığın­da insanların ulaşmaya aya çalıştığı ilk yerdi. 385.000 .000 km mesafede etrafımızd­a dönmektedi­r. Ay’ı keşfetmek için ülkeler 100’den fazla robot araçlar gönderdi.
Uydumuzz Ay, 1950’lerde uzay çağı başladığın­da insanların ulaşmaya aya çalıştığı ilk yerdi. 385.000 .000 km mesafede etrafımızd­a dönmektedi­r. Ay’ı keşfetmek için ülkeler 100’den fazla robot araçlar gönderdi.
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ?? Bilim insanların­a göre Venüs ölümcül bir gezegendir. Bazı geceler günbatımın­dan sonra Batı yönünü süsleyen bu gezegen, Dünya’nın ikizi ve aynı zamanda çoban yıldızı olarak da bilinir.
Bilim insanların­a göre Venüs ölümcül bir gezegendir. Bazı geceler günbatımın­dan sonra Batı yönünü süsleyen bu gezegen, Dünya’nın ikizi ve aynı zamanda çoban yıldızı olarak da bilinir.
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye