İş adamları, öğrenci ve turistlerin vize alımını kolaylaştırdık
Türkiye’den Lüksemburg’a gelen ziyaretçilerin hâlâ AB için vizeye ihtiyacı var. Bu AB’nin sorumluluğunda ancak Ankara’daki elçiliğimiz iş adamlarının, öğrencilerin ve turistlerin vize başvuru işlemlerini kolaylaştırmak için çaba gösteriyor
Lüksemburg turizminde Türk ziyaretçilerin sayısı, oldukça az olmasına rağmen, son yıllarda düzenli olarak artıyor. 2012 yılında 8 bin 682 Türk ziyaretçinin ülkede gecelediği kaydedildi. Bu yüzde 40 oranında gerçekleşmiş etkileyici bir artıştır ve şimdi İstanbul’dan doğrudan uçuş bağlantısı sayesinde daha fazla büyüme gerçekleşmesi için potansiyel olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle ülkemizin güzelliklerini ve avantajlarını tanıtarak Lüksemburg’u Türkiye pazarında çekici ve benzersiz bir varış noktası olarak konumlandırmaya çalışıyoruz. Elbette turizm ekonomik ilişkilerin gelişmesinden yararlanacaktır.
Lüksemburg küçük bir ülke ve promosyon bütçemiz sınırlı, bu nedenle uzun mesafeli piyasalarda özellikle düşük maliyetli olan B2B yaklaşımıyla çalışmaya çabalıyoruz.
Örneğin, Haziranda Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) temsilcileri ve Türkiye’deki diğer turizm yetkilileriyle görüşmek için İstanbul’a geldik. Olumlu ve gelecek vaat eden bir deneyim oldu. Ortak ilgi noktaları oldukça fazlaydı, çok verimli toplantılar yaptık ve iş birliği potansiyeli yüksekti. Bu atölye çalışmasının takibi için Milli Turizm Bürosu eylül ayında, Lüksemburg’a bir tanıtım gezisi düzenledi. Türk ortaklarımızın Lüksemburg’u tanımaları önemli, çünkü bir turizm bölgesinin satışlarının artırılmasının en iyi yolu bu bölgeyi kendi pazarlarında satacak olan kişilere çevrenin güzelliklerini ve çekiciliğini göstermektir. Ayrıca, Lüksemburg çok yakın bir tarihte İzmir Turizm Fuarı’na da katıldı.
Lüksemburg, başlangıç için mükemmel bir noktada bulunuyor
Dünyadaki tek Büyük Dukalık olan Lüksemburg Batı Avrupa’nın kalbinde bulunan benzersiz ve şaşırtıcı bir ülke konumunda bulunuyor. Lüksemburg, Batı Avrupa’ya yapacağınız daha geniş kapsamlı yolculuklar veya Lüksemburg ve çevre ülkelerine yapacağınız daha kısa seyahatler için mükemmel bir başlama noktası olarak dikkat çekiyor. Lüksemburg’un çok küçük bir ülke olduğunun ve turizm konusunda Türkiye kadar büyük bir üne sahip olmadığımızın farkındayım. Ülke daha çok iş ve finans merkezi olarak tanınıyor ancak pek çok kişi dünyadaki tek Büyük Dukalık hakkında fazla bilgi sahibi değil. Bilinenler genellikle herkesin bildiği birkaç klişeden ibaret ve çoğu kişi Lüksemburg hakkında fazla bilgi sahibi değil. Neyse ki ülkemizi ziyaret edenlerin zihninde kolayca doğru bir imaj oluşuyor.
Lüksemburg sürprizlere dolu ve ilginç bir ülke ve sadece bir iş merkezi olarak değil, aynı zamanda çekici bir turizm noktası olarak da çok şey vaat ediyor. Başka hiçbir Avrupa ülkesinde bu kadar küçük bir alanda bu kadar çok çeşitliliğe rastlayamazsınız. Bir yandan uğultulu bir şehir, öte yandan çok iyi korunmuş ve şaşırtıcı derecede fark- lı manzaralarıyla yemyeşil bir doğa. Modern altyapı, zengin kültürel miras, mükemmel alışveriş imkanları ve harika restoranlar sizi bekliyor. Lüksemburg sürekli olarak zengin tarihine ve olağanüstü mimari, kültürel ve sınai mirasına tanıklık etmektedir.
Büyük Dukalığın gelenek ve yenilikle çok çeşitli bir kültüre sahip olduğu söylenebilir.
