Rengarenk yeni Apple iMac
Yeni iMac serisi, uzun yıllardır devam eden son derece stabil tasarım klişelerinden sıyrılarak rengarenk ve yepyeni bir görünümle geldi…
iMac serisi, Apple ‘masaüstü’ ekosisteminin yıldızı. Her zaman konu performans ve hız olduğunda kendini aşan, sınırların çok ötesinde konumlanan seri, genel itibarıyla neredeyse 10 senedir ekranından donanımına her daim birinci sınıf güce işaret etti. Ancak bir türlü çözüme kavuşturulmayan tasarım konusuyla da gündemde yer almayı ihmal etmedi. iMac, aralıksız şekilde her sene güncelleniyor ama tasarımı hep aynı kalıyordu. İşlemci, ekran kartı, SSD’si, ekranı güncel teknolojilerin üzerine adımlara sahne olurken görünüm hep aynıydı. İşte 2021’de bu durum nihayet değişti.
Apple, yeni iMac serisini tanıtıp satışa sundu. Yeni Mac serisi, çok daha ince, hafif ve ‘renkli’ şekilde karşıladı tüketicileri. ‘Sizin renginiz hangisi?’ sorusuyla potansiyel müşterisini karşılayan teknoloji şirketi, yeşilden sarıya 7 farklı alternatifle geldi. Alışılagelmiş gri rengi de barındıran seçenekler enerji dolu ve sofistike kimlikleri ile öne çıktı.
Evlerde çalışmanın gerçek anlamda gereklilik halini aldığı, girişimciliğin hiç olmadığı kadar arttığı günümüzde kreatif profesyoneller için yeni bir iMac, aynı zamanda yaşam alanlarını tamamlayacak kadar zarif artık. Bu yönüyle iMac’in yeni hali, evlere çok yakışıyor. Aynı zamanda ofislere de apayrı bir renk getirdiğine şüphe yok.
Renkli objelere, farklı denemelere açık olan kreatif işlere dair işletmeler, yeni iMac’te görsel açıdan tamamlayıcı bir kimlik de bulacak.
Her şey 11,5 mm kalınlıkta saklı
Yeni iMac, 11,5 mm’lik inceliği ile dikkat çekici. Bu kadar ince bir alanda tüm donanım argümanlarının kendine bir yer buluyor olması inanılır gibi değil. Burada M1 çip faktörü söz konusu. M1 çip; işlemciyi, grafik teknolojilerini, belleği ve çok daha fazlasını tek bir çipe entegre edebiliyor.
Bu sıra dışı tasarım, Mac için “system on a chip” teknolojisiyle tasarlanmış ilk çip olan M1 sayesinde hayat buldu. iMac böylece öyle ince ve kompakt bir hale geldi ki, şimdi her zamankinden daha fazla yere sığabiliyor.
Mükemmel bir dengeye sahip stant. İnanılmaz hızlı Thunderbolt bağlantı noktaları, arka kısmına dair ayrıntılar. Stant, kalın ayakları ve sağlamlığı ile güven veriyor. iMac ile uyumlu renkte bir güç kablosuyla geliyor oluşu da ilgi çekici bir detay. Ayrıca bu kablo manyetik olarak yapışabilir özellikte. Eski nesil MacBook’larda olduğu gibi.
Ekran
24 inç 4.5K Retina ekranda her şeyi net detaylarıyla görmenizi sağlıyor.
Bir milyardan fazla renk desteğiyle P3 geniş renk yelpazesi, izlediğiniz her şeye hayat katıyor. Tüm görüntüler 500 nit parlaklıkla ışıldıyor. Sektör lideri yansıma önleyici kaplama her şeyi rahat bir şekilde görmenize ve okumanıza imkan veriyor. True Tone teknolojisi ise ekranın renk sıcaklığını bulunduğunuz ortamın ışığına göre otomatik bir biçimde ayarlayarak daha doğal bir görüntüleme deneyimi sunuyor.
Kısacası, ister fotoğraf düzenliyor ister sunum hazırlıyor veya en sevdiğiniz TV programlarını ve filmleri izliyor olun, iMac’te her şey ideal görünüyor.
