“Soğuk zincirin korunmasında tüketici de bilinçlendirilmeli”
Soğuk zincirin kırılmasının özellikle et, süt, şarküteri ve peynir gibi ürünlerde gıda güvenliği açısından büyük risk oluşturduğunu belirten Gıda Güvenliği Derneği Başkanı Samim Saner, tüketicilerin soğuk zincir sisteminin son halkasını oluşturduğunu dile getirdi. Soğuk zincir optimum düzeyde korunsa bile son tüketim aşamasında yapılan yanlış uygulamaların, halkanın kırılmasına neden olabileceğini söyleyen Saner, gıdaların satın alma, taşınma ve soğukta muhafazaları sırasında tüketicilerin dikkat etmesi gerektiğini kaydetti. Tüketicilerin; ürün ambalajının bozulmamış ve sağlam olması, ürünün son kullanma tarihi dikkate alınarak tüketilmesi, donmuş ve soğukta muhafaza edilmesi gereken ürünlerin alışverişte en son satın alınması ve en kısa süre içinde evlerdeki soğutucuya etiketlerde belirtilen sıcaklıkta yerleştirilmesi ve buzdolabı içinde aşırı doluluk gibi sıcaklık yükselmelerine olanak tanıyacak uygulamalardan kaçınılması konularına dikkat etmeleri gerektiğini belirten Samim Saner, “Sıcaklık değişimleri, mikroorganizmaların üremesine neden oluyor ve gıdaların bozulmasına yol açıyor. Soğukta da yaşayan tehlikeli bakteriler var. Bu bakterilerle mücadelede en etkin yol, depoların uygun temizlik ve dezenfeksiyon malzemeleriyle sanitasyon düzenlenmelerinin sağlanması” diye konuştu.
Gıda güvenliğinin, gıdanın tarladan sofraya kadar olan tüm gıda zinciri boyunca mikrobiyolojik, kimyasal ve fiziksel tehlikelere karşı güvenilir bir şekilde üretiminin ve tüketiminin sağlanma disiplini olduğunu anlatan Samim Saner, halk sağlığını korumayı amaçladıklarını dile getirdi. Soğuk zinciri, gıdaların üretimden tüketiciye kadar özelliklerini ve gıda güvenliği kriterlerine uygunluğunu koruyabilmesi için gerçekleştirilen soğuk muhafaza, soğuk taşıma ve benzeri işlemlerin tamamı olarak tanımlayan Saner, “Gıda güvenliğinin sağ- lanmasında özellikle et, süt, balık ve donuk ürünler gibi hassas gıdalar için sıcaklık en önemli parametredir. Soğuk zincir kırıldığında, yani sıcaklık kontrol dışı olarak yükseldiğinde, soğuk ya da donuk ürünün güvenliği ve kalitesi önemli ölçüde düşüyor. Bu düşüşün ana nedeni hem hastalığa neden olan hem de bozulmaya yol açan bakterilerin sıcaklığın yükselmesiyle birlikte hızla üremeye başlamaları” diye konuştu.
“Önemli olan araç sıcaklığı değil, ürünün sıcaklığının korunması”
Soğuk zincirin kolay bozulabilen ve belirli ısılarda saklanması gerekli olan ürünlerin taşınmasında kullanılan bir sistem olduğunu belirten Samim Saner, soğuk zincirin kırılması sonucunda ürünlerin aynı zamanda fiziksel, duyusal, kimyasal yapılarının bozulmasının da söz konusu olabileceğini iletti. Üretimden sonraki en önemli noktanın ürünlerin dağıtım kanalları olduğuna işaret eden Saner, şöyle devam etti: “Bunun için de, etkin soğutma sağlayan frigorifik nakil araçları kullanılıyor. Fakat, aracın varlığı bazen sadece göstermelik olabiliyor. Araç sürücüsü ürünü fabrika veya depodan aldıktan sonra, maliyet artmasın diye soğutma sistemini kapatabiliyor ve gelmeden bir süre önce sistem hızlı bir şekilde çalıştırılıyor. Bu durumda, araç sıcaklığı değil, ürün sıcaklığının önemli olduğu ve kontrol edilmesi gerektiği unutulmamalı. Araç sıcaklığının zaman içindeki değişimi kolaylıkla kontrol edilebiliyor. Sıcaklık kayıt sistemleri, araç içinin tüm seyri boyunca sıcaklık değişimini verebiliyor. Bu bağlamda sevkıyat firmaları ve araçlarından sıcaklık kayıtları mutlaka istenmeli.”
Soğuk zincir kırılmadığı sürece bakteri sorununun çok büyük ihtimalle yaşanmayacağını belirten Samim Saner, ancak bunun her koşulda geçerli olamayacağının altını çizdi. Saner, “Zira bazı bakteriler soğuğu seviyor, yani soğukta üremelerine devam ediyor. Bu tip bakteriler soğutma ortamlarında rahatlıkla barınabiliyor. Soğuk seven bakterilerle mücadelede tek çözüm, hijyenik önlemlerin alınması, yani ortamın temizliğine ve dezenfeksiyonuna önem verilmesi” açıklamasını yaptı.