Ülkede çok sayıda tarihi mekan, sur, üç UNESCO dünya mirası ve çeşitli yerlerde yer alan 76 kale, hayranlık uyandıran sanatsal ve kültürel cevherler bulunuyor. Avrupa’ya giriş kapısı olan ünlü Schengen kasabası da Lüksemburg’da. Kasabanın adı uluslararası çevrelerde çok iyi biliniyor çünkü Avrupa’nın sınırsız bölgesini oluşturan Schengen Anlaşması 1985 yılında burada imzalandı. Lüksemburg’un olağanüstü yaşam kalitesi ve güvenliği nedeniyle konuklarımız keyifli bir ortamda güvenle seyahat etmenin keyfini çıkarıyor ve şehir her yıl ünlü Mercer araştırması sonucunda dünyanın 221 büyük şehri arasından en güvenilir ve en kaliteli şehirlerden biri olarak seçiliyor.
Eşsiz bir tarihi keşif
Türkiye’den Lüksemburg’a gelen ziyaretçilerin hala AB için vizeye ihtiyacı var. Bu AB’nin sorumluluğunda ancak Ankara’daki elçiliğimiz iş adamlarının, öğrencilerin ve turistlerin vize başvuru işlemlerini kolaylaştırmak için çaba gösteriyor. Lüksemburg’a gelen yolcular önce çok sayıda ilginç tarihi alanlar ve resmedilmeye değer yerlerle dolu olan Lüksemburg Büyük Dukalığının başkenti Lüksemburg şehrini ziyaret etmeliler.
Ziyaretçiler burada Lüksemburg’un tarihi şehir bölgesinde hemen her yerde bulunan ünlü ve hayranlık uyandırıcı tarihi surları keşfedebilir. Bu surlar ve çevre alanları UNESCO Dünya Kültür Mirası Bölgesi ilan edildi. Tarihi dokusunu koruyan modern bir Avrupa başkentiyle karşılaşacak turistler burada eşsiz bir tarihi keşif yapabilir. Yine alışverişi seviyorsanız en çok mağazanın ve tüm uluslar- arası markaların yanı sıra barların ve restoranların da bulunduğu yayalaştırılmış olan tarihi şehre gitmelisiniz.
Lüksemburg’a yapılacak olan ziyaretlerde Schengen Anlaşması’nın sembolü, ‘Avrupa’ya giriş kapısı’ olarak kabul edilen Schengen kasabası görülmeli. Lüksemburg’un doğu sınırında, en önemli şarap üretim bölgesinde yer alan kasaba Moselle Nehri ile de tanınmaktadır. Hoş şarap ambarlarında veya bir tekne gezisiyle Lüksemburg’un gastronomik ve şarap ürünlerinin tadını çıkarabilirsiniz. Haziran ayından itibaren Lüksemburg ile İstanbul’u birleştiren THY uçuşları çok olumlu bir gelişme. Başlangıçtan itibaren haftada dört uçuş olarak başlatılan seferler çok başarılı oldu ve THY önümüzdeki yıl uçuş sayısını artırıp, her gün uçacaklarını açıkladı. Doğrudan bağlantı ülkelerimiz arasındaki seyahat bağlantılarında önemli bir gelişme oldu ve elbette iş ve turizm ilişkileri bu durumdan olumlu etkilendi. Hem Türkiye’nin hem de Lüksemburg’un çok dinamik ekonomiler olmaları nedeniyle sadece turizm alanında değil, ekonomik ölçekte de her iki ülke için de potansiyel bulunduğundan eminim.
Lüksemburg, 500 milyonu aşkın tüketicisi bulunan Batı Avrupa pazarı için ideal bir giriş kapısı. Ülke, kıtanın en sanayileşmiş üç ülkesi olan komşuları Almanya, Fransa ve Belçika ile Avrupa’da en iyi konuma sahip ülkeler arasında gösteriliyor. Aynı şey turizm sektörü için de geçerli. Türkiye zaten Lüksemburglular için çekici ve çok iyi bilinen bir nokta. Milli havayolumuz Luxair zaten yıllardır Antalya, Bodrum ve İzmir’e yolcu taşıyor. THY’nin İstanbul uçuşları da hem şehir gezileri hem de bağlantılı seferlerin durak noktaları için ilginç bir destinasyon oldu. İstanbul’daki havalimanı dünyanın en büyük merkezleri arasında geçen yıl en çok yolcu artışını gerçekleştiren havalimanı oldu. Kendisine en yakın performans gösterenden neredeyse üçte bir oranında daha hızlı büyüdü. Lüksemburg’un hem ülkeye gelenler hem de ülke dışına seyahat edenler için bu kadar önemli bir bağlantılı olması önemli.
Her halükarda doğrudan uçuş bağlantısı sadece turizm konusunda değil, aynı zamanda iş ilişkilerinde de her iki ülke için faydalı olacak.