1080p FaceTime HD kamera
HD kameralar son yıllarda All-in-one’larda yüksek kalitede olması beklenen özellikler arasında. Zira Zoom toplantıları gibi yeni dijital iletişim gereklilikleri, bu kameralar sayesinde mümkün hale geliyor. iMac’te sunulan kamera sistemi, son derece iyi.
Çok daha kaliteli görüntülü aramalar için önceki nesile göre iki kat yüksek çözünürlük mevcut. Daha fazla ışık yakalayan daha geniş bir sensör ve görüntü kalitesini artıran, M1 çipin gelişmiş görüntü sinyali işlemcisi (ISP) ön planda.
M1 çipte bulunan ISP, görüntü kalitesini artırmak için işlemsel video teknolojisini kullanıyor. Olağanüstü videolar çekebilmek için saniyede bir trilyonun üzerinde işlem yaparak bir dizi adımda her bir pikseli analiz edip iyileştiriyor. Gelişmiş pürüz azaltma algoritmalarıyla yepyeni bir netlik düzeyine ulaşıyor. Ton eşleme teknolojisiyle daha yüksek bir dinamik aralık sunarak parlak ışıklı ve koyu gölgeli alanlarda daha fazla ayrıntı gösteriyor. Ve M1 çipteki Neural Engine ile birlikte çalışarak pozlama ve beyaz dengesi ayarlarını çok daha akıllı bir şekilde yapıyor. Yani katılacağınız iş toplantılarından ailenizle ve arkadaşlarınızla yapacağınız görüşmelere kadar, ekrana çıktığınız her an gayet iyi görüneceksiniz.
Mikrofonlar
İster bir arkadaşınızla görüntülü konuşuyor ister bir parça düzenliyor veya podcast kaydediyor olun, iMac’teki mikrofonlar sesinizin capcanlı ve net duyulmasını sağlıyor. Stüdyo kalitesinde üçlü mikrofon dizilimi, yankıları azaltacak şekilde tasarlandığı için sohbetleriniz daha doğal şekilde akıyor ve bölünmüyor. Hüzmeleme teknolojisi ise mikrofonların arka plan gürültüsünü engellemesine yardımcı oluyor. Böylece herkes, etrafınızda olup bitenler yerine sadece sizi duyabiliyor. iMac’teki ses sistemi, bulunduğunuz her ortamda tüm odayı dolduran ses deneyimi yaşamanızı sağlıyor. İki çift force-cancelling özellikli woofer, bas seslerin zengin ve derin duyulmasını sağlarken istenmeyen titreşimleri de engelliyor. Üstelik her bir woofer çifti yüksek performanslı bir tweeter ile dengeleniyor. Sonuçta ortaya filmlerinizi, müziklerinizi ve diğer içerikleri yepyeni bir seviyeye taşıyan güçlü ve detaylı bir ses performansı çıkıyor. Yeniden tasarlanan hoparlörler ve gelişmiş algoritmalar sayesinde iMac, Dolby Atmos ile video oynatılırken uzamsal ses özelliğini destekliyor. Bunlara bir de 4.5K Retina ekranı eklediğinizde eviniz tam bir sinema salonuna dönüşüyor.
Ve son olarak M1 ve Big Sur
Apple’ın geçtiğimiz yılın sonuna doğru ilk kez Mac modellerine entegre ettiği M1 çip, iMac ekosistemine de dahil edildi. M1 çip, iMac’i tamamen yeni bir performans, verimlilik ve güvenlik seviyesine taşıyor. iMac uyku modundan neredeyse anında çıkıyor, uygulamalar ışık hızında açılıyor ve tüm sistem hızlı, akıcı ve kusursuz bir şekilde çalışıyor.
Standart 21.5 inç iMac modellerine oranla yüzde 85’e kadar daha hızlı CPU performansı ve iki kata kadar daha hızlı grafik performansı sayesinde ise, Xcode ve Affinity Photo gibi uygulamaları kullanarak oldukça kısa sürede kod derleyebiliyor veya fotoğrafları gerçek zamanlı olarak düzenleyebiliyorsunuz. Üstelik tüm bu yoğun iş yükü altında bile sessiz çalışmaya ve soğuk kalmaya devam ediyor. Bu arada Touch ID özelliği giriş seviye-üstü modeller ile ilk kez ‘iMac’lere geliyor. Bu özellik, MacBook Air gibi yeni nesil modellerde klavyenin sağ üst kısmında konumlanan Touch ID özelliğini iMac’e taşıyor. Güvenlik açısından, eğer yoğun ofislerde çalışıyorsanız iyi bir çözüm olabilir.
iPhone, iPad, Apple Watch, Apple TV ve daha bir çok ARM işlemcili Apple ürünlerinde yüksek performanstaki yaşam süresinin kısıtlı olduğunu anlatma gereği duymuyorum. Bu ürünleri uzaktan yavaşlatabilmek veya kısıtlayabilmek ARM mimarisini tasarlayanın elinde. Ve Apple bunu 10 yıldır en iyi şekilde yapıyor. Dünyanın zirvesinde olmak kolay bir iş değil. Bu noktada hem son kullanıcılar hem de profesyonel kullanıcılar için ekonomik olarak doğru plan ile yatırım yapmalarını önermekten başka bir şey elimden gelmiyor. Artık Mac’lerinizi daha sık değiştirmeniz gereken bir dönem başlıyor. Buna recurring business model deniyor. Ve bunu iDevice’lar ile 10 senedir deneyimliyoruz.
Eğer grafiker, video editor, müzisyen, uygulama geliştirici, yazılımcı veya benzeri power user iseniz, o zaman bilgisayarınızı sık sık yenilemeniz gerekebilir. Ve bu sefer olmasa da gelecek sefer bir ARM işlemcili
Mac’e geçmeniz kaçınılmaz. Gönlümden ARM işlemcilerden uzak durmanızı söylemek geçiyor olsa da, gerçekler ile yüzleşmeliyiz. Adobe sizi en yeni işletim sistemini kullanmaya mecbur ettikçe, yeni kameralar H265 gibi yeni codec’leri benimsedikçe, müzik programlarındaki plug-in’ler sizi en yeni işletim sistemini kullanmaya mecbur ettikçe, yeni AD/DA çeviriciler USB4 protokolünü benimsedikçe, Xcode sizi en yeni işletim sistemini kullanmaya mecbur ettikçe, yani uzun lafın kısası tüm endüstriler el ele verip size sürekli yeni ürünler aldıracakları bir ağ ile etrafınızı sardıkça, size ARM
Mac aldırmamaya çalışmak budalalık olur. Bilgisayarınız ile para kazanabildiğiniz için onu yenileme ihtiyacınız sağlıklı ve doğal bir süreç olmalıydı; Ama yazılım ve donanım endüstrileri bu sürece o kadar çok burunlarını soktular ve sizin adınıza o kadar çok plan yapar oldular ki, sağlıklı ve doğal yenilemeler artık hatıralardan ibaret.
Son kullanıcıları ise bundan önceki gibi görece esnek bir dönem bekliyor. Ben basit bir son kullanıcıyım ve ne kadar yavaş olursa olsun iPhone 5S’imi kullanmaya devam ediyorum. Bir son kullanıcı M1 iMac alıp onu uzun seneler kullanabilir. 3 yıl sonra kendi kendini imha falan etmeyecek bu bilgisayarlar. Sadece fark edilir şekilde verimsizleşmeye başlayacaklar. Elbette benim gibi talepleri kısıtlı olan bir son kullanıcı için bu daha idare edilebilir bir durum olacaktır. Gidip 2.el veya yeni bir tane Intel Mac alın demiyorum. Son yıllarda Intel işlemcili Mac’lerde de çok sıkıntılı modeller var. Bu bir geçiş dönemi ve rengarenk modeller ve harika işlemci benchmark’larının ortasında neler olup bittiğine dair biraz olsun fikir vermeye çalışıyorum. İhtiyaçlarınıza, ekonomik durumunuza ve buradaki bilgilere göre doğru kararı vereceğinize inanıyorum.
Mesleğim gereği çok uzun yıllardır Mac bilgisayarlar onarıyorum ve 10-12 yaşında Mac’ler ile halen hatırı sayılır işler yapabilen bir çok kullanıcı tanıyorum. Sadece artık bu dönem geride kalıyor. Elbette içim biraz buruk. ARM Mac’ler onarım başarı yüzdesi çok düşük ve kullanım ömrü çok kısıtlı ürünler olarak raflardaki yerlerini alıyorlar.